Mesleki ve Teknik Eğitim Öğretmenlerinin Sorunları*
İktidara geldiği 2002 yılından bu yana sürekli teknik ve mesleki eğitimin, genel eğitime oranını arttırmaktan söz eden, 4+4+4 eğitim sistemi yasalaştıktan sonra sadece İmam Hatip Liselerinin orta bölümünü açmak için düzenleme yapan hükümetin, 28 Şubat sürecinde en fazla zarar gören teknik ve mesleki eğitime nasıl baktığı, süreç içinde ortaya çıkmıştır.
Son on yılda bu konuda yapılan uygulamalara bakacak olursak;
Sayıları 100 bine yaklaşan “Mesleki ve Teknik Eğitim Fakültesi” mezunlarının, 2002 yılından bu yana sadece %3’ü atanabilmiştir.
Talim Terbiye Kurulunun, Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarının istihdamı ile ilgili olarak bulduğu çözüm olan, Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni olarak atanma projesi 2011 yılı ile sınırlı tutulmuştur.
Mesleki ve Teknik Eğitim Fakültesi mezunları Devlet Memurları Kanununda “teknik hizmetler” sınıfında belirtilmiş olmasına karşın, kamuda “genel idare hizmetleri” sınıfında görev alabilmektedirler. Teknik öğretmen unvanının özel sektörde bir geçerliliği bulunmamaktadır.
Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarına 3795 Sayılı Kanunla tanınan mühendislik tamamlama hakkı, 2002 yılından itibaren yeterli başvuru olmasına rağmen yer, öğretim elemanı yetersizliği gibi nedenlerle ilgili sınavın ve programın hiç açılmamış olması sonucunda ellerinden alınmıştır.
Teknik Eğitim Fakültelerinin 2009 yılında kapatılarak yerine Teknoloji Fakültelerinin açılmasına ve açılan fakültelerin mezunlarının mühendis unvanı alacağı belirtilmesine karşın, kapatılan Teknik Eğitim Fakültelerinin eski mezunları hakkında henüz herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Lisansüstü eğitim programlarında Mesleki ve Teknik Eğitim Fakültelerine yönelik programların yer almaması, teknik öğretmenlerin kendi alanlarında akademik ilerlemelerini engellemektedir.
Aldıkları 4 yıllık lisans eğitimine karşın teknik öğretmenler, “teknisyen” veya “tekniker” unvanına sahip çalışanlarla eş tutularak çalışmak zorunda bırakılmaktadırlar. Teknik öğretmenler, eğitimlerine uygun teknik unvanla, teknik birimlerinde ve teknik kadroda görevlendirilerek, özel hizmet tazminatı ve ek ödemelerdeki mağduriyetleri mutlaka giderilmelidir.
Her fırsatta meslek liselerinin öneminden bahseden, teknik öğretmenlere pozitif ayrımcılık sözü veren, meslek liselerinin eğitimdeki payını %70'e çıkarma hedefi koyan Milli Eğitim Bakanlığı, bu hedefini gerçekleştirmenin en önemli unsuru olan teknik öğretmenlerin yaşadığı bu hak gasplarını bir an önce giderecek önlemler almalıdır.
Unutulmamalıdır ki; hedeflere, takım ruhu içinde çalışan ekipler tarafından ulaşılabilir. Bu kadar hak gaspına uğramış bir kitleden, büyük hedefler beklemek, gerçekçi olmasa gerektir.
*Bu yazıda, “Teknik Eğitim Vakfı” sitesindeki bilgilerden yararlanılmıştır.
Abdullah Damar
TurkiyeEgitim.Com