MEB öğretmenlerden önemli bir ihtar aldı.
Defalarca talep etmelerine rağmen öğretmenin itibarını düzeltici tedbirleri almayan Milli Eğitim Bakanlığı sonunda öğretmenlerden ciddi bir uyarı aldı.
Öğretmenle zıtlaşmanın bakanlığa bir faydasının olmayacağı bir kere daha anlaşıldı.
Olay şu efendim:
“Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) dershanelerin yerine geçmesi için geçtiğimiz 20 Ekim'den itibaren okullarda açtığı "takviye kurslara" öğretmenlerin ilgisi düşük oldu. Bu nedenle birçok okulda kurs açılmadı. İstanbul'da geçen haftadan itibaren açılan toplam kurs sayısı 19 bin 46. Bu kurslara katılmak için ilköğretim ve lise öğrencilerinden 903 bin 408'i başvurdu. Ancak açılan kurslar bu öğrencilerin ancak üçte birine yeterli oldu. Kurslara başlayan öğrenci sayısı 356 bin 213 oldu. 100 binden fazla öğretmenin görev yaptığı İstanbul'da kursta ders vermeye aday olan öğretmen sayısı 9 bin 136. Bakanlıktan bir yetkili öğretmenlere saati 9 TL olan ek ders ücreti verilmesinin isteksizlik yarattığını söyleyerek, "Ek ders ücretinin 18 TL'ye çıkacağı söyleniyor. O zaman sayı artar" diyor.”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları ile dershanelerden boşalacak alanı doldurmaya kalkmasını iyi niyetli bulsak da, hem ilgili yönerge hem de uygulamalar yalnızca niyetin yeterli olmadığının ispatıdır.
Ortada net bir şey var; öğretmen paraya takılmış gibi bir hava var.
Aslında öylemi, sanmıyorum.
Yanlışlık düzenlemeyi yapan devlette.
Baştan itibaren dershanelerin kapatılmasına dair defalarca yazdım bu konuda yapılmak istenenlere destek verdim, ancak hiçbir zaman devlet kursu açılsın demedik.
Kurs okul üzerine getirilirse bu nihayet çocuklara yüktür.
Zaten müfredat yükü çocukları bezdirirken üstüne bir de kurs eklemek tabir caizse zulümdür.
Peki, öğretmenler neden bu kurslara itibar etmedi.
Bu mesele çok su götürür.
Zannedildiği gibi tek neden ders saati ücretlerinin yetersizliği değil.
İşin içinde çok farklı ihtimaller var.
Mesela bazı öğretmenlerin bu kurslarla özel öğrencilerini kaybetme ihtimalleri ortaya çıktı.
Bazı öğretmenler ise devletin sınav odaklı eğitim sistemini benimsemiyorlar.
Her öğrencinin öncelikle kendi okulunda yeterli eğitimi alması sağlanmalı.
Eğitimde aksayan, yanlış giden unsurlar düzeltilmeli, dershane ihtiyacı bertaraf edilmeli.
Devlet illa kurs açacak ise öncelikle spor, sanat ve kültürel içerikli programlar uygulamaya konulmalı.