Önder Yılmaz - Kulis
MHP kulislerinde, daha Cumhurbaşkanı, Başbakan'ın nerede olduğu bilinmezken ve darbe girişiminin başarılı olup olmayacağı belli değilken MHP Genel Başkanı'nın sahneye çıkıp demokrasiden yana seçilmiş hükümete destek vermesinin darbe sürecinin gidişatını tersine çevirdiği değerlendirmesi yapılıyor. Bahçeli'nin hakkının hem Cumhurbaşkanı hem de hükümet kanadı tarafından teslim edildiği de ifade ediliyor. Muhalefetin uzlaşma konusunda elinden gelen her türlü çabayı gösterdiği, bundan sonrasının ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti iktidarına bağlı olduğu vurgulanıyor. Kişisel gelecek kaygısıyla hareket edilmesi halinde kısa sürede geçmişteki çatışmacı zemine dönülebileceği uyarısı yapılıyor.
Tehlikenin hala geçmediği tespitini de yapan MHP yönetimi, hükümete ve Türkiye'ye karşı yeni saldırı hamlesinin nereden yapılabileceğini sorguluyor. Bunların başında ekonomi geliyor. Ekonomisi tepetaklak olan bir ülkede iktidarın da işbaşında kalamayacağından hareketle; yabancı sermayenin çıkışı, turizm sektörü ile ithalat ve ihracat ürünlerine yönelik saldırıların gündeme gelebileceğine inanılıyor.
Önemli bir tehlike
Bu kapsamda toplumsal olayların fitilinin ateşlenmek isteyebileceği de konuşulan başlıklar arasında geliyor. Türk-Kürt, Alevi-Sünni çatışması gibi gerçekleşmesi halinde önünün alınamayacağı kitlesel olayların tetiklenebileceği inancının hakim olduğu MHP'de, bugüne kadar bu tuzağa düşmeyen vatandaşların bir algı operasyonu oyununa getirilebileceği de önemli bir tehlike olarak dile getiriliyor.
Genel Sekreter İsmet Büyükataman öncülüğünde bir çalışma komisyonu kuran MHP, görevden alınma başta olmak üzere tüm haksız uygulamalar konusunda partiye ulaşan tüm şikayetleri incelemeye alıyor. Şikayetleri mercek altına alan MHP, kendi değerlendirmesinin ardından bir liste oluşturarak Ak Parti iktidarına iletiyor. Bugüne kadar 300 kişilik bir listenin Ak Parti Genel Sekreteri Abdulhamit Gül'e ileten MHP'de bu sayının 1000'i aşacağına kesin gözüyle bakılıyor. (Milliyet)