Türk Eğitim-Sen tarafından, norm kadro yönetmeliğinin bazı maddelerinin iptaline ilişkin Danıştay nezdinde açılan dava sonuçlandı.
İşte konu hakkındaki açıklama;
18/06/2014 tarihli ve 29034 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmeliğin bazı maddelerinin ve eksik düzenlemelerinin iptali istemiyle Danıştay’da açtığımız davada; Danıştay 16. Dairesi; Yönetmeliğin 21.maddesinde “bağımsız anaokulları” ibaresine yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir. Danıştay 16.Dairesi Yürütmeyi durdurma kararının gerekçesinde; anaokulu öğrenci yaş grubunun, bireyin zihinsel ve kişisel gelişiminin oluştuğu yaş grubu olduğu, koruyucu ve önleyici rehberli hizmetlerinin problemlerin çözümünde ilk aşamada daha etkili olacağı, çocuk dönemi hastalıkları olan şiddet, ihmal ve istismar açısından rehber öğretmenin öneminin yadsınamayacağı, bu yaş grubunun fazla rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetine ihtiyacı olduğu gibi hususlar dikkate alındığında, herhangi bir bilimsel veriye ve değerlendirmeye dayanılmadan; rehber öğretmen norm kadrosu yönünden önceki yönetmelikle bağımsız anaokullarına sağlanmış olan avantajı ortadan kaldıracak şekilde; sadece öğrenci sayısının 500 ve 500’ün katlarına ulaşması halinde her defasında 1 rehber öğretmen norm kadrosu ekleneceğini belirten; dolayısıyla bağımsız anaokullarının özel durumunun göz ardı edilmesi sonucunu doğuran düzenlemede hizmet gereklerine ve hukuka uyarlık görülmediğini belirtmiştir.
Bununla birlikte; Yönetmeliğin “Norm Kadro sayıları değişen Eğitim kurumları” başlıklı 26.maddesinin 1.fıkrasında yer alan “ Bakanlığın uygun gördüğü tarihlerde” ibaresine yönelik yürütmenin durdurulmasına da karar verilmiştir. Kararda okul ve kurumların norm kadrolarının değişmesi durumunda, bu değişikliğe konu olan okul ve kurumların norm kadro sayılarının ne zaman belirleneceğine ilişkin bir kurula yer verilmesi gerekirken, “ Bakanlığın uygun gördüğü tarihlerde” denilmek suretiyle belirsiz bir takvim öngörülmesine ilişkin dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı belirtilmiştir. Esas itibariyle hizmetin gereklerine ve hukuka aykırı oldukları yukarıda saptanmış olan dava konusu düzenlemelerde öngörülen hizmetin niteliği ve bu hizmetten yararlananların durumu dikkate alındığında, anılan düzenlemelerin uygulanmasına devam edilmesinin, telafisi güç ve imkansız zararlara sebep olacağı belirtilerek Yürütmelerinin durdurulmasına karar verilmiştir.