Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Bakanlığın 2021 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yaptı.
Bakan Selçuk, yapmış oldu sunumda öğretmen maaşlarına ilişkin de açıklama yaptı. Selçuk yapmış olduğu açıklamada; "Öğretmenlerimizin mali ve sosyal haklarında önemli iyileştirmeler yapılmış ve 1 Temmuz 2020 itibarıyla Bakanlığımız bünyesinde göreve yeni başlayan 9. derece 1. kademedeki bir öğretmenimizin maaşı 4369 lira, ek ders ücretinin saati net 18,22 lira olmuştur." dedi.
Bakan Selçuk'un adeta yerlerde sürünen Öğretmen Maaşları konusunda "İyileştirmeler" yapıldığından bahsetmesine tepki gecikmedi.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından açıklanan öğretmen maaşına 6 maddelik tepki gösterdi. İşte o açıklama:
1-“Öğretmenlerimizin mali ve sosyal haklarında önemli iyileştirmeler yapılmış ve 1 Temmuz 2020 itibarıyla Bakanlığımız bünyesinde göreve yeni başlayan 9/1 derecedeki bir öğretmenimizin maaşı 4369 TL olmuştur” demiş!
2-Yandaş sendikanın bile Eylül 2020 itibariyle 4 kişilik bir ailenin açlık sınırını 2.473,1 TL, yoksulluk sınırını 7.187,3 TL olarak açıkladığı bir durumda öğretmene verilen 4.369 TL aylık ücretin “önemli iyileştirme” olarak sunulmasını değerlendirmeye dahi gerek duymuyorum.
3-Öte yandan başka önemli bir gerçeğe dikkat çekmek isterim ki;
Toplu Sözleşmenin imzalandığı 2019 Ağustos ayı itibariyle 9/1’indeki öğretmenimiz 4.133 TL alıyordu.
O zaman bu öğretmenimiz maaşıyla 738 dolar veya 9,7 çeyrek altın alabiliyordu.
4-Şimdi ise aynı öğretmenimiz maaşıyla ancak 511 dolar ve 5,2 çeyrek altın alabiliyor.
Yani 2020 ve 2021 yılının pazarlığının yapıldığı 2019 Toplu Sözleşmesinden bugüne öğretmenimiz döviz bazında 227 dolar, altın bazında ise 4,5 çeyrek altın karşılığı kayıpta!
5-Toplu Sözleşmeden bu yana ekonomik koşulların inanılmaz şekilde değişmiş olduğu gözönüne alınarak ücret artışlarının da günümüz gerçeklerine mütenasip şekilde güncellenmesi talebi makul değil midir?
6- Tabi bu arada “Maaşınızı altın ya da dövizle almıyorsunuz kardeşim; ne kaybından bahsediyorsun?” diyen uzmanlar(!) da çıkacaktır!
Onların vicdanlarını da milletimizin vicdanına havale ediyorum...