MEVZUAT MAĞDURU OKUL YÖNETİCİLERİ!

MEVZUAT MAĞDURU OKUL YÖNETİCİLERİ!

Mevzuat hazırlanırken kurumun işleyişinin daha verimli hale getirilmesi ve çalışanların mali ve özlük hakları ile ilgili problemlerinin en aza indirgenmesi amaçlanmaktadır. Yoksa kurum hiyerarşisinin bozulması, çalışanların huzursuz olması için mevzuat hazırlanmaz. Böyle de düşünmüyorum. Ama yönetmeliklerimizde öyle hükümler var ki, yıllardır uygulanmıyor. Çalışanlar; yönetmeliklerin uygulanmamasından dolayı mağduriyet yaşıyor. Birde bazı ucu açık uygulamalar içeren yönetmelik hükümleri var ki bunlar da uygulandığında hukuksuzluklar meydana getirmektedir. Bazı mevzuat hükümlerinin uygulanıp, uygulanmaması başlı başına kaos yaratmakta, zihinlerde soru işaretleri oluşturmaktadır. Çeşitli mağduriyetlere neden olmaktadır. İki farklı yönetmelikte yer alan iki hükmü sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Okul/kurum yöneticilerinin il dışı tayin isteme hakkı”

Eğitim Kurumları Yönetici Atama Yönetmeliği, Ağustos 2009 da yayınlandı. Yönetmeliğin 6 alt benden oluşan bir 33. Maddesi var ki, yayınlandığı günden beri bir defa dahi uygulanmadı. Uygulanmaması ise bir çok yöneticiyi olumsuz etkilemektedir.

MADDE 33 – (Değişik : 09.08.2011/28020 RG) (1) Yöneticilerin iller arası yer değiştirmelerine ilişkin duyuru, Bakanlıkça ülke genelinde başvuru tarihinden en az on gün önce yapılır. Duyuruda; illere göre yöneticilikleri boş bulunan eğitim kurumlarının adları, tipleri, başvuracaklarda aranacak şartlar ve diğer hususlar belirtilir.

…….

Yıllardır okul ve kurumlarda yöneticilik görevinde bulunanlar, il dışına öğretmen olarak tayin isteyebilmektedirler. Oysa yönetmelikte mevcut olan yukarıda ki madde uygulansa böyle bir sorun yaşanmayacaktır. Sorun çözmek için kendi yayınladığımız yönetmeliği, harfiyen uygulamıyoruz. Bu yalnızca çalışanları etkilememekte, kaynakların verimsiz kullanılmasına neden olmaktadır. 15-20 yıldır okulda idarecilik yapan yöneticiyi öğretmen olarak atamak, insan kaynaklarını israf etmek demektir. Yıllardır bunun bir türlü farkına varamadık. Ayrıca DMK nun 3. Maddesinin C) bendinde Devlet; kamu görevlilerinin ilerlemesi ve yükselmesini, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmakla yükümlüdür, Hükmü yer almaktadır. Burada ise görevin sonlandırılması zorunlu istekten olmaktadır(!) Kariyer ve liyakatları ile okul yöneticiliğine atananların, iller arası yer değiştirirken kazanımları hiçe sayılmaktadır. Bu hiçe sayılma uygulamadan kaynaklanmaktadır. Aslında sistemin bu şekilde işlemesinin doğru olmayacağını yine Bakanlık kendi yayınladığı yönetmeliğe hüküm koyarak açıklamıştır. Ama 2009 yılında yayınlanan ve yönetmelikte var olan bu hüküm ısrarla uygulanmamaktadır. Diğer kurumlarda ki uygulamalara baktığımızda ise bunun başka bir örneğinin olmadığını görüyoruz. Genel idare hizmetler sınıfında, emniyet hizmetleri sınıfında, silahlı kuvvetlerde görev yapan tüm personel, unvanlarına uygun kadrolara tayin isteyebilmektedir. Ama okul yöneticileri için mevzuatta var olmasına rağmen, bu hüküm uygulanmaktan imtina edilmektedir. Yönetmeliğin bu hükmünün uygulanmamasından dolayı bir çok yönetici mağdur olmuştur.

“İlçe milli eğitim müdürlüğüne atamalar”

Görevde yükselme ve unvan değişikliği yönetmeliğinin görevler arası geçişleri içeren 25. Maddesi var. Bu hüküm, yürütmeye ucu açık bir yetki vermiştir. Danıştay kararları ve Anayasa mahkemesi kararları böyle bir yetkiyi idareye tanımasa da yönetmelikte var. 3-5 yılını dolduran okul müdürleri, ilçe milli eğitim müdürlüğüne atanır ya da şu kadar yıl çalışırsan, şu kadrolara atanırsın gibi hükümler içermektedir. Aslında yönetmeliğin 25. Maddesi, Anayasa’nın 10. Maddesinde ki kanun önünde eşitlik ilkesine aykırıdır. Kadrolara nasıl atama yapılır? Duyurusu var mı? Ne zaman müracaat edilecek? Yönetmelikte bu soruların karşılığı bulunmamaktadır. İl idaresi Kanuna göre ihtiyaç ve teklif ile atama yapılıyor. Yönetmelikte yer aldığı için ise yasal bir uygulamadır. Ama etik değildir, hukuki değildir. Her yasal olan uygulama vicdanlarda kabul görmemektedir. Yasa ve yönetmeliklerin hukuki olabilmesi için kamu vicdanında kabul görmesi lazımdır. Rotasyon uygulamasının konuşulduğu şu dönemde vicdanları rahatsız eden bu uygulamanın yapılmaması, yapılmasından daha eftaldir. Yine yönetmeliğin bu maddesinin uygulanmasından dolayı bu sefer mağduriyet oluşmaktadır.

Yönetmeliklerde bu tür hükümlerin yer alması çalışma barışını olumsuz etkilemektedir. Kimi yönetmelik hükümlerinin uygulanmamasından, kimi yönetmeliklerinde uygulanmasından dolayı mağduriyetler yaşanmaktadır. Bu tür sonuçların meydana gelmemesi için mevzuat hazırlama sürecinin sağlıklı olması gerekir. Sürecin sağlıklı olmasından kasıtım; katılımcı ve ulusal ve evrensel hukuk kurallarına uygun olmasıdır. 3-5 kişinin biraraya gelerek yapacağı mevzuat çalışmaları uygulamada problem oluşturmaktadır. Bunu görmek lazım! Ayrıca, mevzuat hazırlayanların teknik anlamda yeterli olmalarının yanında, alandan gelenlerin önerilerine dikkat etmeleri gerekir. Bu tür mevzuat hazırlama komisyonlarında, STK temsilcileri de bire bir yer almalıdır. STK temsilcilerinin de yetkin olması ise ayrı bir önem taşımaktadır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

MEB PERSONEL Haberleri