MEMUR-SEN ANKARA İL BAŞKANI MUSTAFA KIR: EĞİTİM-BİR-SEN 1 NOLU ŞUBE BAŞKANLIĞINA "İNAT İÇİN DEĞİL, HİZMET İÇİN ADAYIM" DEDİ.
Değerli dostlar; Memur-Sen'e bağlı sendikaların şubelerinde olduğu gibi Eğitimciler Birliği Sendikamızın da Şube yönetimlerinin belirleneceği Kasım 2018 olağan Kongre süreci resmen olmasa da fiilen başlatılmıştır. Olağan Kongre öncesinde de delege seçimleri ile birlikte İlçe Temsilcilerinin ,İşyeri Sendika ve Sendika İşyeri Temsilcilerinin seçimleri de bir dönemlik için yeniden yapılacaktır.
Bendeniz 2003 yılında başladığım şube başkanlığı görevimi sendikamızın aldığı 3 dönem kuralı münasebetiyle 2014 .22 Kasım günü yapılan Şube yönetimi seçiminde Şube başkanlığına aday olmayarak bırakmış oldum.. Seçime tek adayla gidilmesi, mevcut Şube Başkanımız Yüksel Haşlak ve yönetiminin seçilmesi için arkadaşlarımla birlikte büyük bir gayret gösterdim.
Şube Başkanlığını bıraktıktan sonra 2005 yılından beri uhdemde bulunan ve şube başkanlığı ile birlikte yürüttüğüm Memur-Sen Ankara İl Temsilciliği görevini de Şube başkanı olmayanların yürütmesinin mümkün olmadığını hesaba katarak sendikal hayatımı 2015 yılı Haziran ayında Memur-Sen'in Seçim takvimi çerçevesinde yapacağımız Memur-Sen İl Temsilciliği seçimi ile sonlandırmam hususunda psikolojik anlamda kendimi hazırladım.
Memur-Sen İl Başkanlığına aday olmak isteyenlerin adaylık dilekçelerini dahi kendi elimle yazarak Şube başkanlıklarına ulaştırdım. Ancak gerek Eğitim-Bir-Sen, gerekse diğer şube başkan ve yönetimlerinden çok sayıda arkadaşım "başkanım hem bizim,hem de sendikamızın size ihtiyacı var, bizi bırakma"," Diye üzerime vebal yüklediler. Bende onlara "Şartları gereği şube başkanı olmayanların bu görevi yürütemeyeceğini ifade ettim" tüm şube başkanları her anlamda bana destek olacaklarını ifade ederek, aday olmam için ısrar ettiler. Bende ısrar karşısında kendimin adaylık için dilekçe vermeyeceğimi, ancak kendileri tarafından aday gösterilip seçilmem durumunda görevi kabul edebileceğimi ifade söyledim. Neticede Beni şubeler ortak aday gösterdiler ve seçtiler. Benim için sendikacılıkta 2. Yeni bir dönem başlamış oldu. Neticede ben sendikacılığı Memur-Sen'e bağlı sendikalarımızın şube ve yönetimlerinin ortak isteği üzerine devam ettirdim.
Sendikacılığa hiç ara vermeden bir taraftan, Memur-Sen'e bağlı sendikaların şube ve yönetimlerine, hatta üyelerine karşı sorumluluklarımı mutat toplantılar yaparak, üyelerimizden, şubelerimizden bana ulaşan sorunların çözümüne yardımcı olarak, özel eğitim,özel sağlık ve ticari kurumlarla anlaşmalar yaparak sendikal görevimi sürdürürken; diğer taraftan ,ülkemizi ve İslam Coğrafyasını, hatta dünya gündemini ilgilendiren konularda 2008 yılında şahsımın öncülüğünde oluşturulan ve 200' yakın STK'yı bünyesinde barındıran (ASTP) Ankara Sivil Toplum Platformunun; daha sonra 15 Temmuz FETÖ kalkışmasını müteakiben Memur-Sen'in öncülüğünde 6 Haziran 2017 günü; FETÖ davalarında sivil inisiyatifi temsilen hem FETÖ davalarını takip etmek hem de duruşmalara müdahil olarak katılan şehit ailelerimizi ve gazilerimizi yalnız bırakmamak amacıyla kurulan ve sayıları süreç içinde 95'i bulan Ankara 15 Temmuz Platformu'nun Koordinatörlüğü görevinin de şahsıma verilmesi sebebiyle sendikanın gücünü sivil toplumun gücüyle bütünleştirerek başta Ülkemizde 30 yılı aşkın süreden beri etkisini sürdüren PKK ve 2015 yılı 15 Temmuz kalkışmasında zuhur eden FETÖ terör örgütleri olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı etkin eylemlerle duruş sergiledim. kamu görevlilerinin özlük, idari ve sosyal hakları ile ilgili beklentilerinin karşılanması, İsrail -Filistin-Kudüs, Mısır darbesi,Irak'ın işgali,Suriye bataklığı, Libya, Arakan,yemen Sudan ve Doğu Türkistan'a Çin Zulmü, ABD'nin Ekonomik yatırıp kararları gibi hayati konuları kitlesel basın açıklamaları ve basın toplantıları yoluyla gündeme taşıma gayreti içinde oldum. 90 bine yakın Ankara'da üyesi bulunan Memur-Sen'e ait 63 Şube ve yönetimleri ile 11 Yıllık Memur-Sen İl Başkanlığım döneminde bireysel ve kurumsal olarak hiç bir sorun yaşamadım. Almak isteyenler ile bilgimi, kültürümü, sendikal ve sivil toplum tecrübemi hiç kıskanmadan paylaştım.
