ÖĞRETMENLER YAZ TATİLİNDE NE YAPMALI?
Bu yıl ilk defa öğretmenler, performans değerlendirme işlemine tabi tutuldular. Elli ölçüt kapsamında öğretmenler değerlendirildiler. Elbette değerlendirme ölçütleri önceden öğretmenlere bildirilmeli, ara değerlendirmeler yapılmalı ve öz değerlendirmeler mutlaka alınmalıydı. Bunu geleneksel deyimimizle “kervan yolda dizilir” diyerek ileride geliştirileceğini ümit ediyorum diyor ve bir kenara koyuyorum. Performans değerlendirme işleminin sonuçlarının çalışanların iş güvencesinin ortadan kaldırmaya dönük bir çalışma değil, hizmet içi gerekli iyileştirmelerin yapılandırılacağı bir ön çalışma olması gerektiğini de ayrıca belirtmek istiyorum. Değerlendirme aşaması olmayan hiçbir sistem yoktur. Değerlendirme yapılmayan bir sistemin, sistem olarak anılamayacağı da açıktır. Dolayısıyla çalışanların (idareci, öğretmen, yardımcı hizmetler vb.) değerlendirmesi yapılmalıdır. Ancak değerlendirme iş güvencesine halel getirmek için değil, hem çalışanı, hem de çalıştıranı; yapılan iş ile ilgili düşündürmek, işin ve işgörenin geliştirilmesi dolayısıyla verimliliğin arttırılması için de gerekli önlemlerin alınabilmesi amacıyla yapılmalıdır. Değerlendirme geliştirme için ihtiyaç duyulan verilere ulaşmak için bir basamak olmalıdır. Bu açıdan değerlendirme sistemin gerekli, hatta olmazsa olmaz bir aşamasıdır. Verimliliğin geliştirilmesi nitelikli bir eğitimin her okulda sağlanabilmesi için hem öğretmene hem de işverene düşen görevler olduğu bir gerçektir. Bu iki kesimin de üzerine düşen görevler bulunmaktadır. Eğitim sistemi dijital çağa ayak uydurabilmek için gerekli adımları atması beklenirken, öğretmenler de kendini geliştirmek ve yenilemek için gerekli adımları atmaya önce kendinden başlamalıdırlar.
Dijital teknoloji devriminin yaşandığı ve dünyada eğitim sisteminde yeni yapılanma arayışlarının sürdüğü bir çağda, hiç kimsenin eski bilgisi ve alışkanlıklarıyla yeni çağa ve yeni sisteme ayak uydurabilmesi, sınıfında ve okulunda verimli ve başarılı olabilmesi mümkün değildir. Yeniliğe en çok açık olması gereken kesim hiç şüphesiz öğretmenler olmalıdır. Okul idarecisi, öğretmeni ve öğrencisiyle sürekli öğrenmeli ve her okul kendi içinde mesleki gelişim sistemini kurgulamalıdır.
Gelecek eğitim yılına eğitimciler bu düşünce ve misyonla kendini hazırlamalılar. Eğitimle ilgili düşünmeliler, eğitim ile ilgili kendilerini geliştirmeliler, yeni donanımlar kazanmalılar. Sürekli gelişen çağın teknolojik ve düşünsel gelişmelerini yakalamalılar ve bu gelişmeleri alanlarına uygulamanın yöntemlerini bulmalılar. Ve eğitimciler, eğitimde “takrir, kara tahta, zil” anlayışının artık süresini çoktan tamamlamış teknoloji çağının eğitim anlayışı olduğunu da unutmamalılar. Yaz tatili eğitimciler için iyi bir fırsat olabilir.
Bu bağlamda “Eğitimpedia” adlı sitede okuduğum ve konuyla alakalı olduğunu düşündüğüm ve öğretmenlere öneri içeren bir yazıyı paylaşmak istiyorum.
“1. “Farkındalık” Çalışmaları Yapın
Farkındalık kelimesinin kendisi bile insanda hoş bir içsel huzur hissi yaratabilir. Farkındalık kişinin anda olması ve yaşamayı deneyimlemenin doğal sürecinin bir parçası olarak düşüncelerini, çevresindekileri ve yaşadığı durumları tamamen kabullenmesi demektir.
Farkındalığı olan insanlar dikkatli ve duyarlıdırlar, tepkisel değil. İnsanları ve durumları yargılamak yerine onları kabul ederler. Bu farkındalık hali öğretmenler için özel bir değer taşır. Yoğun programlarımıza ve sorumluluklardan oluşan uzun listelerimize rağmen kendimize bakmaya ve özen göstermeye devam etmemizi sağlar.
Ayrıca farkındalık, bizi daha iyi bir öğretmen yapabilir. Bir okul gününün ortasında, bir noktada – herhangi bir sebeple – yaşadığınız en son stresi düşünün. Onunla nasıl başa çıktınız? Umarım sonuçları olumludur. Ama eğer stres doğru bir şekilde ele alınmazsa, dersleri, insan ilişkilerini hatta kişisel enerji düzeyimizi bile olumsuz etkileyebilir.
