Müfettişlerle ilgili beklenen sonunda oldu. Mevcut maarif müfettişlerinden, “Bakanlık Maarif Müfettişi” olarak atanacakların dışında kalanlar, illerde il müdürlüklerine bağlı olarak inceleme, araştırma, rehberlik hizmetleri ile il müdürünün vereceği diğer görevleri yapacak.
Müfettişlerle ilgili tartışmaları geçmiş yıllarda yaptık. Müfettişlerin ders ve okul denetimlerinin artık bir amaca hizmet etmediğini ancak soruşturma görevinin önemli olduğu üzerinde çok durmuştuk. Bu tespitten hareketle, son yıllarda denetimin mantığı da değiştirilerek eğitime katkı sunacak yeni bir şekle bürünmüştü. Sonuç değil süreç denetimi, yaptırım değil rehberlik ve devamında iyileştirme planlarıyla takip sistemi anlamlı bir değişiklik olmuştu.
Şimdi ne olacak? Denetimin idarelerce; inceleme, araştırma, rehberlik hizmetlerinin maarif müfettişlerince yapılacağını düşünürsek, soruşturmaların nasıl yürütüleceği önümüzde önemli bir soru olarak durmaktadır. Tam da burada, zaten muhakkik olarak görev yapan okul müdürlerinin bu yükü yüklenmesi akla gelmektedir. Okul müdürlerine verilmesi uygun bulunmayan, uzmanlık isteyen, daha karmaşık dosyalar ne olacak? Bakanlık Maarif Müfettişleri bu dosyalara yetişebilecek mi? Maarif müfettişlerine verilecek, “İl müdürünün vereceği diğer işler “in içinde, soruşturma görevi olabilecek mi? İl maarif müfettişleri bu görevleri bu dayanakla yapacak mı?
Okul müdürlerine, okul müdürlüğü gibi ağır yüke ilaveten giderek yoğunlaşacak soruşturma görevlerinin yüklenmesi, okullarda idari boşluk oluşturacaktır. İdari yaptırım teklifi gerektiren dosyalar, aynı ilçede ekip olması gereken müdürlerin ya çalışma barışını bozacaktır ya da fiile uygun gerekli işlemlerin yapılamayacağı sonucunu doğuracaktır. Soruşturma sisteminin, adalet ilkeleriyle etkin yürümediği ve çeşitli bahanelerle işleyişin zorlandığı bir sürecin sonunda hiç de ummadığımız bir yere çıkabiliriz. İyi bir soruşturma sistemi, insanların iyi niyetleri üzerine değil, araya girecek kötü niyetlilerin, iyilerin emek ve alın terini kirletmemesi üzerine kurulmalıdır.
Bugün okul müdürlerinin sorumlulukları artarken yasal güçleri ve eğitim kamuoyundaki algıları zayıflamıştır. Dört yıllığına görevlendirilen müdürlere, “Bugün var, yarın yok.” Gözüyle bakılmaktadır. Okul müdürlerin 2017 yılında, öğretmen ve müdür yardımcılarından daha az ek ders alacak olmasına, sadece bir maddi kayıp olarak bakmak; yönetim biliminin en temel doğrularını bilmemek demektir. Buradan hareketle, soruşturma görevlerinin, yeniden müfettişlerce yapılacağı bir ihtiyaç haline gelinceye kadarki kritik süreçte, okul müdürlerine yapacakları bu görevler için mutlaka bir ödenek verilmelidir. Müfettişlerin görevlerini yapan müdüre, müfettişe verilen harcırah verilmeli veya başka bir yolla bu emeğin karşılığı ödenmelidir.
Okul müdürlerinin müfettiş olunca(!) neler olacağını hep beraber yaşayıp göreceğiz. Müdürlerin mesailerini, okulların işletme işlerine harcıyor olmasına çözüm ararken, müfettişlik görevinin eklenmesini çok sağlıklı görmüyorum. Umarım kısa bir süreç olur. Bu konuda daha önce yazdıklarıma bakarak, “başkanın timsah gözyaşları” denilmesin, o dönem yaptığım eleştirilerin arkasındayım. Ben bir sistem sorgusu yapıyorum, kişilerin neler yaptıkları ve yapacakları ayrı konular.
Talat YAVUZ
Eğitim Bir Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı