Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli'nin açıklamaları şu şekilde;
''Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin teçhiz ve temin ettiği siyasi istikrar ve toplumsal huzurdan rahatsız olan, ülkemizin müstesna gelişme rotasından memnuniyetsizlikleri açığa çıkan malum siyasi partilerin eylem ortaklıklarıyla söylem birliktelikleri aleni boyutlara ulaşmıştır.
Bu meyanda yaşananlar tecrübeyle sabit ve vakidir.
Cumhur İttifakı’yla ilgili yapılan kof ve kifayetsiz değerlendirmelerin esasen Türkiye’nin güçlü iradesine duyulan tahammülsüzlükten beslendiği ortadadır.
Siyasetlerini dedikoduyla temellendiren partilerin aynı ezberleri devamlı surette dillerine dolamaları bir bakıma perişan ve pişkin hallerinin itirafnamesi niteliğindedir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sahip olduğu dengeli, dinamik ve dirayetli özellikler sayesinde kronikleşmiş sorunlara neşter vurulması siyasi krize umut bağlayanları zora sokmuş, hatta çuvallatmıştır.
Zillet ittifakının şemsiyesi altında toplanan partiler bir yanda erken seçim taleplerini, diğer yanda da Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem hedeflerini gündemde tutmanın arayış ve çabasındadır.
Meselenin püf noktası ise bu hedefleriyle siyasi kaosa hizmet ettiklerini göremeyecek kadar basiretlerinin bağlanmış olmasıdır.
Türkiye’nin gündeminde erken seçim yoktur.
Cumhur İttifakı’nın gayesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kalıcı ve köklü hale gelmesi için ihtiyaç duyulan reformları, yasal düzenlemeleri, sosyal ve ekonomik iyileştirmeleri hayata geçirmektir.
Türk milletinin huzur ve refahı için geceyi gündüze katan milli ve sağlam bir irade görevinin başındadır.
Bu haliyle Cumhur İttifakı’nın oyalanacak, vakit kaybedecek, zamanı boşa geçirecek ne bir siyaset tasavvuru ne de bir siyaset planlaması söz konusudur.
Erken seçim dayatması Türkiye’nin kaosa sürüklenme amacının gizemli ve şifreli kılıfıdır.
Bu kılıfın altında saklananların demokrasiyle, düşünce ve ifade özgürlüğüyle, dahası milli hedef ve özlemlerle ahlaken hiçbir bağ ve bağlantıları da kalmamıştır.
Zillet ittifakının ana ortakları “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”den ne anladıklarını aziz milletimizle paylaşmak, kemikleşen bu muammanın içyüzünü izah etmek durumundadır.
Mevcut şartlarda yeni bir hükümet sisteminin değişme ihtimali TBMM’deki milletvekili dağlımı baz alındığından mümkün değildir.
Bu amaca kilitlenen yedi partinin milletvekili sayısı hedeflerini icra ve ifa edecek sayıda olmadığı bilinen bir gerçektir.
Eğer 2023 yılında gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçiminden alınacak kendileri açısından makul bir sonuçla Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş sağlamayı düşünüyorlarsa o zaman da kamuoyunu tutarlılıkla aydınlatmaları şarttır.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi amaçlayan yedi siyasi partinin ortak görüşlerini, resmileşmiş işbirliği kararlarını, bu ittifak anlayışıyla nasıl bir koalisyon hükümeti kuracaklarını paylaşmaları milletimizin en halisane beklentisidir.
İçinde CHP’nin, HDP’nin, İYİ Parti’nin ve diğer güdümlü partilerin yer alacağı koalisyon çatısı nasıl tezahür edecek, hükümet protokolü nasıl hazırlanacak, hedefler nelerden ibaret olacaktır?
Tartışılması gereken asıl konu başlıkları bunlardır.
Hiç kimse karnından konuşmamalı, suya yazı yazmamalıdır.
Türk milleti şeffaf ve doğru bilgilendirmeyi arzulamaktadır.
Cumhur İttifakı’nın ne yapacağı, nasıl bir Türkiye’ye ulaşacağı belli ve ortada iken, zillet ittifakının mutabakat zemini nasıl teşekkül edecek, bundan mülhem vaat olarak neleri açıklayacaklardır?
57’inci Cumhuriyet Hükümeti’nin başarısızlığı ve bozulması için adeta çırpınan ekonomik, sosyal ve sivil toplum kuruluşları erken seçimden yana mı, yoksa karşısında mıdır? Bu sorunun da netlik kazanması lazımdır.
Türkiye’yi sonu meçhul bir karanlığa sürüklemek isteyenler inanıyorum ki muvaffak olamayacaklardır.
Kimin kiminle yol yürüdüğünü, nasıl bir gizli planın içinde buluştuğunu, birbiriyle benzemez yedi partiyi bir araya getiren ve ortak bir paydada buluşmalarını sağlayan asıl faktörlerin neler olduğunu her insanımız, milli ve manevi hasletlerle bezenmiş her vatandaşımız merak etmektedir.
Cumhur İttifakı’nın ruhu ve duruşu bellidir, Türkiye’yi parlak ufuklara taşıma azmi bilinmektedir.
Ancak bilinmeyen, gerçek maksatlarını gizleyen, Türkiye’ye husumet duyanlarla fiili ortaklık yapan zillet ittifakıdır, bunun yanında oyun içinde oyun olan bu ittifakın maskesi zamanında yapılacak seçimle düşürülecektir.
Türk askerine satılmış ve militan diyenler; çiftçiye, esnafa, memura hakaretler yağdıranlar demokratik bedeli mutlaka ödeyeceklerdir.
Türkiye’nin istikbali Cumhur İttifakı’yla taçlanacaktır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi istiklalimizin, güvenliğimizin, milli birlik ve dayanışma kararlılığımızın hem güvencesi hem de güç kaynağıdır.
Türk milletinin karşısında kördüğüm haline gelen CHP, HDP, İP ve diğer marjinal oluşumların tutunacak ne bir dalları ne de kaçacak bir yerleri olacaktır.''