Yaptığım ve katkıda bulunduğum hizmetleri bir beklenti karşılığında değil Allah rızası için ve bir ibadet aşkıyla yapmaya çalıştım. Hiç bir şahıstan, hiç bir kurumdan makam ve mevki beklentisi içinde olmadım. Kendimi sendikaya, sendikacılığa ve bu vesile ile insanlığa hizmete adadım. Hep doğru kimden gelirse gelsin doğrunun yanında, yanlışı kim yaparsa yapsın yanlışın karşısında durdum ve durmaya çalıştım. Neticede hangi niyetle sendikacılık hayatına girdi isem o niyetle sendikacılığımı, orijinalitemi bozmadan çalışmalarımı sürdürdüm.
Şimdi gelinen noktada Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 No'lu Şubemizin 5. Olağan Kongresi sürecine girildi. 11 yıl Şube Başkanlığı ve 11 yıl da Memur-sen İl Başkanlığı ( 8 yılı Şube Başkanlığı ile birlikte) olmak üzere toplam 15 yıl sendikal hizmetimi hesaba katarak, mevcut şube yönetiminin göreve getirilmesinde ve seçim sürecinde emeği olan birisi olarak Şube başkanı ve yönetimince görüşümün alınacağını, başkanım senin de bu seçim sürecinde bir beklentin veya bize bir tavsiyen var mı? Diye en azından nezaketen de olsa sorulacağını ve benimle istişare edileceğini düşündüm. Zaman zaman beni tanıyanların "başkanım bu dönem seçim de aday mısınız?" gibi sorularına muhatap olduğumda; "Henüz arkadaşlarla istişare etmedim. "Adayım diyerek, bireysel çıkış yapmıyorum. Aday değilim diyerek kendimi de bağlamıyorum". Cevabını verdim.
Ben istişare beklerken; şube başkanımız ile tesadüfen karşılaştığımız bir ortamda; kendisinden "arkadaşlarının önerisi üzerine yeni dönemde şube başkanlığına adaylığını açıkladığını söyledi.. Kendisine hayırlı olsun dileklerimi ilettikten sonra; kendisine sendikacılık önerirken hem kendisiyle hem de arkadaşlarla istişare ettiğimi, bunu kendisinin bildiğini gerek Eğitim-Bir-Sen 1 No'lu Şube'nin kurucu başkanı, gerekse üzerlerinde emeği olan birisi olarak yok sayılmamı asla kabul etmediğimi, halen sendikacılık yaptığımı bu işin fiilen içinde olduğumu ve aynı mekanı paylaştığımı, aday olma hakkımın bilindiği halde nezaketen de olsa istişareye dahi gerek duymadan bireysel bir çıkışı tasvip etmediğimi söyledim. Bundan sonra bende aday olma ve olmama konusunda hür olduğumu ifade ettim.
Aradan bir kaç gün geçti Eğitim-Bir-Sen Çankaya İlçe Temsilcisi arkadaşım bir arkadaşıyla birlikte benimle görüşmek için bir mekana davet ettiler. Davet edilen yere gittim. İki değil beş arkadaşın hazır olduğunu gördüm. Davet ettiğinize göre her halde bir şey diyeceksiniz. Buyurun dedim. "Duyduğumuza göre şube başkanlığına aday oluyor muşsun. Oysaki biz sizin emekli olacağınızı zannediyorduk." Bana sordunuz mu emekli olup olmayacağımı" Ama biz öyle zannediyorduk. Diğer taraftan "Yüksel Başkanı başkanlığa sen getirmedin mi?" "Evet."," Sen Başkanı getirirken kendisine önümüzdeki dönem ben aday olurum dedin mi? Hayır. "Başkanım Sen sendikacığın duayenisin, bizi sendikaya sen taşıdın.senin sendika üzerinde büyük emeklerin var. Sen bu işi tadında bırak. Yüksel başkanın karşısına çıkarsan,kendi getirdiği ve öğrencisinin karşısına aday oldu derler. Hoş karşılanmazsın" gibi ifadelerle bir taraftan gururumu okşayıcı diğer taraftan onurumu incitici sözlerle aba altından sopa göstererek beni ikna etme yolunu seçtiler..
Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 No'lu Şubesinin 2014 Yılı 22 Kasım günü gerçekleştirdiğimiz Genel Kuruluna şahsımın şubemi tek adayla seçimlere götürdüğümü, ayırımcılığa fırsat vermediğimi, önümüzdeki kongrenin de istişare edilerek tek adayla gidilmesinin en büyük arzum olduğunu, sizlerin ve yüksel başkanın hiç bir zaman karşısında olmadığımı, hatta karşıma değil yanıma almak istediğimi 30 yıl önceden hocası olduğum için, aramızda var olan manevi bir bağdan dolayı bu hakkı kemdim de gördüğümü böyle bir duruma benden ziyade kendilerinin ve şubemizin ihtiyacı olduğunu hatırlattım.
11 yıldır yürüttüğüm ve 3. Dönem kuralı sebebiyle bıraktığım Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 No'lu Şube Başkanlığım, 11 yıldan beri sürdürdüğüm Memur-Sen Anakara İl Başkanlığım, 10 yılı aşkın süreden beri 200'e yakın STK nın içinde yer aldığı Ankara Sivil Toplum Platformu Başkanlığım, yine 10 yıl süreyle yaptığım eğitim yöneticiliğim ve 2 Dönem bulunduğum TBMM Milletvekili danışmanlığım ve 1 yılı aşkın süreden beri ifaya çalıştığın Ankara 15 Temmuz Platformu koordinatörlüğüm esnasında kazandığım tecrübelerimi aktarmak istediğimi ifade ettim.
Şu anda sendikacığı bıraktığım takdirde yukarıda halen ifa ettiğim görevleri de bırakmak ve emekli olmak zorunda kalacağımı sendikacılığa devam edersem hem bu görevleri aktif olarak yapabileceğimi hem de yasal olan bir dönem daha sendikacılık görevimi sürdürebileceğimi söyledim.
Sendikacığı çıkar amaçlı, bir menfaate konmak için yapmadığımı bürokraside de hiçbir görev talep etmediğim ve almadığım, kendimi insanlığın hizmetine adadığım için böyle bir düşüncemin olduğunu ancak adaylığımı da hala açıklamadığımı ve istişare edilmeyi hala beklediğimi ifade ettim.
Yaklaşık 4 yıldan beri hiçbir zaman şubemin yönetim işlerine asla müdahale etmedim. Şunu yanlış yapıyorsunuz, bu görevi yapamıyorsunuz yapamadınız demedim. Yalnız iyi bir gözlemcilik yaptım. Sendikal anlamda katkı sunacağım noktaların olduğunu keşfettim. Bu amaçla bir nimete konmak için değil, bir hizmeti sürekli kılmak arkadaşlarımın yanında olmak istedim.
Ancak 4 yıl önce beraber olduğum ve bin bir emekle göreve taşıdığım arkadaşlarımın değiştiklerini gördüm. Kısa zamanda cefayı hiç görmeden Sefayı tanıyınca vefayı unuttuklarına, Allah'ın emri ve işimizin gereği olan istişareyi gereksiz gördüklerine şahit oldum . Beni sendika, sivil toplum, okul yöneticiliğim ve danışmanlığım dönemlerinde tanıyanların yanımda olmaktan, beni tanımaktan hoşnut olduklarını, karşılıksız hizmetlerimden dolayı takdir ve teşekkürlerini ifade ederek iltifat etmelerine hatta sen kırmadan dökmeden bizi toparlıyorsun sakın bu görevi bırakma yönünde telkinlerine rağmen Şube yönetimdeki arkadaşlarımın 15 yıldan beri edindiğim sendika ve sivil toplum tecrübelerime ihtiyaçlarının olmadığını ve sürekli benden uzaklaşma gayreti içine girdiklerini gözlemledim.
