MEB 5 Eylül 2017'de yaptığı yeniden değerlendirme sonrasında okul bulabildiği öğretmenleri okullara, bulamadığı öğretmenleri de ilçe emrine atadı.
İlçe emrine atanan öğretmenlere okullar açılmadan kurum bulunacağı bilgisine ulaştık.
Gerek sağlık gerekse aile birliği özrü olan tüm öğretmenlerin atamasının yapılması tabii ki önemli ve güzel bir çalışma. Bu noktada MEB yetkililerini tebrik ediyoruz.
Bundan sonraki aşamada ve daha önemli olan atıl kadro oluşmaması.
Hem mali yönden çöpe atacak kaynağımız yok hem de öğretmenlik gibi önemli insan gücünü verimli değerlendirmek önemli.
Bir tarafta öğretmen bekleyen öğrenci varken diğer tarafta dersi olmayan öğretmen olması kabul edilemez.
Yapılan bu atamadaki en büyük ve haklı tepki il içi özrü olan öğretmenlerden gelmiştir.
Bakanlığın bu öğretmenlere yönelik tedbir alması uygun olacaktır. Ancak, buradaki tedbirin, birilerinin dediği gibi "il içi özür nakli isteyen tüm öğretmenleri istedikleri ilçe emrine atayın" şeklinde mi olmalıdır?
MEB bireysel talepler ile kamu yararı arasında denge kurmak zorundadır. Bakanlığa, "il içi nakil isteyen tüm öğretmenleri, ihtiyaç olmamasına rağmen, norm açığı olmayan okullara atayın demek" hak ve adalete uygun değil. Böyle bir atama şeklini talep etmek demek, 30 bine yakın öğretmen norm fazlası olarak çalışsın demektir.
Ek iller arası özür naklinde atanan aday sayısı 4 bin 900'dür. Bunlar bir şekilde ilçe içinde eritilebilir. Örneğin Ankara'ya iller arası özür naklinde atanan öğretmen sayısı 400'tür. Ankara bu norm fazlasını, norm güncellemeleri sırasında zaman içinde eritecektir. Ancak il içi özür nakil isteyen 30 bine yakın öğretmenin atamalarının ilçe emrine yapılmasını istemek ne derece doğrudur?
Burada şöyle çözüm bulunabilir. Özellikle ilçeler arası mesafenin 70-100 km üzerinde olan yerler bulunmaktadır. Örneğin Şereflikoçhisar ilçesinin Ankara'ya uzaklığı 150 km, Nallıhan'ın ise 162 km'dir. İşte bu gibi sorunlar çözülmelidir. Yoksa "Ankara Mamak'taki birinin Yenimahalle ilçesine nakil sorununu, ilçe emriyle, norm fazlası olacak şekillde çözün" demek; en başta dersleri boş geçecek öğrenciye, sonra norm fazlası olacağı için boşta gezecek olan öğretmene, bunu çalıştıramayacağı için personeli arasındaki dengeyi kuramayacak olan Bakanlığa ve bu öğretmenin maaşını vergileriyle finanse eden 70 milyon vatandaşa zulümdür.
Bir kez daha belirtmek istiyoruz ki, büyük ulaşım sorunu yaşayan ilçeler için Bakanlık bir talimat yazısı çıkarabilir ve Valilikler eliyle yaşanan sorun çözülebilir.
memurlar.net