Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, "Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri ile ilgili çalışmalar son aşamasına gelmiş ve hazırlanan metin Bakanımıza sunulmuştur." dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı ve TOBB Türkiye Eğitim Meclisi iş birliğinde düzenlenen "Nitelikli Öğretmen Yetiştirme" konulu 6. Eğitim Kongresi, TOBB Konferans Salonu'nda başladı.
Bakan Yardımcısı Erdem, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, eğitimde başarı için öğretmen yetiştirme sisteminin, öğretmen niteliğinin, çalışma koşullarının ve öğretmen motivasyonunun bütünsel bir anlayışla ele alınması gerektiğini vurguladı.
Bu kapsamda, öğretmen, öğrenci, okul ve çevre arasındaki dinamik ilişkinin sistem bütünlüğü içinde tesis edilmesinin önemine işaret eden Erdem, eğitim ve öğretim başarısının, öğretmenin başarısıyla yakın ilişkili olduğunu ifade etti.
Öğretmen yetiştirme programlarının başarısının artırılması çerçevesinde pratik uygulamalara daha çok yer verilmesi gereğinin altını çizen Erdem, bu programların iyileştirilmesi bağlamında eğitim fakültelerinin belirli standartlara sahip olmasını sağlamanın önemli bir gereklilik olarak ortaya çıktığını söyledi.
-"Öğretmen sayısı bir milyona yaklaştı"
Erdem, her yıl eğitim fakültelerinden mezun olan çok sayıda kişinin öğretmen olarak atanmayı beklediğini ve atanamama halinde hayal kırıklığı yaşadığını ifade ederek, eğitim fakültelerinden mezun olanlar arasında istihdam edilemeyenlerin sayısının giderek arttığına dikkati çekti.
Öğretmen ihtiyacıyla uyumlu kontenjan belirlenmesi konusunda düzenlemelerin yapılması gerektiğine işaret eden Erdem, şöyle devam etti:
"Bakanlığın artan ihtiyaçlar doğrultusunda son yıllarda yaptığı atamalarla birlikte mevcut öğretmen sayısı bir milyona yaklaşmıştır. Özel okul öğretmenlerini de dahil ettiğimizde 2016-2017 eğitim öğretim yılında 989 bin 231 öğretmenimiz bulunmaktadır. Son 10 yılda atanan öğretmen sayısı 447 bin 638'dir. İstihdam edilen öğretmenlerin yüzde 49,7'sinin son 10 yıl içerisinde göreve başladığı görülmektedir. Görev yapan öğretmenlerimizin yüzde 52,7'sinin hizmet süresi 0-10 yıl, yüzde 39,2'sinin 11-25 yıl, yüzde 8,1'inin ise 25 yıldan fazladır."
Öğretmenlerin yüzde 49,3'ünün 35 yaş ve altında, yüzde 41,5'inin 36 ile 50 yaş arasında ve yüzde 9,2'sinin 50 yaşın üzerinde olduğunu belirten Erdem, şunları kaydetti:
"Öğretmenlerimizin genel yaş ortalaması 37,4 olup OECD ülkeleri içerisinde en genç öğretmen nüfusuna sahip ülke Türkiye'dir. Mezun olan ve olacak öğretmen fazlalığının YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı olarak önemli bir alan olduğunun farkındayız. Eğitim fakültelerinin acilen misyon ve görevlerini yeniden gözden geçirmeleri ve öğrencilerin başka sektörlerde iş bulmasına imkan sağlayacak, farklı alanları da kapsayacak yeni bir eğitim modeline, programına ihtiyaç olduğu görülmekte."
- Öğretmenin niteliğini artıracak çalışmalar
Erdem, bakanlığın son dönemde öğretmenlerin niteliğini artıracak çalışmalara hız verdiğini ve önemli mesafeler aldığını vurgulayarak, 9 Haziran'da yürürlüğe giren "Öğretmen Strateji Belgesi"nin içeriği ile "Sözleşmeli Öğretmenlik Modeli ve Sözlü ile Öğretmen Alımı"na ilişkin bilgi verdi.
