2012-2013 Eğitim Öğretim yılı 14 Haziran 2013 Cuma günü sona ermiştir. 2012-2013 Eğitim öğretim yılı 28 Şubat dayatması olan 8 yıllık zorunlu ve kesintisiz eğitimin sonlandırılması, 4+4+4 lük zorunlu ve kademeli eğitim sistemine geçilmesi ve buna bağlı olarak müstakil ilkokul ve orta okullara ilaveten müstakil imam-hatip orta kısımlarının yeniden açılması, imam hatip okullarının dışındaki ortaokul ve liselerde de Kuran-Kerim, Siyer ve Temel Dini Bilgiler derslerinin seçmeli ders olarak okutulması, öğrencilere tanınan kılık-kıyafet serbestliğinin tanınmasının yanında imam-hatip kız öğrencilerine başörtüsü serbestliğinin tanınması, Milli Güvenlik Dersinin kaldırılması gibi önemli radikal kararların alınmasına rağmen eğitim emekçilerinin sosyal anlamda itibarsızlaştırıldığı, eğitim açısından dışlandığı bir yıl olarak hafızalarda kalacaktır.
Eğitim çalışanları ekonomik gücüyle birlikte itibarını da kaybetmiştir.
Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de eğitimin en temel konularını teşkil eden müfredatın belirlenmesi ve yenilenmesinde, kitapların seçiminde, okul fonlarının kullanılmasında, öğrencilerin sınıf tekrarı yapıp yapmayacağı konularında, kılık-kıyafet, devam-devamsızlık ve disiplin işlemleri ile eğitim, öğretim ve yönetimi ilgilendiren pek çok kök sorunun çözümünde eğitimcilerin görüşlerine itibar edilmemiştir.
2 Kasım 2011 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 666 K.H.K ile farklı bakanlıklarda aynı unvanla çalışan ve aynı işi gören bir kısım kamu görevlilerinin maaşlarında EK Ödeme adı altında küçükte olsa yapılan iyileştirme ile eşitlik sağlanmıştır.
Ancak öğretmenlerin, eğitim yöneticilerinin ve akademisyenlerin başka kurumlarda muadili yok gerekçesiyle KHK kapsam alanı dışında tutulmak suretiyle eğitim emekçilerinin kamu görevlileri arasında en alt birimden maaş alan memur konumuna getirilmiştir. Böylece ekonomik gücünü kaybeden öğretmen, zaman zaman gördüğü haksız muamelelerle aynı zamanda itibarının da kaybetmiştir.
Eğitim emekçileri tolum nazarında küçük düşürülmüştür
Bütün bu zorluklar içinde, aldığı maaş ve ücreti hesaba katmadan ömrünü öğrencilerine adayan ve görevini fedakârca yapmaya çalışan eğitim emekçilerinin; sorunlarının çözümü ve ihtiyaçlarının giderilmesi yönündeki talepleri kabul görmediği gibi maaşları, çalışma saatleri, ek ders ücretleri, yaz tatilleri konusunda yapılan yanlış bilgilendirmeler sebebiyle toplum nazarında ve öğrencilerinin gözünde küçük düşürülmüştür.
Gönüllü bağış sebebiyle eğitim yöneticileri potansiyel suçlu sayılmıştır
Kurumunun ihtiyaçlarını gidermek maksadıyla gönüllü bağış kabul ettikleri gerekçesiyle eğitim yöneticileri potansiyel suçlu sayılarak cezalandırma yoluna gidilmiştir. Buna mukabil gönüllü bağış uygulamasını kökten sonlandıracak eğitim kurumlarının bakım, onarın, ulaşım, iletişim, ısınma, aydınlanma araç-gereç, kırtasiye gibi ihtiyaçlarını karşılayacak düzenli ödenek gönderme memur, hizmetli ve güvenlik gibi personel ihtiyacını giderme yoluna gidilmemiştir.
Kurum İdari Kurul toplantılarında kurum yöneticilerinin 6 saat derse girme zorunluluğunun kaldırılması yönünde defalarca karar alınmasına rağmen bu karar hayata geçirilmemiştir.
Eş durumu özrüne bağlı yer değiştirmelerin yılın sadece tek bir dönemine münhasır kılınması, ayrıca eş durumu tayinlerinin gerçekleşmesi için öğretmenlerin alan değişikliğine zorlanması eğitim- öğretimin bağrında onarılması güç yaralar açmıştır.