Sendikacığın dar kalıplar içerisine sokulduğunu, kurumlar ile şube arasına sıkıştırıldığını, kendi üyelerini eleştirenlere karşı intikam duygusu içine yaklaşıldığını, kucaklama yerine hata yapanların ötekileştirildiğini gördüğüm için herkesi kucaklayacak bir anlayışı hakim kılmak için aday olma düşüncem hasıl oldu.
Ben hayatımı başkalarını yok etmek amacıyla kurgulamadığım gibi, şube yönetimindeki arkadaşlarımı da görevlerinden uzaklaştırmak amacıyla değil bilakis bu görevlerini süreç içinde daha etkin sürdürmelerine katkı sunmak amacıyla düşüncelerimi paylaştım.
Hiçbir kimsenin karşısında olmak, görevini elinden almak, başkalarının önünü kesmek için değil bilakis kuralları içinde sendikacılık yapmak amacıyla kol kola omuz omuza vererek özellikle kamu görevlisi ve emeklilerinin özlük idari ve sosyal hakların gür bir seda ile seslendirilmesi, özellikle ülkemiz ve İslam coğrafyasında kurulan tuzakların, oynanan kirli oyunların boşa çıkarılmasına birlikte katkı sunmak amacıyla yeniden Şube Başkanlığına aday olmayı düşündüm.
Ancak şu ana kadar bu yazdıklarım benim içimde kaldı özelimde sözlü olarak paylaşmanın dışında genel olarak paylaşmadım. Yüksel başkanla baş başa istişare etmek üzere kendisini aradım. 27 Ağustos günü saat 15.00-18.00 arası konuları sıfırdan başlamak üzere anlattım. Diğer adayın ben aday olmam durumunda aday olamayacağını duyduğumu tek adayla seçime gitmemizin sendikal, kurumsal önemini anlattım. Ben aday olduğum takdire diğer aday çekileceğini ikimizin karşı karşıya kalacağını bu durumun hem benim açımdan hem de senin açından en azından hoş olmayacağını söyledim. Yine de fazla özele girmemek kaydıyla Kendisi;"kendisinin 5 defa istifa ettiğini ancak kabul edilmediğini, diğer taraftan hiç bir şeyde gözü olmadığını, şube başkanlığını da istemediği halde adaylığa zorladıklarını ifade etti.
bu görüşmede; doğal olarak, aday olma şartlarını taşıyan her üyenin yönetime aday olma hakkının olduğunu ancak istişare yoluyla belirlenmesinin daha hoş olacağını ilettim. Bu yolun hala açık olduğuna inanıyorum.Dedim. Görüşeceği yerlerle görüşmesini ve bana en kısa zaman düşüncesini bana iletmesini ona göre rotamı belirleyeceğimi ifade ettim. Bu gün bana hiç bir haber vermeden mesaj yoluyla adaylığını açıklayacağını duydum. ve arkadaşlarına başarılar diliyorum. Rabbimden hayırlı bir sonuç halk etmesini temenni ediyorum.
Davamızı omuzlayabilecek, camiamızı kucaklayabilecek, üyelerin çıkarlarını kendi çıkarlarına tercih edebilecek üstlendiği sorumluluğu her türlü şahsi çıkarın üstünde tutabilecek anlayışa sahip olduğuma inanıyorum. Sendikamıza üye olan herkesi kucaklayacak kadar kollarımın açık ve herkese yetecek kadar sevgimin olduğunu beni az çok tanıyanların bildiğini biliyorum.
inanıyorum ki, sendika mensuplarımız üyesinden temsilcisine, temsilcisinden yöneticisine, yöneticisinden delegesine kadar hiç bir manipülasyona ihtiyaç duymadan, bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da kendi iradesi doğrultusunda kendi yöneticilerini en iyi şekilde seçebilecek basiret,dirayet ve hidayete sahip olduklarına inancım tamdır. 40 yıla yakın eğitim-öğretim, yönetim danışmanlık sendika ve sivil toplum hayatımda edindiğim tecrübelerini kardeşlerimle paylaşmak istedim. Allah'ın emri ve işimizin gereği olarak kardeşlerimi istişare yolunu tutmaya çalıştım. Ancak başarılı olamadım. sendikacığı çıkar amaçlı değil hizmet amaçlı yaptım. Sendikacılığı karşılıksız sevdim. Şimdi beni yok sayanlara inat olarak aday olmuyorum. Bu göreve layık görülürsem onları da nasıl kucakladığımı bundan sonra da göstermek üzere dua ve desteklerinizi bekliyorum. Rabbim Yar ve yardımcımız olsun. Rabbim hayırlı insanlarla karşılaştırsın.
Mustafa Kır
Memur-Sen Ankara İl Başkanı