Merhamet TIR'ları yola çıkıyor

Memur-Sen, Hak-İş, İHH ve Kızılay, hendek terörü yüzünden mağdur olanlara ve Bayırbucak Türkmenlerine yardım kampanyası başlattı. Kampanya kapsamında “Merhamet TIR’ları Yola Çıkacak, Hendekleri Aşacak, Bayırbucak’a Ulaşacak” sloganıyla 81 ilden yardım kon

Memur-Sen, Hak-İş, İHH ve Kızılay, hendek terörü yüzünden mağdur olanlara ve Bayırbucak Türkmenlerine yardım kampanyası başlattı. Kampanya kapsamında “Merhamet TIR’ları Yola Çıkacak, Hendekleri Aşacak, Bayırbucak’a Ulaşacak” sloganıyla 81 ilden yardım konvoyları yola çıkacak.

Kampanyaya, Memur-Sen ve Hak-İş’in 100 bin TL’lik nakit yardımıyla start verilirken, yola çıkacak TIR sayısında beklentinin en az 100 TIR olduğu belirtildi. Basın toplantısı düzenleyen Memur-Sen, Hak-İş, İHH ve Türk Kızılayı, kampanya hakkında detaylı bilgilendirme yaptı.

 

 

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, toplantıda yaptığı konuşmada, “Anadolumuzun, kardeşlik coğrafyamızın beş yapraklı merhamet yoncası misali Memur-Sen, Hak-İş, İHH ve Türk Kızılayı olarak insani değerlerin ve insanlık erdeminin garantörlüğünün hakkını vermenin gayretiyle, mazlumlara, mahzunlara, mağdurlara umut olma hedefiyle ‘Merhamet TIR’ları Yola Çıkacak, Hendekleri Aşacak, Bayırbucak’a Ulaşacak” yardım kampanyamız için bismillah diyoruz. Bu kampanyamızla, hem hendek terörü mağduru Kürt kardeşlerimize hem de katil Esed ve zalim Putin imalatı devlet terörünün son mağduru Türkmen kardeşlerimize birlikte el uzatacağız” dedi.

 

 

Vahşetin, zulmün, terör ve şiddetin, insanlıktan nasipsiz beşer eliyle üretilen yıkıcı, can yakıcı ve yok edici zehir olduğunu ifade eden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Adalet ve merhamet ise, beşer çizgisini aşmış ve kemali insana ulaşmış insanların ve bu insanların bir araya gelerek oluşturduğu teşkilatların, platformların teröre, şiddete, zulüm ve vahşete karşı en etkili panzehirdir. Vahşetin, zulmün, terörün, şiddetin insanlar ve insanlık üzerinde açtığı yaralara merhamet merhemi sürme noktasında insanlığın garantörü olmayı önemsiyoruz. Benzer şekilde doğal afetlerde de yardım telaşı ve mağdurlara el uzatma heyecanıyla hareket ettik, ediyoruz. Bu anlayışla Memur-Sen olarak, her birini medeniyet paydaşı olarak gördüğümüz, insanlık ve merhamet hareketi noktasında davadaşımız kabul ettiğimiz Hak-İş ve İHH ile sayısız yardım kampanyası gerçekleştirdik. Ülkemizin yüz akı kurumlarından Türk Kızılayı ile birlikte mazlum ve mağdurların destek ve yardım beklentilerini karşılayan birçok çalışma yürüttük. Van depreminde, deprem bölgesine ilk giden ve yardım elini uzatan konfederasyon olduk. Samsun’da yaşanan sel felaketindeki selzedeleri mübarek Ramazan ayında yalnız bırakmadık. Arakanlı Müslümanların dertlerine ortak olduk. ‘Kış Geldi, Suriye İçin Bir Ekmek, Bir Battaniye’ kampanyasına destek verdik. Suriyeli kardeşlerimiz için,  Memur-Sen Kadınlar Komisyonumuz, ‘Bir Mama, Bir Bez; Sadece Bir SMS’ kampanyası başlattı. Kazakistanlı çocuklara Elif Ba kitabı gönderdik. 2011 yılındaki tüm iftar programlarımızı iptal ederek, ‘İnsanlık Ölmedi, Yardımlar Afrika’ya’ kampanyasıyla Afrika’da açlık ve susuzlukla boğuşan çocukların yardımına koştuk. Filipinlerde gerçekleşen tayfun felaketinin yaralarını sarmak için ‘Filipinler İçin İnsanlık Vakti’ adıyla yardım kampanyası başlattık. Suriye için başlatılan ‘Sana İhtiyacım Var’ kampanyasına tam destek verdik. Somalili yetimlere sahip çıktık. Soma, Bosna-Hersek ve Orta Afrika için eş güdümlü yardım kampanyası başlattık. ‘Telafer’e El Uzat” sloganı ile kardeşlerimizin yardımına koştuk. ‘Yetimler, ana babası ölünce değil, onlara bu ümmet sahip çıkmadığı zaman yetim kalır’ düsturu ve ‘Yetim gülerse dünya güler’ anlayışıyla ‘Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var’ projesine paydaş olduk, ümmetin yetimlerine kucak açtık. Habeşistan’da su kuyuları açtırdık. Kurban yardımlarımızı Kosova’nın Prizren ve Mamuşa bölgesindeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Ayn el-Arap’tan (Kobani) gelerek ülkemize misafir olan kardeşlerimize 7 bin battaniye, üç bin yatak ulaştırdık, gıda yardımları yaptık.”






