Genelkurmay Başkanlığı tarafından başlatılan "Türkiye Şehitlerini Anıyor" etkinliği kapsamında, Harbiye Askeri Müzesi ve Kültür Sitesi Komutanlığında, tören düzenlendi.
Programda konuşan Albay Erhan Altunok: "Bir kuyuya düşen minicik bir kangal yavrusunun oradan çıkartılmasını on gün televizyon ekranlarından takip edecek kadar merhametli bir milletiz. Yeter ki vatanımıza namert eller uzanmasın. Evet biz o kangal yavrusuna acırız ama yavrusu geriye hiç dönemeyen Anadolu analarının neler hissettiklerinin de yürekten canı gönülden anlaşılmasını arzu ederiz" dedi.
GEÇEN YILDA HERKESİ DUYGULANDIRAN BİR KONUŞMA YAPMIŞTI
Altunok Bedir Şavaşı'na giderken Peygamber Efendimizin Hazreti Hamza'ya söylediği, "Ey Hamza yavaş yürü, gözünün gördüğü hiçbir şeyden korkmazsın sen lakin heybetini gizli tut. Yürüyüşün ölümü korkutuyor" sözünü hatırlatarak, "Bizim yiğitlerimiz, bu şehadete eren kahramanlar yürürken Hazreti Hamza'nın heybetinden feyz aldılar ve ölümü korkuttular. Çünkü onlar yani yiğit askerlerimiz, kahraman polislerimiz ölümden hiç korkmadılar. Şehadete koşa koşa giderken karşısındaki düşmanın yüreğini korkuttu onlar. Şehit Jandarma Teğmen Abdulselam Özatak da işte bu yiğitlerden biriydi" dedi.
"TEĞMEN MAAŞIYLA 9 KARDEŞİNE BAKTI"
Altunok, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bölücü terör örgütü PKK'ya yönelik düzenlenen operasyonda şehit düşen Hakkarili Jandarma Teğmen Abdulselam Özatak'ın (25) yürek dağlayan hayat hikayesini ise şöyle aktardı:
"Hakkarili bir köy korucumuzun oğluydu. Hem ne fark eder ki nereli olduğu, nereli olursa olsun bu vatanın öz çocuğuydu. Çalıştı, azmetti, Mekteb-i Harbiye'ye girdi ve başarıyla mezun oldu. Futbolu seviyordu, iyi bir kaleciydi ama yeteri kadar parası yoktu ve bir kaleci eldiveni alamamıştı. Arkadaşları aralarında para topladılar ve arkadaşlarına eldiven aldılar. Eldiveni ellerine taktı ve 'Bundan sonra bana kimse gol atamaz' dedi. Çakı gibi bir jandarma teğmen oldu. 9 kardeşini aldı yanına, Ankara'da bir ev tuttu.
O teğmen maaşıyla 9 kardeşine baktı, onlara kol kanat gerdi. Bu 9 kardeşin en büyüğü 22 yaşındaki genç kız, 8 kardeşine annelik yaptı. Nişanlandı Abdulselam Teğmen, iki arkadaşına nişanlısının telefon numarasını verdi. Dedi ki 'Bana bir şey olursa nişanlıma söylersiniz, onu haberdar edersiniz.' Ve ona bir şey oldu ama telefon numarasını verdiği o iki arkadaşı nişanlısını arayamadılar.
Beraber okuduğu, aynı sırada oturduğu, beraber koştuğu, yorulduğu, matarasındaki suyu paylaştığı, bir lokma ekmeğini paylaştığı, üleştiği kardeşten öte arkadaşlarından iki şanlı teğmenin şehit olduğu haberini duyunca yüreği dayanamadı, 'Ben neden onların görev yaptığı yerde değilim' dedi dilekçe verdi ve onların şehit olduğu yere atanmayı talep etti, gönüllü olarak da gitti."
Haber Türk