Son bir yıldır, ortaöğretime geçişte SBS sınavlarının kaldırılacağına dair spekülasyonlar yapılıyor. Sınavla öğrenci alan ortaöğretim okullarının kapasitelerinin, ortaokulu bitiren öğrenci sayısından az olması gerçeği ortada durdukça, SBS ve benzeri sınavların kaldırılması gibi bir durum söz konusu olamaz.
Ortaöğretim sisteminde reform çalışmalarının devam ettiği bu günlerde, Milli Eğitim Bakanı Avcı, "Önümüzdeki yıl öğrencilerin yazılıda aldıkları notlar da değerlendirmeye alınacak” diyerek şöyle devam etti; "Anadolu ve Fen liselerine artık tek bir sınava dayalı öğrenci alınmayacak. Müfredatta olan sınavlardan alınan notları da hesaba katan bir düzen kurmaya çalışıyoruz. Bunun bugüne kadar gerçekleştirilemeyişinin sebebi; müfredata dayalı olarak yapılan sınavlarda her öğretmen ve okul, kendi öğrencilerinin daha başarılı olmasını istiyor, dolayısıyla oradaki notlar çok da gerçekçi olmayabiliyor veya çok adilane değerlendirme yapan okullar bu kriterlere uymayan okullar karşısında öğrencileri dezavantajlı duruma düşüyor. Üzerinde çalıştığımız; müfredata dayalı olarak yapılan sınavların bazılarının, bu değerlendirmeye katılacak olan sınav sonuçlarının, merkezden planlanmayla yürütülen ve yine merkezden değerlendirilen sınavlar şeklinde yapılması. Sene içindeki bazı yazılılar Milli Eğitim Bakanlığı'nın denetiminde merkezden hazırlanmış sorularla yapılacak. Böylece, hormonlanmış notlardan arındırarak, bu notları da nihai değerlendirme ortalamasına katmayı planlıyoruz."
Sayın Avcı’nın, öğrencilerin SBS’de aldıkları puanların yanında, yazılı sınavlardan alınacak notları da hesaba katacağız, şeklinde ifade edilebilecek olan görüşü ve yapılan çalışmaları olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.
Bugünkü sistemde, öğrencilerin Ortaöğretime yerleştirme puanı (OYP) Millî Eğitim Bakanlığı Merkezî Sistemle Öğrenci Alan Ortaöğretim Kurumlarına Öğrenci Yerleştirme Yönergesi’nin 6.maddesine göre hesaplanıyor. Yönergenin 6.maddesinde " Merkezî sistemle öğrenci alan ortaöğretim kurumlarına yerleştirme puanı(OYP), öğrencinin 6, 7 ve 8 inci sınıf yılsonu başarı puanları ile 700 tam puan üzerinden hesaplanan seviye belirleme sınavı puanı toplamının ikiye bölünmesiyle elde edilen puandır." denilmektedir.
Sistem değiştirilmeden, 6,7 ve 8.sınıfların yıl içinde yapılan yazılı sınavlarının merkezi sistemle yapılması ve değerlendirilmesi, okullar ve öğretmenler bazındaki sübjektif değerlendirmeleri ortadan kaldıracak bir gelişmedir. Çünkü kamuoyunda, özellikle özel okullarda ve kırsal kesimlerdeki okullarda, öğrenci notlarının şişirildiği kanaati oldukça yaygındır. Yapılacak çalışma hayata geçirildiği takdirde, bu olumsuz kanaatin ortadan kaldırılması anlamında da olumlu olacaktır.
Ancak Bakanlığın önünde, önemli bir mevzuat engeli bulunmaktadır. Şöyleki;
MEB İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin, “Sınavlar” başlıklı bölümünde yer alan 36.maddede, sınavların nasıl yapılacağı açıklanmaktadır. Bu maddeye göre; “Sınavların zamanı, en az bir hafta önceden öğrencilere duyurulur. Bir sınıfta/şubede bir günde yapılacak sınav sayısı ikiyi geçemez. Sınavların süresi bir ders saatini aşamaz.
Derslerin özelliğine göre;
a) Klasik (Essay) sınav türünde soru sayısının üçten az olmaması,
b) Çoktan seçmeli, eşleştirmeli, kısa cevaplı, açık uçlu, doğru/yanlış, tamamlamalı ve benzeri sınav türlerinde soru sayısının çok ve soruların kısa cevaplı olması,
c) Soruların konulara göre dağılımı yapılırken ağırlık bir önceki sınavdan sonra işlenen konulardan olmak kaydıyla geriye doğru azalan bir oranda ve dönem başından beri işlenen konulardan seçilmesi esastır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, yapılan yazılı sınavlarda, bugün merkezi sınavlarda kullanılan soru türü olan çoktan seçmeli soruların yanında, klasik (Essay)soru, eşleştirmeli, kısa cevaplı, açık uçlu, doğru/yanlış ve tamamlamalı türde soruların da olması gerekmektedir. (Öğretmenlerimizin, yaptıkları yazılı sınavlarda bu soru türlerinin hepsini kullanıp-kullanmadıkları ayrı bir tartışma konusudur)
Yapılacak merkezi sınavlarda MEB İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 36.maddesi gereği, bu türde sorular sorulması zorunluluğu ve çoktan seçmeli sorular dışındaki soru türlerinin optik okuyucularla okunması olasılığının teorik olarak olmaması veya zor olması gerçeği, Bakanlığın önündeki en önemli zorluk olarak durmaktadır.
Ortaöğretime geçiş sistemi ile ilgili düzenlemeler henüz çalışma aşamasındayken, bu hususun da göz önünde bulundurulması sistemin sağlıklı olarak hayata geçmesi anlamında oldukça önemlidir.