Farkındalık, duygularımızın bilincine varabilmemizin en iyi yoludur. Ama aynı zamanda kontrolü ele almanın ve duygularımızı hem kendimizle hem de öğrencilerimizle, meslektaşlarımızla, ebeveynlerimizle ve aile bireylerimizle ilişkilerimizin olumlu şekilde sonuçlanmasını sağlayacak şekilde kullanmanın en etkili yoludur.
İşte farkındalık çalışmaları kapsamında yapabileceğiniz birkaç küçük öneri:
• Günlük tutun. Yaz dönemi günlük tutmaya başlamak (ya da belki de bıraktığınız yerden yeniden başlamak) için harika bir zamandır. Düşüncelerinizi yazdıkça, aslında zihninizi netleştirmeye ve organize etmeye yardımcı olduğunuzu fark edebilirsiniz. Ayrıca günlük çalışmasını, öğrencilerinizle birlikte günlük ya da haftalık olarak yapabileceğiniz bir çalışma olarak da yapmayı düşünebilirsiniz. Bu, onların yazma ve çizim becerilerini güçlendirmenin yanı sıra düşüncelerini ve duygularını ifade etmelerinin bir sonucu olarak birer “öğrenen” olarak kendileri ile ilişkilerini de derinleştirecektir.
• Doğayla bağlantı kurun. Bir parkta yürüyüş yapmak ya da sadece ziyaret etmek için zaman ayırın. Yaz aylarında açık havada olmaktan daha güzel bir şey yoktur. (günlüğünüzü de yanınıza alın!)
• Nefes çalışmaları yapmayı öğrenin. Yaz boyunca öğreneceğiniz nefes teknikleri, yeni öğretim yılına başladığınız dönemde hayatınızın doğal bir parçası haline gelecektir. Nefes çalışmaları günlük performansınızı ve enerjinizi artıracaktır.
2. Oku, Düşün, Planla
Arkanıza yaslanın ve hem kişisel zevkiniz hem de mesleki gelişiminiz arasındaki dengeyi kaybetmeden okuyun. Bazı kitapları sadece kendi keyfiniz için okuyun. Diğer kitapları, önümüzdeki yıla yönelik mesleki hedefleriniz üzerinde doğrudan etkisi olacak şekilde seçin. Bu okumaların kişisel vizyonunuza nasıl uygulanabileceği üzerine mutlaka düşünün.
• Öğretim yılınızın ay ay ders planını çıkartın. Aylık hedeflerinizin çerçevesini çizmek, organize bir öğrenme ve öğretme yılı başlatmanızı sağlayacaktır.
• İhtiyaç duyacağınız kaynakları belirleyin. Bir liste yapın. Böylece ihtiyacınız olanları yaz boyunca toplamaya başlayabilirsiniz. Mutlaka kullanmanız gereken internet sitesi, kitap ve makale listeleri yapın. Ders planlarınızı destekleyebilecek malzemeleri araştırmak ve görmek için mağazaları dolaşın.
• Öğrencilere, öğrenme ile bireysel olarak bağ kurmaları için rehberlik etmeniz gerektiğinde başvurabileceğiniz stratejilerin yer aldığı bir strateji defteri oluşturun. Proaktif ders planlarına uygulayabileceğiniz ve ders sırasında spontan kararlar için kullanabileceğiniz stratejileri toplayın. Sınıfınızdaki tüm öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik fikirler biriktirin.
3. Bağlantı Kur, İşbirliği Yap, Dinle ve Paylaş!
Başarılı ve etkili öğretmenlik; sosyal, işbirlikçi, takım çalışmasına odaklanan bir süreçtir. Yaz ayları, mesleki sosyal ağınızı yaratmak ya da genişletmek için mükemmel bir zamandır. Okulunuzdaki ya da yakın çevrenizdeki meslektaşlarla bağlantı kurmak çok güçlü bir şey. Ama sakın bununla sınırlı kalmayın! İşte sizi harekete geçirecek birkaç öneri:
• Twitter’a girin, ilginizi ve uzmanlığınızı ateşleyecek konuşmalara katılın. Herkese uygun bir konu bulmak mümkün. Eğer beğeneceğiniz bir konu başlığı bulmazsanız kendiniz bir tane yaratın! Twitter yıl boyunca, her gün, her an mesleki gelişim sağlayacağınız bir ortam. Siz hazır olduğunuzda, o da hazır!
• Mesleki ve kişisel kitap seçimi dengesi kurmanızı sağlayacak tür ve konularda kitaplar bulabileceğiniz kitap gruplarına katılın ya da siz bir tane oluşturun.
• Önümüzdeki yıl eğitimde kullanabileceğiniz iki yeni teknoloji tabanlı araç kullanmayı öğrenin.
• Ailenizle, arkadaşlarınızla ve en önemlisi kendinizle bağlantı kurun. Sadece var olmanın tadını çıkardığınız anlar yaşayın.
Daha iyi bir öğretmen olma yolundaki yolculuğumuz, dengeyi bulmak, keyif almak ve öğrenme ve işbirliği yapma fırsatlarından ibarettir. Öğrencilerimizin öğrenmeyle ilişkilerini derinleştirmelerine rehberlik edeceğinden hiç şüphe olmayan ve sürekli devam eden güçlü bir kendini adamadır.
Zaten en önemlisi de bu değil mi?”