Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi tarafından Ankara’da düzenlenen “Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitim: Mevcut Durum, Sorunlar ve Çözüm Önerileri” Çalıştayı 17 Mart tarihinde sona erdi. Çalıştay’ın birinci gününde Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan açılış konuşması yapmış, daha sonra 4 ayrı komisyon biraraya gelerek; mesleki ve teknik eğitimdeki sorunları tespit etmiş, çözüm önerileri getirmişti. Çalıştay’ın ikinci gününde de komisyonların hazırladığı raporlar, komisyon başkanları Doç. Dr. Ercan Nurcan Yılmaz, Prof. Dr. Cevdet Söğütlü, Prof. Dr. Cemil Çetinkaya ve Prof. Dr. Serdar Yücesu tarafından sunuldu.
Memleketimiz için üretiyor, memleketimiz için çalışıyoruz, memleketimizi yönetenlere yol gösteriyoruz.
Raporların okunmasının ardından Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Çalıştay’ın kapanış konuşmasını yaptı. Çalıştay’a emek veren tüm katılımcılara teşekkür ederek sözlerine başlayan Geylan, “Sendikacılık ortak akıl faaliyetidir. Beraber üreteceğiz, birlikte mücadele edeceğiz” dedi.
Mesleki eğitimi memleket meselesi olarak kabul ettiklerini bildiren Geylan, “Türk Eğitim-Sen olarak temel ilkemiz, üreten, çalışan, yol gösteren ve hak ettiğini mutlaka alan sendikal anlayıştır. Memleketimiz için üretiyor, memleketimiz için çalışıyoruz, memleketimizi yönetenlere yol gösteriyoruz. İki gün sonunda ortaya konulan bu çalışmalar kılavuzumuz olacaktır” dedi.
Türk Eğitim-Sen’in, 2013 yılında düzenlediği ‘Türkiye’de Teknik Eğitimin Problemleri, Yapısal ve İşlevsel Değişim İhtiyaçları’ konulu Çalıştay’ın raporlarını incelediğini belirten Geylan, “2013 yılında tespit ettiğimiz sorunların bugün hala çözülmediğini görüyoruz. Mesleki eğitimde maalesef 6 yılda çok ciddi mesafe katledilemedi. Bu da ülkemizi yönetenlerin sorgulaması gereken bir durumdur” diye konuştu.
Üniversitelerde yığılmayı önlemek amacı ile çıkarılan norm kadro yönetmeliği, akademik çalışmaları körelten, genç akademisyenlerimizin önünü kesen bir tabloyu ortaya çıkardı.
Yükseköğretimde norm kadro yönetmeliğini yargıya taşıdıklarını söyleyen Geylan, “Aslında YÖK Başkanı Yekta Saraç’ı ziyaret ettiğimizde, Sayın Saraç’ın da buna çok sempatik bakmadığı izlenimini edinmiştik. Ne yazık ki, kaş yapılırken göz çıkarıldı. Belki üniversitelerde yığılmayı önlemek amacı ile çıkarılan yönetmelik, maalesef akademik çalışmaları körelten, genç akademisyenlerimizin önünü kesen bir tabloyu ortaya çıkardı. Diliyorum yargı olumlu bir karar verir ve bu sorun kökten çözülür” dedi.
Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım.
Öğretmenlik Meslek Kanunu hakkında da bir konuşma yapan Geylan, kanun taslağının Maliye Bakanlığı’nın onayından sonra paydaşların görüşüne açılacağını bildirdi. Kanun ile ilgili Türk Eğitim Sen’in görüşlerini, önerilerini Milli Eğitim Bakanlığı’na ilettiklerini kaydeden Geylan, “Evet, bir meslek kanununun çıkarılmasını yıllardır talep ediyoruz. Ama bu kanun çıkarılırken, öğretmenlik mesleğinin statüsü sağlam bir zemine kavuşturulmalıdır. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım. Kanun çıkarılırken, çalışanların 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nundan kaynaklanan kazanımları geriye götürülmemelidir.”
Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmalıdır.
