MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Devlet Bahçeli'nin başkanlık sistemine ilişkin çıkışından sonra partilerine ve liderlerine haksız ithamlar bulunulduğu gerekçesiyle yaptığı yazılı açıklamadan dikkat çekici bölümler şöyle:
BAHÇELİ'NİN AMACI ÜZÜM YEMEK
"MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin Cumhurbaşkanlığı makamının yetkilerini aşan fiili uygulamalar dolayısıyla gündeme getirdiği hususlara bir kısım medyada ve siyasi çevrelerde ısıtılan hem olumsuz hem de maksatlı tepkiler, meselenin iyi anlaşılmadığı ve özünden giderek uzaklaşıldığı izlenimi vermektedir.
MHP Lideri Sayın Bahçeli'nin teklif ve değerlendirmelerinin kör polemiklere ve cepheleşmelere kurban edilmemesi elzemdir. Bilinmelidir ki MHP Genel Başkanının amacı bağcıyı dövmek ya da ihya etmek değil, üzüm yemek ve millete de ikram etmektir.
18 Temmuz Darbe Girişimi'nden sonrası, Türkiye'nin iç ve dış sorunlar yumağıyla giderek daha çok boğuştuğu bir dönemdir. Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en ciddi rejim bunalımıyla karşı karşıyadır. Meclis, cumhurbaşkanlığı, hükümet ve yargı kurumlarının görev alanları konusunda müthiş bir karmaşa yaşanmaktadır.
Yasama, yürütme ve yargı erklerinin sınırları ortadan kalkmıştır.
Kimin eli kimin cebinde belli değildir.
Anayasa'da yeri olmadığı halde, parlamento da hükümet de yargı da cumhurbaşkanlığı makamına bağlanmıştır.
HERŞEY YENİDEN TARİF EDİLMELİ
Sistemin revizyondan geçirilmesi, her şeyin yeniden tarif edilmesi ve her erkin sınırlarının yeniden tespit ihtiyacı hasıl olmuştur. Parlamenter sistemin revizyonu gerekir, derken kastettiğimiz bu gerçekliktir.
REJİM HASTA, ÖKSÜRÜYOR
Biz rejimin değiştirilmesi gerektiğini elbette söylemiyoruz. Lakin rejim hasta ve yaralıdır, fena halde öksürmektedir. Sistem kriz geçirmektedir. Sistemin kalbine giden damarlar, tıkanmıştır. Rejim nefes almakta zorluk çekmektedir. Çünkü keyfi yönetim tiryakisi haline gelen rejimin bronşları hukuksuzluğu içine çekmekten tıkanmıştır.
Sigara tiryakisi gibi hukuksuzluk bağımlısı haline gelen parlamenter sistem; sağlığına kavuşturulmalı, akciğerleri temizlenmelidir.
ANAYASA YOK HÜKMÜNDE
Cumhurbaşkanı ve AKP iktidarları mevcut Anayasa'ya uyması için MHP tarafından defalarca uyarılmış, ancak değişen bir şey olmamıştır.
Demek ki mevcut Anayasa yok hükmündedir. Artık siyaset poligonunda delik deşik olup hayatiyetini kaybetmiş bir Anayasa'dan medet umulmayacağı ortadadır.
MHP NEDEN HAREKETE GEÇTİ?
O halde siyasi tıkanıklığın giderilmesi ve cumhurbaşkanlığı makamı ile ve iktidarın çözüme sevk edilmesi için zorlayıcı bir demokratik siyasi dalga yaratılmalıdır.
MHP bunun için harekete geçmiştir.
Maalesef mevcut yargı sisteminden bunu sorgulayacak bir merci çıkıp da yasal yükümlülüklerini ifaya cesaret edememektedir.
Madem yargı erki mevcut Anayasa'nın verdiği yetkileri kullanarak üzerine düşeni yapamamaktadır, o halde parlamento devreye girmelidir.
Rejime hukuksuzluk tiryakiliğini bıraktırmanın yolu, parlamentodan geçmektedir. Çünkü TBMM; millet iradesini aksettiren, ettirmesi gereken merci ve makamdır.
İşte bunun içindir ki Sayın Devlet Bahçeli milletin mercii olan parlamentonun devreye girmesini, ardından da halkın reyine müracaat edilmesini meşru bir çözüm yolu olarak göstermiştir.
YENİ DARBELERE DAVET...
Bu yapılmadığı takdirde daha büyük rejim krizleri, siyasi krizler ve uluslararası alanda Türkiye'nin mukadderatını ilgilendiren hususlarda buhranlar doğacaktır.
Yeni darbelere davetiye çıkaran, yeni krizleri tetikleyen kronik bir politik atmosfer husule gelecektir.
GÖZÜ KAPALI OY VERMEYECEĞİZ, KENDİ HAZIRLIĞIMIZ VAR
MHP; AKP'nin değil, sistemin nefesini açmak için devreye girmiştir. Bunun yolu, parlamentoyu çalıştırmaktan geçmektedir.
Bu demek değildir ki MHP başkanlık sistemiyle ilgili AKP'nin önerilerine gözü kapalı oy verecektir. MHP'nin de kendince öncelikleri, hedefleri ve hazırlığı vardır.
ÇANTADA KEKLİK DEĞİL
AKP'nin teklifine kendi içinde de CHP grubunda da 'hayır' diyebilecekler çıkacaktır.
Hiçbir Anayasa değişikliği çantada keklik değildir.
AKP'nin; Anayasa değişikliği için gerekli çoğunluğu bulabilecek, en azından referanduma gidilebilmesi için Meclisi ikna edecek bir teklifle gelmesi gereklidir. Siyaset kurumu ortak akıl oluşturma adına sürpriz tekliflere açıktır. Aksi takdirde daha başından tartışmayı bitiren bir sonuç ortaya çıkacaktır.
Şayet Meclisten referandum kararı çıkar ve konu milletin hakemliğine giderse Mecliste kabul gören bir metnin onaylanıp onaylanmayacağı belli değildir.
HALK, CUMHURBAŞKANI MEVCUT YETKİSİYLE DEVAM ETSİN, DİYEBİLİR
Halk, cumhurbaşkanının mevcut yetkilerle yola devamını isterse o zaman milli iradeden alınan güçle "Bütün erkler anayasal sınırlarına çekilsin." denilebilecektir.
Hiçbir güç Meclisin veya doğrudan milletin izhar ettiği iradeye direnemez ve böylece Türkiye'yi tehlikeye sokan fiili durum son bulur.
O bakımdan, meseleyi Meclis gündemine getirmekten veya halka gitmekten korkmamalıdır.
CHP ENGİN DENİZE AĞ ATMALI
CHP bulanık ve sığ suda balık avlamak yerine demokratik politikanın engin denizine ağ atmalıdır.
CHP; aşınmış 'yedek lastiklerle' acemice tekerlek değiştirip ön düzenini bozacağına, külüstür parti otobüsüne halkı taşımaya layık profesyonel bir rot balans ayarı yaptırmalıdır.
Ana muhalefet partisi, çözüm odaklı bir tavır sergilemeli ve içinden geçtiğimiz badireli süreçte ihtiyaç duyulan 'ortak akla' uygun siyaset üretmelidir.
AYSEL ALP / Hürriyet