KIRK DEREDEN SU GELDİ MÜDÜR YARDIMCISINA NÖBET ÜCRETİ ÇÖZÜLMEDİ
Eskiler “söz senettir” derler ve gereğini yerine getirirlerdi.Sonra söz yerine “senet “çıktı
arkası imzalatılan.. Yetmedi bankaları garantör kılan “çek”ler icat edildi; lakin hiçbirisi
Eskiler’in sözünü tutamadı.Ya karşılıksız çekler çıktı ya da ödenmedi senetler..İnsanın kalitesi ve erdemi imiş meğer sözü senetten ve çekten değerli kılan!. Bu erdem ve hassasiyetten
uzaklaşınca ne senedimiz ne de verdiğiniz çekler sözün yerini aldı.
Tüm bunları niye anlatıyorum dersiniz?!
Toplu Sözleşme masasında imza altına aldığımız kazanımlar ve sözler vardı ya;
Hatırladınız değil mi?!
Kırk dereden su getirilircesine zora sokulan-ÖSYM’nin sınav ücretleri ile eşitlediğimiz-
sınav ücretleri nasıl da Ali'nin cebinden alarak Veli'nin cebine koymak istenen; genel idari hiz-metler sınıfı ile eğitim öğretim hizmetleri sınıfı çalışanlarını birbirine düşüren ödeme tablosu olarak çıktı karşımıza!.Neyse ki 5 ay sonra bir mesafe alınabildi ve toplu sözleşmeyi esas alan ödeme tablosu yürürlüğe girecek yeniden..
Biz de “lafın tamamını bekleyen” bürokratlar tükenmeyince her yenilik için görüş
sorma alışkanlığı bitecek gibi görünmüyor.Neymiş efendim İlköğretim yönetmeliğinde müdür yardımcılarına nöbet görevi yazılmamış! Temel Eğitim kurumlarında çalışan müdür yardımcılarına nöbet ücreti ödenecek mi?
“Delinin biri kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış” hesabı -her ne kadar
Temel Egitim Kurumlarında çalışan müdür yardımcıları nöbet tutuyor olsalar da- da bu keşfedilmiş yeni
sorunu çözmek için son çare yönetmelik değişikliği akla geldi. Bürokratın sorusu biter mi
efendim! Bu sefer de yardımcı hizmetler sınıfında çalışan hizmetli arkadaşlarımızın
Destekleme ve Yetiştirme Kursları’nda görev aldıkları vakit ücret alabilmelerinin yolunu aça Toplu Sözleşme maddelerinde geçen “memur” kavramının tam olarak anlaşılamadığı,hizmetliolarak çalışanların memur olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği soruldu bu sefer!.
Oysa 657 devlet memurları kanununda memur ile kastedilenin ne olduğu apaçık belliydi..
Dedim ya; biz de lafın tamamını bekleyen, kendisine “kurban kesme” emri verildiğinde
kurbanlığın boyunu- posunu, rengini, nasıl ayırt edileceğini soran;
“neredeyse kesmeyeceklerdi!.” denilmek suretiyle bu yaklaşımları Kur’an’da eleştirilen
sorunlu anlayış hala bürokrasimizi esir etmeye devam ediyor.
Maksadımız üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil derdimiz!
Bekleyelim sorunu çözsünler dedik! Ilkokul,ortaokul ve anaokullarda çalışan müdür yardımcılarına nöbet ücreti
ödenebileceğini açıklayan yönetmeliği de destekleme ve yetiştirme kursunda görev yapan çalışanların ücret alabileceğinin cevabını da bekleriz!..
Bekledik ve bekliyoruz hala! Ahmet Kaya'nın meşhur şarkısı dilimize pelesenk oldu artık!
“Üç gün dedin, beş gün dedin;
Aylar oldu gelmedin!
Geçen cuma gelecektin
Haftalardır gelmedin!..”
Beyler neyi bekliyoruz hala?!Çıkmaz ayın son çarşambasını mı?!
Yoksa Nasrettin Hocanın yün hesabını mı yapıyoruz?!
Kuzular büyüdü, hepsi kırkılacak koyun oldu!..
Şu sizin “bürokrasi dikenleri” ne, çalışanların emekleri sürtüne sürtüne epeyce birikim
oluştu!.
Yetti artık! Sabır taşı çatlamak üzere!...
İdris ŞEKERCİ
Eğitim Bir Sen İstanbul 6Nolu Şube Başkanı