ZULÜM SIRASI MÜFETTİŞLERDE Mİ?
"Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez".Hûd Suresi, 113. Ayet)
Milli Eğitim Bakanlığında 2014 yılından itibaren had safhaya çıkan zulümler ve hak gaspları bütün şiddeti ile devam ediyor. Bakanlığa çöreklenen bir çete, hak hukuk tanımayarak ve hukuku ayaklar altına alarak dünyada emsali görülmemişzulümlerine her gün bir yenisini ekliyor. Bu çetenin eğitim camiasına reva gördüğü işkence ve zulümleri önlemesi gerekenler suspus olmuş, varlıklarıyla bu zulüm ve işkencelerin devamına zemin hazırlamaktadır. Dünya üzerinde mahkeme kararlarını uygulamayan, başkalarının haklarını yemeyi kendine vazife edinmiş bir görevli yönetici grubunu tasavvur etmek kıyamet alametlerinden olsa gerektir.
Hukukun tanınmadığı, her türlü hukuksuzluğun el üstünde tutulduğu ve hatta teşvik edildiği bir sistemde hukukun üstünlüğünden bahsedilemez. Maalesef bugün Milli Eğitim Bakanlığı veYurt-Kur'daki bütün eğitimciler ve Bakanlıkların çoğunda hukuk ayaklar altına alınmış ve bütün çalışanlar zulüm ve işkence kıskacı altında inim inim inletilmektedir. İktidar ayyuka çıkan çığlıkları duymazlıktan gelmekte, muhalefet de yakalandığı derin uykudan bir türlü uyanmamaktadır.
MEB'de ve Yurt-Kur'da yönetici ve yönetici yardımcısı olarak hiç kimse bırakılmayarak, bütün yöneticiler yandaş-sarı sendikadan oluşturulmuş bulunmaktadır. Yapılan bütün atamalar,sonucu önceden belli olan mülakatla yapılmaktadır. Fırsat eşitliğinin olmadığı, hiçbir hakkın gözetilmediği, sarı-yandaş sendikanın üyesi olmanın dışında bir ölçünün bulunmadığı bir zulüm imparatorluğu kurulmuş ve bu imparatorluğun mensupları ahlaki değerlere, hukuka veadalete kafa tutmaya başlamıştır. Zulümlerini o kadar ileri safhaya vardırmışlardır ki, görevden aldıkları kişilerin ek göstergelerini Anayasaya ve yürürlükteki bütün kanunlara aykırı olarak 3600'den 2000'e düşürerek dünyada emsali görülmemiş bir hak gaspını dünya literatürüne sokmuşlardır.
Nitekim mahkemeye baş vurup kazanan ilçe Milli Eğitim Müdürlerini bir günlüğüne göreve başlatıp ikinci gün ek göstergelerini 2000'e düşürerek araştırmacı kadrosuna atamaya başlamışlardır. Bunu yapan çete, elbette bir gün adaletin huzurunda er yada geç hesap verecektir. İnananlar için zulüm payidar değildir. Hele hele Allah'ın adaletinden kaçmak boşuna bir hevesten ibarettir.
MEB'de ve Yurt-Kur'daki müdür ve müdür yardımcılarının hak gaspından sonra, sıranın maarif müfettişlerine geldiği basında yer alan haberlerden anlaşılmaktadır. Haberlere göre; Milli Eğitim Bakanlığı, hazırladığı kanun taslağı ile okulları ve yurtları denetleyen bütün maarif müfettişlerini görevden almayı planlıyor. Haziran ayı içerisinde Meclis'e getirilmesi planlanan kanun taslağı ile Milli Eğitim müfettişleri "eğitim uzmanı" olarak istihdam edilmesi ön görülüyor. Kanun taslağına göre eğitim uzmanı kadrosuna çekilecek Maarif Müfettişlerinin çok az bir kısmı mülakatla bir yıl içerisinde Teftiş Kurulu başkanlığında görevlendirilmesi düşünülüyor. Bu yeni düzenleme ilemüfettişlerin soruşturma ve inceleme yetkileri de ortadan kaldırılıyor. MEB, soruşturma ve incelemeleri mülakatla atadığı okul müdürlerine vermeyi hedefliyor.
Maarif müfettişliği, yaklaşık iki yüz yıllık bir geçmişi olan bir kariyer mesleğidir. Bu mesleğe, belirli bir öğrenime sahip olanların müfettiş yardımcılığı sınavı sonucunda girebilmektedir. Belirli süreli bir meslek içi eğitimden sonra yapılan yeterlik sınavında başarı gösterilerek başlanılan bir meslektir. Müfettişliğin kendine özgü ilerleme ve yükselme basamakları bulunmaktadır. Bu meslekte ilerleme ve yükselme ehliyet, kıdem, özel eğitim ve yetişme koşullarına bağlıdır.
Maarif müfettişliğinin kaldırılması, denetimin kaldırılması anlamına gelmektedir.
Denetimi yapılmayan kurumların çökmesi an meselesidir. Bunu anlayacak kafa ve deneyim nerde?
Devlet kurumlarını babalarının çiftliği zannedenler bir gün mutlaka hüsrana uğrayacaktır. Zalimlerin zulmü ebed müddet değildir. Zalime teslim olmak zulümdür.
"Şüphesiz Allah, idare mevkiinde bulunan herkesten hesap soracaktır. İdaresi altındakilerin haklarını gözetip gözetmediğini, yoksa zayi mi ettiğini muhasebe edecektir. Hatta kişiyi , ev halkı hakkında muhasebe ve gerekirse muaheze edecektir." (Camiu's-sağir.c.1,hds:434)
Hanefi BOSTAN
Yeniçağ