Eğitimde ortak noktayı bulmak esastır. Dünyaya sırtımızı dönerek bir yere varamayız. Kendimizi de inkâr edemeyiz. En iyisi yerel olan ile evrensel olanın bizim için bize göre sentezi. Yani eğitimde bir glocalization politikamız olmalı. (Globalization, kelimesi ile localization terimlerinin birleşmesi ile glocalization –glokalleşme- terimi doğmuştur.) Bu gün başta veliler olmak üzere eğitimle iştigal eden herkesin dikkatini çekmek için Japonya’da uygulanan eğitim sistemi ile ilgili ofpof.com sitesinden derlediğim bilgiler arz edeceğim.
2. Dünya Savaşı'nda dümdüz edilen Hiroşima ve Nagasaki'yi barındıran, yeraltı ve yerüstü kaynaklar bakımından fakir olan, üstelik deprem ve tsunamilerle zaman zaman yıkılan bir ülkeyi dünyanın süper güçleri arasına sokan şey Konfüçyüs'ün kerametleri midir?
Elbette değildir. Japonya’daki eğitim ve eğitime verilen değerdir. O ülkede çocukları ahlaklı ve erdemli bireyler olarak yetiştirmek, onlara bilgi-beceri kazandırmaktan daha önemlidir. Yaparak öğrenme, sistemin temel ilkesidir ve öğrenme, sadece öğretmenlere bırakılamayacak kadar önemlidir. Japon Eğitim Felsefesi: Nihon No Kokoro (Kalbim Japonlarla)’dır.
Japonya’da İcbari eğitim 9 yıldır. 6-3-3-4 Eğitim sistemi uygulanmaktadır.
6 yıl İlkokul, 3 yıl Ortaokul, 3 yıl Lise ve 4 yıl Üniversite eğitimi sürmektedir.
Ortaokuldan sonra zorunlu eğitim sona erer.
Okul öncesi eğitim anaokulları (Yochien) ve gündüz bakımevlerinde (Hoikusho) verilir. Anaokulları 3-6 yaş çocukları, gündüz bakımevleri ise 0-5 yaş çocukları kabul eder. Japonya'da çalışan nüfus fazla olduğundan okul öncesi eğitim yaygındır. 3 yaşındaki çocukların %80'i, 4 yaşındaki çocukların %90'ı, 5 yaşındaki çocukların ise %98'i okul öncesi eğitim almaktadır.
Japonya'da 6 yaşını dolduran her çocuk 6 yıl süren ilkokula gitmek zorundadır. İlkokulda dersler genelde soru cevap ve düz anlatım şeklinde işlenir. Dikkat buyurun test kolaycılığına tenezzül edilmez. Bunun yanında geziler düzenlenir, çeşitli etkinlikler yapılır ve öğrencilerden proje yapmaları istenir.
İlkokulda Fen laboratuvarı aktif bir şekilde kullanılır. Bizde gizemini her daim korumuş "sırlar odası" olan, gidilse bile "dokunma evladım" azarı işitilen yer olmasının aksine Japon İlkokullarında Fen Laboratuvarı çok çok aktif bir şekilde kullanılır. Sıradan bir ilkokulda kütüphane, fen ve bilgisayar laboratuvarları, spor salonu, ev işleri atölyesi, çeşitli müzik aletlerinin bulunduğu müzik odası bulunur. Birçok devlet okulunda yüzme havuzu da vardır.
İlkokullarda hizmetli personel yoktur. İlkokullarda, okulun temizlik hizmetlerini yapmak için ayrıca bir personel yoktur, bu hizmetler öğretmenler ve öğrenciler tarafından birlikte yapılır. “Eti senin, kemiği benim” anlayışını ilkellik diye algılayanların kulaklarına küpe olur mu, dersiniz. Amaç; çocuklara sorumluluk duygusu ve beceri kazandırmaktır. Ayrıca okulun temizliğini sağlamak amacıyla okula ayakkabı ile girilmesi yasaktır.
("Ben çocuğumu okula hademe olsun diye göndermedim" feryatlarını siz de duyar gibi oldunuz mu?)
Öğle yemeği birlik ve beraberliğin simgesidir. Öğretmenler ve öğrenciler aynı yemekten yerler ve öğrenciler tabakta yemek bırakmamaya teşvik edilir. Ayrıca yemek dağıtımını da öğrenciler yapar. Öğrenciler her teneffüste kantine hücum etmezler.
Eğitim-Öğretim 3 dönemden oluşur ve 3 ara tatil vardır: Yaz Tatili (22 Temmuz-31 Ağustos), Kış Tatili (25 Aralık-7 Ocak), Bahar Tatili (22 Mart-1 Nisan). Dersler 45 dk. teneffüsler ise 10 dk.'dır. Yıllık ders saatleri 1. sınıflar için 850, 2. ve 3. sınıflar için 910, 4.,5. ve 6. sınıflar için ise 1015 saattir. Dersler 8.30’da başlar 15.30’da biter. Ayrıca cumartesi günleri de 12.30’a kadar ders vardır.
Sıkı bir müfredat yoktur. Her okul yerel gereksinimleri, öğrenci ihtiyaçlarını ve deneyim kazanma aşamalarını göz önünde bulundurarak genel ders programına uygun kendi müfredatını hazırlamakta özgürdür.
Bizde olduğu gibi Japon eğitim sistemi de sınav cenderesi altındadır. Örnek almaya değmez, bilgi olsun diye yazıyorum. Tıpkı bizdeki gibi ortaokulu bitiren öğrenciler liselere giriş sınavına, liseyi bitiren öğrenciler üniversiteye giriş sınavına giriyor. Sınavlar bizde olduğu gibi Japon öğrencilerin de korkulu rüyası. Japonya'da öğrenci intiharlarının baş müsebbibi aşk falan değil sınavlardır. Sınavlar nedeniyle öğrenciler zamanlarının büyük bir kısmını ders çalışarak geçirir eğlenceye, ailesine ve arkadaşlarına zaman ayıramaz. Bunun yanında oldukça yüklü ödevler verilir bu da öğrencilerin sosyal yaşamlarını oldukça kısıtlayan unsurdur.
Japonya'da öğrencilerin %96'sı liseye devam eder ve lise eğitimi üniversiteye girişten daha önemlidir, çünkü bir öğrencinin öğrenim gördüğü lise, gelecekteki statüsünü de belirler. Japonya'da liseler ücretlidir. Özel liselerin ücreti, devlet liselerinin iki katıdır.
Her okul, "Okul Eğitim Yasası" doğrultusunda kendi alım standartlarını belirleyebilir. Devlet okulları özel okullardan daha prestijlidir. Öğrenci lise giriş sınavında başarılı olamazsa özel liseye gitmek zorunda kalır. Japonya'da özel liselerin oranı %24'tür. Ders dışında hazırlık ve telafi kursları vardır.
Yüzlerce çeşit teknik lise mevcuttur, popüler olanlar ise; bilgi teknolojileri, denizcilik, balıkçılık, Ticari İngilizce ve endüstriyel alanlarında eğitim veren liselerdir. Meslek liselerinde hazırlık ve telafi kursları yerine iş yerlerinde yarı zamanlı çalışma imkânı sunulur. Japonya'da teknik liseyi bitiren herhangi bir kişinin işsiz kalması düşünülemez.
Japonya'da üniversite giriş sınavı sonucu lise mezunlarının %72'si özel üniversitelere gider. Çünkü devlet üniversitelerinin puanları yüksektir ve özel üniversitelerden daha prestijlidir. Tokyo Üniversitesi, Kyoto Üniversitesi, Tohoku Üniversitesi bunların başında gelir.
Dayak bizdeki gibi Japon eğitim sisteminin de ciddi bir sorunu.
Okula komik kitap getirmek, koridorda koşmak, problemi çözememek, ev ödevini unutmak, derste uyumak veya başkasıyla konuşmak, derste bir şey yiyip içmek gibi nedenlerle öğrencilere dayak atılır.
Japonya'da öğretmenlik toplumsal statüsü ve prestiji yüksek mesleklerden biridir. Buna paralel olarak elbette dolgun maaşlı bir meslektir ama öyle kolay kolay da kimseyi öğretmen yapmıyorlar.