Öğretmenlik mesleği daha fazla örselenmesin, şiddete çözüm ötelenmesin

Bugün burada yine bir okulumuzda saldırıya uğrayan bir öğretmenimiz vesilesi ile eğitimciye şiddete dur demek, sesimizi yetkililere duyurmak, çözüm bulma iradesini harekete geçirmek için bir araya gelmiş bulunmaktayız.

Bugün burada yine bir okulumuzda saldırıya uğrayan bir öğretmenimiz vesilesi ile eğitimciye şiddete dur demek, sesimizi yetkililere duyurmak, çözüm bulma iradesini harekete geçirmek için bir araya gelmiş bulunmaktayız.

Gündemimiz net, hedefimiz tektir: Eğitimciler olarak sesimizin duyulmasını, mesajlarımızın alınmasını, şiddete çözümün artık ertelenmemesini, mesleğimizin daha fazla örselenmemesini istiyoruz. Şiddet, her geçen gün sayı olarak da yoğunluk olarak da artıyor, farklı faillerle yeni kulvarlar buluyor, en uzağında olması gereken yerlere bile giriyor; toplumsal bağlarımızı çözüyor, geleceğimizi karartıyor. Toplumsal değerlerimiz erozyona uğruyor, insana saygı azalıyor, hürmet yerini şiddete bırakıyor. Karakter eğiticisi, ruh işçisi, geleceğimizin mimarı öğretmenlerimiz, kaba bir muameleye maruz kalıyor.

 

 Eğitimcinin itibarını daha da artıracak, konumunu güçlendirecek, onu tehlikelere karşı koruyacak tedbirleri artık almak zorundayız. İşte tam da burada 7354 Sayılı Öğretmenlik Meslek Kanununa gerekli eklemeler yapılarak eğitimcileri şiddete karşı koruyacak düzenlemelerin yapılmasına büyük bir ihtiyaç olduğu açığa çıkmaktadır.

Eğitimci; şiddete karşı yasal güvenceyle korunan, kendisi bizzat şiddeti önleyen; eğitim ise şiddeti ortadan kaldıran bir enstrüman olmalıdır.

 

Bunun için, yetkili kişi ve kurumlardan, sivil toplum örgütlerine kadar toplumun tüm katmanlarına sorumluluk düşmektedir. Başta Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün eğitim camiası, siyasiler, mülki idareler, aydınlar, gazeteciler, aileler bu konuda büyük bir aile olduğumuz şuuru ve duyarlılığı ile sorumlu davranmalıdır. Herkesi ilgilendiren, herkesin ilgili olduğu bir meselede, toplumsal duyarlılık bilinci ve farkındalık oluşturmak için herkesin yapacağı bir şey mutlaka vardır, olmalıdır. Mevcut düzenlemelerin caydırıcı olmadığı, bilakis şiddeti beslediği artık görülmelidir. Sorun üreten bir sistem çare olamaz. Yapılması gereken, medeniyet değerlerimizi merkeze alan bir kültür seferberliğine ve eğitim programına geçmektir. Şu da bilinmelidir ki bir tek sebebi ve kaynağı olmayan şiddet, ancak topyekûn bir duyarlılık ve bilinçle önlenebilir. Varlık ve medeniyet iddiamızı sürdürmek istiyorsak, bu seferberliği başlatmaya ve başarmaya mecburuz. Aksi halde bugün bu okulda gerçekleşen şiddet giderek toplumu sarmalayacaktır ve yarın çok geç kalınmış olunacaktır.

 

Şiddeti yapanlar, şiddete taraf olanlar ve şiddeti destekleyenlere de sesleniyoruz. Bilin ki adalet er veya geç yakanıza yapışacak ve hak ettiğinizi mutlaka göreceksiniz. Menfur saldırının takipçisi olacak ve saldırıya uğrayan öğretmenimizin hukukunu koruyacağız.

 

Bu duygu ve düşüncelerle şiddet olaylarını sona erdirecek tedbirlerin bir an evvel alınması, yasal düzenlemelerin ivedi bir şekilde yapılması talebimizi bir defa daha haykırıyoruz: Mesleğimiz daha fazla örselenmesin, şiddete çözüm ötelenmesin.

 

                                                                                                           Mustafa KARATAŞ

                                                                                    Memur-Sen il Başkanı

                                                                                      Eğitim-Bir-Sen 2 nolu Şube Başkanı

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

MEB PERSONEL Haberleri