Terör örgütü FETÖ'nün 15 Temmuz'daki askeri darbe girişimi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla meydanlara inenlerin mücadelesiyle püskürtülmüştü.
ODTÜ'lü öğrenciler, darbe girişiminin püskürtülmesinden günler sonra, yaşananlara ilişkin bir bildiri yayınladı. Yayınlanan bildiride, darbe girişimine karşı meydanlara inenler için yapılanların demokrasi için yapılmadığı iddia edildi. Bildiride, camilerden okunan selalardan duyulan rahatsızlık da açık bir şekilde ifade edildi.
CAMİLERDEN OKUNAN SELALAR..
İşte ODTÜ'lü öğrencilerin yayınladığı bildiri;
"Açıktır ki ne yapılmak istenen darbe demokrasi içindi, ne de darbeyi ezip OHAL ilan edenler demokrasi için hareket etmekte. Açıktır ki camilerden selalar eşliğinde bildiriler okuyanlar bunu demokrasi için yapmıyor.
ÜCRETSİZ ULAŞIM..
Açıktır ki son kurtuluş yolu olarak ücretsiz ulaşım ve bedava kumanya ile kitlesini sokağa çıkarmaya çalışanlar, devletin tüm imkânlarını bunun için seferber etmelerine rağmen 2013 Haziran’ında sokağa çıkan insan sayısının onda birini bile çıkaramayanlar, demokrasi için yapmıyorlar bunu.
ERLERİN KAFASI KESİLDİ YALANI
Açıktır ki tekbirlerle sokağa çıkıp yirmili yaşlardaki erlerin kafasını kesecek boyuttaki vahşeti sergileyenler bunu demokrasi için yapmıyor. Açıktır ki meydanlarda tekbir seslerinin arkasında erilliğin en iğrenç boyutlarını, tacizin her türlüsünü sergileyenler bunu demokrasi için yapmıyor.
Açıktır ki üniversitelerde “cemaatçi avı” diye yola çıkıp, Barış İçin Akademisyenler imzacıları ve diğer muhalifleri tasfiye etmeye çalışanlar demokrasi için yapmıyor bunu. Ve bunca açık gerçekliği biliyoruz ki milyonlar da görüyor ve rahatsız oluyor.
Rahatsızız, darbe girişiminin de, darbeyi bastırıp kendi diktatörlüğünü inşa edenlerin de yarattığı rahatsızlıkları fısıltılarla konuşuyoruz. Ama gün fısıltılarımızı birleştirme günü, fısıltılarımızı çığlıklara, haykırışlara çevirme günü. Rahatsızlıklarımızı, korkularımızı, kaygılarımızı bir araya gelerek aşmanın günü.
Gün üniversiteli olmanın üzerimize yüklediği aydın sorumluluğunu layıkıyla yerine getirmenin günü. Gençliğin direngenliğini ve iki seçenek arasına sıkıştırılamayacağını bir kere daha göstermenin günü. Gün umutsuzluğu yasaklamanın günü. Gün o “hürlüğün havasını bir ağızdan tutturmanın günü”.
Gün darbeciler ve Tayyip Erdoğan arasında şekillenen bu saflaşmanın dışında üçüncü bir sesi, “Ne darbe, ne diktatörlük!” söylemini yükseltmenin günüdür. Gün, gençliğin cüretkârlığıyla üniversitelerimizden bu söylemi yükseltme ve yayma günüdür. Birbirleriyle adeta yandaşlık yarışına girmiş rektörlerin açıklamalarına inat, üçüncü bir sesi, alternatifi tüm üniversitelerden yükseltmenin günüdür.
Bütün üniversiteleri çağrımıza destek olmaya ve ortak bir alternatif kurabilmek için kendi sözlerini söylemeye davet ediyoruz"