Eğitim camiasının yıllardır heyecanla beklediği, hükümet tarafından da uzun süredir dile getirilip bir türlü hazırlanamayan Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısı nihayet TBMM’ye verildi.
Bu yasa; öğretmenlerin özlük haklarını iyileştirecek, çalışma şartlarının zorlu olduğu bölgelerde öğretmen istihdamını ek haklarla özendirecek, mesleğin görev ve sorumluluklarını belirleyecek, ek görev, ek ders ve ücretlere dair hükümler içerecek, liyakate dayalı kariyer yapmalarını sağlayacak, meslek standartlarını ortaya koyacak, nitelikli öğretmen yetiştirilmesini ve hizmet içinde geliştirilmesini sağlayacak, adil bir atama ve nakil sistemine temel teşkil edecek, öğretmenlerin toplumsal statülerini ve saygınlığını yükseltecek ve mesleği özendirecek, öğretmenlerin şiddete karşı korunmasını sağlayacak, özel öğretim kurumlarındaki öğretmenlerin durumlarını da kapsayacak bir temel yasa olmalıydı.
Bu kanun tasarısının içeriğine yönelik eleştiriler yapılmaya başlandı. Bunun üzerine yasa tasarısının eğitim camiasının beklentilerini ne düzeyde karşıladığını ölçmek amacıyla likert türü bir ölçekle anket düzenledim. Ankete 3 bini aşkın eğitimci katıldı. Ankete katılanların % 90’ı Öğretmenlik Meslek Yasasının “Çok Kötü”, %6’sı ise “Kötü” olduğu kanaatini taşıdığı ortaya çıktı.
Hazırlanan bir meslek kanunun o mesleği icra edenlerin %96’sı tarafından kötü/çok kötü olarak değerlendirilmesinin üzerinde kafa yorulmalıdır.
Yapılan iş eğitim camiasını memnun etmemiştir.
Eğitimcilerin Yasa Tasarısı hakkındaki sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmelerde hem 3600 ek göstergenin hem de kariyer basamaklarına ilişkin tazminat düzenlemesinin 2023 yılında yürürlüğe girecek olması başı çekiyor.
Öğretmenlerin kanaati, tasarının eğitimcilerden, sendikalardan hiç görüş almadan hazırlanmış olduğu izlenimi verdiği, hatta gerekli özen gösterilmeden çalakalem yazılmış bir tasarı olduğu, içeriğinde bir çok eksikliğin bulunduğu yönünde.
Öğretmenlere 3600 ek gösterge verilirken, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde yöneticiliğe atanan şube müdürlerinin, ilçe müdürlerinin, il milli eğitim müdürlerinin ek göstergelerinin 3000 olarak kalması önemli eksikliklerden biri. Tasarıda buna ilişkin bir düzenleme yok. Bu açıdan yasanın, öğretmenlerin atanacakları idari görevler ve müfettişlik gibi görevleri de kapsaması gerekirdi.
Sayıları 200 binin üzerinde olan özel öğretim kurumlarındaki öğretmenlerin de mesleki standartlarda ücret almalarına ve çalışma koşullarına ilişkin maddelerin bulunması gerekirdi.
Askeri okul, cezaevi, hastane okulları gibi kamuda çalışan tüm öğretmenleri kapsaması gerekirdi.
Öğretmen yetiştirme, seçme, atama, performans değerlendirme, nakil, alan değiştirme, yöneticiliğe geçiş, geri dönüş, yurt dışında görevlendirme gibi mesleki süreçleri içermeliydi.
Öğretmen ve eğitim yöneticilerine yönelik disiplin hükümlerinin de mutlaka bu kanunda bulunması gerekirdi.
Öğretmenlerin bir kısmı kariyer basamaklarında sınav şartının kaldırılmasının, hizmet yılına göre bir sistem oluşturulmasının daha doğru olacağı düşüncesini paylaşıyor.
Uzman öğretmenlik için 10 yıl öğretmenlik, Başöğretmenlik için ise 10 yıl uzman öğretmenlik yapan birisinin zaten süreçte 1. dereceye ineceği ve başöğretmenlik için bunlara 1 derece verilmesinin anlamsız olacağı düşüncesi ifade ediliyor.
16 yıldır verilmeyen uzman öğretmenlik nedeniyle zaten hizmet yılı 20’yi aşmış olan öğretmenlere uzman öğretmenlik verilse bile Başöğretmenlik için 10 yıl daha beklemeleri gerekeceğinden bu haktan yararlanamadan emekliliklerinin geleceği ifade ediliyor.
Öğretmenlerin rahatsız olduğu bir husus ise tasarı ile sanki tüm öğretmenlerin maaşlarına şu anda bin-iki bin TL zam yapıldığı şeklinde yanlış algının oluşması.
Öğretmenlerin daha bir çok eleştirisi var.
TBMM'de yasa tasarısı komisyonda görüşülürken;
Daha önce öğretmenlik mesleği ile ilgili 4357 ve 1702 sayılı iki ayrı yasa bulunduğu ve bunların 2014 yılında yürürlükten kaldırıldığı unutulmamalı, bu yasaların içeriğinden, özellikle disiplin cezalarına ilişkin maddelerden yararlanılmalı,
439 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Yüksek Ve Orta Dereceli Okullar Öğretmenleri İle İlkokul Öğretmenlerinin Haftalık Ders Saatleri İle Ek Ders Ücretlerine İlişkin Kanundan yararlanmalı, tüm öğretmenlerin maaş karşılığı gireceği ders sayısı eşitlenmeli,
222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'ndaki öğretmenlerle ilgili tüm hükümler bu kanuna aktarılmalı, en önemlisi öğretmenlerce yapılan eleştiriler dikkate alınarak eksiklikleri giderilmelidir.
İşte o zaman gerçek bir meslek kanunu ortaya çıkar.