Sözleşmeli ve mülakatlı öğretmen alımına karşı çıktıklarını ifade eden Geylan, “Bilindiği gibi, Hükümet 2011 yılında tüm sözleşmelileri kadroya geçirmişti. Bu sözleşmelilerin 68 bini de öğretmen idi. Ama ne hikmet ise aynı Hükümet, 2016 yılında yayınlamış olduğu bir KHK ile sözleşmeli öğretmenlik sistemini geri getirdi. Hem de bu kez mülakatla birlikte. Sendika olarak sözleşmeli ve mülakatlı öğretmenlik uygulamasını yargıya taşıdık. Umuyoruz ki, yargı talebimiz doğrultusunda karar verir de bu meseleyi kökten çözer. Aynı işi yapan kamu çalışanlarının farklı istihdam modelleri ile çalıştırılmaları kabul edilemez” diye konuştu.
Devletimizin alacağı her türlü tedbire sonuna kadar destek veriyoruz. Ancak mülakat bunun yolu değildir.
Geylan ayrıca, son 15 yılda kamuda mülakat uygulamasının kul hakkı yemenin mekanizması haline geldiğini söyledi. Geylan, “Sayın Cumhurbaşkanı’nı, ‘Mülakatı birtakım zararlı örgütlerle ilişkisi olanların kamuya girmesini engellemek için kullanıyoruz’ diyerek, ikna etmişler. Bunun gerçekle ilgisi bulunmamaktadır. 3-5 dakikalık bir değerlendirme ile bu tespit edilemez.
Ülkemizin istihbarat ve kolluk kuvvetleri zaten zararlı yapıları tespit edebilir. Güvenlik soruşturması ile PKK, DAEŞ, FETÖ ile ilişkisi olanların kamuya girmesine engel olursunuz. Zaten zararlı yapıların kamuya girmesine ilk başta biz karşı çıkarız. Çünkü Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen, Türkiye sevdalısı bir kuruluştur. Devletimizin birliğine, milletimizin bekasına risk teşkil edecek kişilerin kamuya girmesini asla kabul etmeyiz. Bu noktada devletimizin alacağı her türlü tedbire sonuna kadar destek veriyoruz. Ancak mülakat bunun yolu değildir. Yıllardır şahit oluyoruz ki mülakat; ayrıştırmanın, ötekileştirmenin aracı olarak kullanılmaktadır.” dedi.
Hükümetin bu noktada yapması gereken, mülakat uygulamasını tamamen kaldırmaktır.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’un, göreve başladıktan sonra öğretmen atamalarında güvenlik soruşturması temiz olan adaylara KPSS puanı ne ise, mülakatta o puanın verilmesi konusunda talimat vererek, bu sorunu kısmen çözdüğünü hatırlatan Geylan, “Bu talimat, mülakatı işlevsiz hale getirmiş durumdadır. Sayın Selçuk’a teşekkür ediyoruz. Nitekim görevde yükselme mülakatlarında da aynı talimat verildi. Bu şekilde görevde yükselmelerde mülakat uygulaması işlevsiz hale getirdi” diye konuştu.
Yine Sayın Bakan Selçuk’un, yönetici atama sürecinde de güvenlik soruşturması açısından temiz olan yönetici adaylarına yazılı sınavda aldıkları puanın mülakat puanı olarak verileceğini ifade ettiğini bildiren Geylan, “Bu bir taahhüttür. İnşallah taahhütlerine sahip çıkarlar. Artık sendikasına, siyasi görüşüne, mensubiyetine göre değil, hak edenin hak ettiğini aldığı bir liyakat düzeni ihdas edilmelidir. Hükümetin bu noktada yapması gereken, mülakat uygulamasını tamamen kaldırmaktır. Bakan Ziya Selçuk’un, bu talimatları vermesi, bugüne kadar yapılan mülakatlardaki, gayri ahlaki hususları tespit ettiği anlamına gelir. Bu bir kabuldür.”
Yetki sürecine de değinen Genel Başkan Talip Geylan, “14 Mayıs akşam saatine kadar bir yeni üye daha nasıl kaydederiz, bunun gayretinde olmayız. Kamudaki kokuşmuşluğu, liyakatsizliğe biz engel olabiliriz” şeklinde konuştu.
Genel Başkan Talip Geylan konuşmasının ardından katılımcılara teşekkür belgesi takdim etti.