Öğretmen adaylarının kişisel özelliklerinin de öğretmenlik mesleğindeki performanslarını önemli ölçüde etkilediğini belirten Erdem, öğretmenlik mesleğinin çok aşamalı ve ölçütleri belirlenmiş olarak yeniden tasarlandığını söyledi.
Erdem, öğretmenliğe seçilecek adayların sahip olması gereken temel yeterliklerin değerlendirilebildiği ve yalnızca yazılı sınav değil, alternatif değerlendirme yöntemlerinin de kullanıldığı bir seçme sisteminin oluşturulmasının önemine işaret etti.
"Öğretmen Yeterlikleri" konusundaki çalışmaya da değinen Erdem, "Bakanlığımız, akademisyen ve öğretmenlerle yürüttüğü çalışmalar sonucu 'Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri' ile ilgili çalışmalar son aşamasına gelmiş ve hazırlanan metin Bakanımıza sunulmuştur." dedi.
"Öğretmen yeterliliği" konusunun en büyük sıkıntılardan biri olduğunu ifade eden Erdem, "Bütün öğretmenlerimiz iyi ama daha iyi olanını hala ayıramadık. Bunu yapmamız gerekiyor. Emeğini boşa götürmeden iyi olanları ödüllendirip, eksiklerin giderildiği bir hizmet için rekabetçi ve iyi bir eğitim sistemini oturtmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Erdem, 64. ve 65. Hükümet eylem planlarında, "öğretmen akademisi" kurulması vaadi bulunduğu anımsatarak, bunun bakanlığın ihtiyaçlarını gözeten ve gerekli eğitimleri verebilecek insan kaynağı açısından bir yenilik olacağını ifade etti.
-"Eğitimin kalitesinin ana unsuru öğretmen"
TOBB Yönetim Kurulu Faik Yavuz da Türkiye'nin son yıllarda eğitim alanındaki en önemli problemlerden bazılarını aştığını belirterek, derslik sayısı ve okulların fiziki-teknolojik altyapısı bakımından çok iyi bir noktaya gelindiğini söyledi.
Eğitimin kalitesinin artırılması gerektiğini ifade eden Yavuz, "Eğitimin kalitesinin ana unsuru öğretmendir. Bir eğitim reformu yapacaksak, bunun başlayacağı yer eğitim fakülteleridir, eğitim fakülteleri reformudur." dedi.
TOBB Türkiye Eğitim Meclisi Başkanı Yusuf Ekinci de öğretmen yetiştirmedeki en önemli konunun, "kaliteli öğretmen yetiştirme", "kaliteyi muhafaza etme" ve "çağın gereklerine uyum sağlayabilme" olduğunu ifade ederek, özel öğretim kurumlarının artması ve öğretmen yetiştirme işinin ihtiyaca uygun hale getirilmesiyle rekabetin sağlanacağını ve kalitenin artacağını söyledi.
Sadece bilgi aktarma rolünü üstlenen bir öğretmenliğin gençlere 21. yüzyılda beklenen becerileri kazandırmayacağını vurgulayan Ekinci, şu değerlendirmede bulundu:
"Geçmişte bir meslek olarak tanımlanan bilgisayar kullanımı bugün herkesin ortak becerileri arasına nasıl dönüştüyse gelecekte de öğretmenlik becerilerinin herkesin ortak becerileri içerisinde yer alması kaçınılmazdır. Hayat boyu öğrenme ilkesi bunu gerekli ve zaruri kılmaktadır. Bu bağlamda popülist yaklaşımları bir kenara bırakıp öğretmenlik mesleğinin yeniden yapılandırılması ihtiyacını cesaretle gündeme getirmek ve uygulamak zorundayız."