Sayın Bakanım, mülakatta üç katına girenlere mülakat yapıp en iyiyi seçiyoruz diyerek gözümüzün içine bakarak torpili savunuyorsunuz. Yapılan torpilin, haksızlığın yanlış değil doğru olduğunu itiraf ediyorsunuz. Mülakatta en iyi değil, yandaş ve iltimaslı kişileri seçilmektedir. Elenen diğer insanlar daha başarılı olabilir. Mülakat masasında 5-10 dakika içerisinde öğretmen adaylarını nasıl ölçebiliyorsunuz?
Anne-babalarının yıllardır her türlü imkansızlıklar içerisinde, bazen aç ve susuz kalarak, bazen ise çocuklarını borç parayla okuttuklarını unutmayalım. Yarınlarımızın teminatı olan çocuklarımıza öğretmenlik yapmak için kendini yetiştiren öğretmen adaylarımız arasında Yüce Türk Milletinin gözünün içine baka baka ayrımcılık yapılıyor ve yapılan ayrımcılık ta savunulmaya çalışılıyor. Mülakat, sözlü bunların hepsi ayrımcılıktır, adam kayırmadır.
Yapmayın Sayın Bakanım, etmeyin!
Burada bal gibide torpil savunulmuş. Hak yemeyi, kul hakkı yemeyi normalleştirmenin ne insanlıkta, ne İslamda, ne de toplum vicdanında yeri yoktur.
Gaziantep’te ve Ülke genelinde kurumlara çöreklenmiş malum yapılar yıllardır FETÖ’cülerle birlikte, 15 Temmuz 2016 hain FETÖ darbesinden sonra ise çeteleşmiş kendi paralel devlet yapılanmasıyla milletin hakkını yemektedirler. FETÖ’den sonra kamudaki en büyük tehlike bir sarı sendika içerisindeki paralel devlet yapılanmasıdır. Bu yapı, Gaziantep ve Ülke genelinde yıllardır yönetici atama mülakatlarında ayrımcılık yapmakla, kul hakkı yemekle meşguller. FETÖ’cüler devlette daha ehliyetli ve liyakatli kişilerin memur olmasını, görevde yükselmesini engelliyorlardı. Bunlarda aynısını yapmaya devam ediyorlar. Gaziantep Milli Eğitim’de yıllardır mülakat adı altında ayrımcılık yapılmaktadır…
Kimin KPSS puanı yüksekse, branşlar itibariyle üç katı kontenjana girenler tercih yapsınlar. Kimin puanı ve tercihi atamayı gerektiriyorsa onlar atansınlar. Aksi takdirde mülakatlarda iyi öğretmen seçilmiyor. Mülakat ve sözlülerde yandaş torpili olanlar seçiliyor. Bu ayrımcılıktır, kul hakkı yemektir. Mülakatı, sözlüyü milletin gözünün içine baka baka kameralar karşısında savunsanız da mülakata girenler ve herkes biliyor ki orada ayrımcılık yapılmaktadır. Haydi diyelim bir grup yandaş mülakatı istedi ve sizin kendilerine uygun ve makbul gördükleri bu açıklamanızı suret-i haktan görünüp alkışladırlar. Peki yapılan torpile, haksızlıklara adam kayırmalara ve yandaşlığa Yüce Allah’ı nasıl ikna edeceksiniz. Haksızlık yok deyip Yüce Allah’ı inandırabilecek misiniz? Unutmayalım ki Allah, her şeyi gören, işiten ve bilendir.
Sayın Bakanım, kameralar karşısında mülakatı, sözlüyü savunmanızın millet nezdinde bir karşılığı ve hükmü yoktur.
Şayet gerekçe güvenlikse, gerekli inceleme mülakat öncesinde ve sonrasında da her zaman yapılabilir. Yanlışlıkla atama olsa bile Devletimizin güvenliğini tehdit eden kişilerin atamalarını iptal edebilirsiniz. Zaten bu şekildeki kişilerin atamaları iptal ediliyor ve meslekteyse meslekten ihraçları sürekli sağlanıyor da.
O zaman bu Ülkenin çocukları arasında mülakatla, sözlüyle ayrımcılık yapmanın savunulmasının hiçbir gerekçesi de olamaz.
Mülakat torpil demektir.
Mülakat hak hırsızlığıdır, kul hakkı yemektir.
Mülakatı savunmak ise kul hakkı yemeye iman etmektir.
Adalet istiyoruz…
ADALEEEEEETTTT...
Kamuoyuna saygılarımla.
Bekir AVAN
Türk Eğitim-Sen
Gaziantep Şube Başkanı