Ortaöğretime ve yükseköğretime geçiş sistemlerinin tartışıldığı, bu konularda baş döndürücü değişimlerin yaşandığı bu günlerde, öğrenci başarısını etkileyen faktörlerden en önemlisi olan “Aile” ve ailenin “Öğrenci başarısı” üzerindeki etkisi üzerinde durmak gerekiyor.
Bu konuda yapılmış bir araştırma olan “Okul Başarısının Ön Koşulu: Okul Aile Dayanışması” başlıklı makalenin bulgularını ve çözüm önerilerini paylaşmak, konumuz açısından yararlı olacaktır diye düşünüyoruz.( Çelenk S. 2003)
Çelenk’in aktarımına göre; aile içi uyumun, ailenin destekleyici yaklaşımının ve ailenin okul etkinliklerine katılmasındaki çeşitliliğin, okul başarısı üzerinde önemli etkileri vardır. Diaz (1989) tarafından yapılan bir araştırmada; akademik başarısı düşük ve sınıfta kalma riski taşıyan öğrencileri diğer öğrencilerden ayıran en önemli etkenin, anne-baba desteği ve ilgisinden yoksunluk olduğu saptanmıştır. Aynı araştırmada, anne-baba katılık, tutarsızlık ve geçimsizliğinin de düşük okul başarısında önemli bir risk faktörü olduğu görülmüştür.
Çelenk’e göre; Jencks ve arkadaşları (Malkoç, 1991) tarafından yapılan kapsamlı bir araştırma, aile özellikleri, öğrencinin okul başarısındaki en önemli çevre faktörünü oluşturmaktadır. Bu araştırmadan elde edilen bulgulara göre, okul başarısının yarıdan çoğunun, ailenin katkısıyla gerçekleştiğini söylemek mümkündür.
Satır (1996)’ın yaptığı bir araştırmada; çocuğuna yakın ilgi gösteren, çocuğunun çalışma ortamını düzenleyen ve planlayan, çocuğunun başarısını övücü sözlerle destekleyen, çocuğunun başarısızlığında onu çalışırsan başarılı olursun sözleriyle yüreklendiren anne-babaların çocuklarının akademik başarılarının yüksek olduğu sonucuna varılmıştır.
( http://www.ilkogretim-online.org.tr)
Bu açıklamalardan sonra, bütün anne-babaların en değerli varlıkları olan çocuklarının eğitimi konusunda yeterince hassas davrandıklarını söylemek mümkün değildir. Bu durumun çok boyutlu nedenleri olabilir ancak en temel nedenler arasında ailenin ekonomik sorunları, eğitim seviyelerinin düşüklüğü, çok çocuk sayısına sahip olma ve eğitimin önemini kavramama olarak sıralayabiliriz.
Eğitimciler olarak, aile ile işbirliği yapmanın öğrencinin başarısı açısından ne kadar önemli olduğunu bilmekte fakat bu etkinin ne ölçüde olduğunu belki de tahmin edemiyorduk. Ancak ulaşılan bu bulgular, bizlerin bu konudaki farkındalığını da arttırmış olması gerekir.
Öğrencinin okul başarısı üzerinde aile faktörünün oynadığı rolü konu alan bu çalışmada ulaşılan sonuçları şu şekilde özetlemek mümkündür:
1. Eğitim açısından destekleyici bir tutum içinde bulunan ailelerden gelen çocukların okul başarıları daha yüksektir.
2. Aile bakım, şefkat ve korumasının okul başarısının yükselmesinde önemli bir faktör olduğu anlaşılmaktadır. Koruyucu aile yanında kalan çocukların eğer uygun şefkat ve kurumu sağlandığı takdirde başarılarının yükseldiği görülmüştür.
3. Okul ile ortak program üzerinde görüş birliği içinde düzenli iletişim içinde bulunan, bu ortak anlayış içinde çocuğuna eğitim desteği sağlayan velilerin çocuklarının okul başarılarının daha da yüksek olduğu anlaşılmaktadır.
Bu sonuçların ışığında şu öneriler yapılabilir:
1. Okulun izlediği eğitim yaklaşımları, öğrenciye uygulanan sınıf içi öğretim etkinlikleri konusunda velilerle iletişim kurulmalı, ayrıca, okul-aile yardımlaşması ve bu çerçevede çocuğun eğitimi konusunda etkin işbirliğinin sağlanabilmesi amacıyla veliler eğitilmelidir.
2. Yukarıda sözü edilen velilerin eğitimi çerçevesinde, öğrencilerin uyum, gelişim problemleri, ilgi, ihtiyaç ve yetenekleri konusunda veliler bilgilendirilmelidir.
3. Velilerin öğrencinin okul başarısına yapabilecekleri olumlu katkıdan azami ölçüde yararlanabilmelerini sağlayabilmek amacıyla, okula bakış açıları olumsuzdan olumluya dönüştürülürken, okula farklı kaynaklardan para temin edilmeli, bu ilişkiler çerçevesinde velilerden para alınması sözkonusu olmamalıdır.
4. Etkin bir okul veli yardımlaşmasını sağlayabilmek için, ilişkiler rastlantıya bırakılmamalı, okul-veli görüşme ve toplantıları yıllık, aylık ve haftalık dönemler içinde programlara bağlanmalı, aile büyükleri ile mektuplaşma, telefonlaşma ve ev ziyaretleri de bu çerçevede ele alınmalıdır.
5. Velilerin okula olan güven ve işbirliğini geliştirmek amacıyla, öğrenci etkinlikleri sergilenmeli ve bu etkinlikleri velilerin izlemesi sağlanmalıdır.
Bu önerilerin hayata geçirilmesi çok büyük bütçeleri gerektirmemektedir. Ancak velilerin okulla ilişki kurmalarının önündeki en büyük engel olan “bağış toplanması” hususunun MEB tarafından açıklığa kavuşturulması, gönüllü bir şekilde okul-aile birlikleri hesabına yatırılan bağışların yasaklanmaması, aksine maddi durumu yerinde olan velilerin okulla dayanışma adına yapacakları katkıların, yine velilerin eğitiminde kullanılması sağlanmalıdır. Açık ve hesap verilebilir bir okul-aile birliği uygulaması, okulun çevreyle bütünleşmesi için bir kanal açabilir.
Bu konuda yaratıcı “Yeni Liderler” olan okul müdürlerine çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Okul müdürleri okul-aile işbirliğinin sağlanmasında öncü rolü oynamalı, bu konuda öğretmenleri harekete geçirmelidir.
Son olarak da öğretmenlerin, okulun paydaşlarından biri olmaları hasebiyle, özellikle okul-aile işbirliğini sağlayıcı çalışmaları yapmalarının yanısıra; kendi öğrencilerinin velileriyle değişik yöntemler kullanarak işbirliği yapmayı azami seviyeye çıkarmaları, öğrenci başarısının arttırılması açısından çok önemli olduğunun bilincinde olmalarının elzem olduğunu vurgulamak isteriz.
Öğrencinin başarısının arttırılmasının dışsal koşullarının değiştirilmesi üzerinde etkide bulunmanın koşullarının sınırlı olduğu verili durumda; okul-aile-öğretmen-öğrenci işbirliğinin sağlanması, ailenin, okul ve öğretmenle daha fazla iletişim-etkileşim içinde olması, okulun bütün paydaşlarının lehine ve yararına bir okul ve öğrenme ortamı sağlayacaktır.
-Çelenk, S. İlköğretim-Online 2 (2), 2003 sf. 28-34 http://www.ilkogretim-online.org.tr