MEB Planlamanın gerisinde kalmıştır.
MEB 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereği çıkarılması gereken ikincil mevzuat düzenlemelerini bir türlü çıkaramamıştır. Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği, Norm Kadro Yönetmeliği, öğretmen dışı personelin görev tanımlarını da içine alması beklenen atama ve yer değiştirme yönetmelikleri ötelendiği için uygulamalarda aksaklıklara sebebiyet vermiştir.
Bakanlık kadrolarında görev yapan memur, şef, VHKİ, şube müdürü tekniker, teknisyen, mimar ve mühendis gibi kadrolar için her iki yılda bir yapılması gereken görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı Uzun zamandır yapılamamıştır.
Öğretmen yetiştirilmesi ve öğretmen ihtiyaçlarının karşılanması konularında Üniversitelerle koordineli olarak planlı çalışma dönemine girilmesi yönünde radikal kararlar alınmamıştır.
4+4+4 sisteminin devreye girmesiyle birlikte derslik başına düşen ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısı bakımından OECD standartlarının çok gerisinde kalınmıştır. Okulların dönüşümü, öğretmen ve okul yöneticilerinin okullara göre ilişkilendirilmesi ile yönetici atama yönetmeliğinin uygulanması konusunda iller arasındaki farklı uygulamalar huzursuzluğa sebebiyet vermiştir.
Alo 147 sindirme, yıldırma, cezalandırma merkezine dönüşmüştür.
Vatandaşlardan gelecek her türlü talep, şikâyet, görüş, öneri, ihbar ve sorunların etkin, hızlı bir çözüme kavuşturulması ve ülke genelinde yapılacak müracaatların Bakanlık tarafından izlenebilmesi, bürokrasi ve kırtasiyeciliğin azaltılması amacıyla 01.03.2012 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı İletişim Merkezi (MEBİM) bünyesinde “Alo 147” hizmete sunulmuştur. Öğretmen ve eğitim yöneticilerinin dilek ve şikayetlerine kapalı tutulan (MEBİM) Alo 174 çağrı merkezi eğitimci ve eğitim yöneticileri hakkında yapılan en küçük,hatta asılsız şikayetleri derhal işleme koymak suretiyle eğitimcilerin moral ve motivasyonunu bozma, sindirme, yıldırma, cezalandırma merkezine dönüştürülmüştür.
Kamu Çalışanlarına Kılık-Kıyafet Dayatması sonlandırılamamıştır.
Öğrencilere dahi kılık-kıyafet serbestliği tanınırken, Anayasa’da yasalarda ve evrensel hukuk metinlerinde yeri olmayan başörtüsü yasağı ve kılık-kıyafet serbestliği Hukuki dayanaktan yoksun 1982 yılından kalma darbe ürünü yönetmelikle gerekçe gösterilerek hala sürdürülmektedir.
Uygulanamayan Yönetici Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği hala revize edilememiştir.
Birbiriyle çelişen maddeleri ile hukuka aykırılıklar ifade eden, uygulanabilirlikten uzak 28 Şubat 2013 tarih ve 28573 sayılı resmi gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin revize edileceği yönünde açıklama yapılarak kamuoyu beklenti içine sokulduğu halde yeni yönetmelik hale çıkarılamamıştır.
Eğitimde başarı radikal kararlara ve eğitimcinin sorunlarının çözümüne bağlıdır.
4+4+4 lük zorunlu ve kademeli 12 yıllık eğitim sisteminin başarıya ulaşması bu sistemin ruhuna uygun radikal kararların zamanında alınmasıyla ve eğitimde temel unsur olan eğitimcinin sosyal, ekonomik, akademik sorunlarının çözülmesi ve eğitimin sorunlarının çözümünde söz sahibi yapılmasıyla mümkündür.
2013-2014 Eğitim-öğretim yılına girmeden önce eğitim alanındaki aksaklıkların acilen giderilmesi, eğitim emekçilerinin sosyal, ekonomik ve akademik sorunlarının çözülmesi dileğiyle tüm öğrencilerimize, öğretmenlerimize ve yöneticilerimize hayırlı tatiller dilerim.
mustafa-kir19@hotmail.com.