Mağdurların garantörü olacağız

“Cizre, Sur, Nusaybin ve Silopi başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki bazı il ve ilçelerimizde, dün dağa çıkarak terör estirenler bugün hendek kazarak terör iklimi oluşturmanın peşinde koşuyor. Hendek kazıyorlar, ölüm çukurlarıyla göçe zorluyorlar. Açtığı asit kuyularıyla ölüm kusan derin devlet uzantılarından nöbeti devralan terör örgütü, açtığı hendeklerle zulüm kusuyor, vahşet üretiyor” diyen Yalçın, darbelerle vesayeti zirveye taşıyanlardan nöbeti devralanların, hendeklerle Kürtler üzerinde vesayet oluşturmanın hesaplarını yaptıklarını, dün, dağları mesken tutmalarını, terörü yöntem olarak kullanmalarını “Kürtlerin hakları ve Kürt halkı için” yalanıyla gerekçelendirenlerin, bugün yalanlarına inanmayan, yöntemlerine tepki veren Kürtleri hedef aldıklarını kaydetti.

Vesayet hendeklerinin gerçek hedeflerini bir kez daha ortaya çıkardığını belirten Yalçın, “Terör örgütü ve uzantıları, hiçbir zaman Kürtlerin haklarını kazanmayı düşünmemişti. Terör örgütü, kendisine destek vermeyen, boyun eğmeyen, ideolojisine itibar etmeyen Kürtleri haklamayı, yok etmeyi, bölgeden uzaklaştırmayı planlamıştı, şimdilerde hendek stratejisiyle hedefine ulaşmak istiyor. Evlatlarını örgüte teslim etmeyen, oylarını örgütle ilişkili partiye vermeyen, ideoloji bağlamında örgütün esaretine girmeyen Kürtlerden arınmış, arındırılmış bir coğrafi alan hayal ediyor. Kürt çocuklarının, Kürt gençlerinin geleceğini kazanmasını değil, hendek kazmasını, Kürt kadınlarının güçlenmesini değil, göç etmesini, Kürtlerin vatandaş hakları noktasında eşitliğini değil, terör ve örgüt karşısında boyun eğmesini isteyenlere meydanı bırakmayacağız. Göçe zorlanan, yuvalarını, evlerini toprağını, tarlasını, bağını terk etme baskısı yapılan kardeşlerimize, annelerimize, çocuklarımıza sahip çıkacağız. Eğitime ara vermek zorunda kalanların eğitimine, ekmeğinden mahrum edilenlerin ekmeğine, emek tezgâhından koparılanların emeğine garantör olacağız” şeklinde konuştu.






Hendekleri kardeşlik çimentomuzla kapatacağız

Yola çıkacak olan merhamet TIR’larının, sadece hendeklerin ürettiği mağduriyeti sonlandırmayacağını vurgulayan Ali Yalçın, “Hendekleri beraberlik kumu ve birlik çimentosu ile kardığımız bin yıllık kardeşlik çimentosu ile kapatacak iradenin de oluşmasını sağlayacak. Kapanacak o hendeklerin üstüne de, Çözüm Süreci’nin nihai hedefi olan eşit vatandaşlık noktasına ulaşmamızı sağlayacak işaret levhalarını millet olarak hep birlikte dikeceğiz. Terör örgütü ve yandaşları açtıkları hendeklerle, milletin, ülkemizin ve insanlığın kuyusunu kazma hesaplarını yapanların ekmeğine yağ sürmek istiyor. Somalililere, Sudanlılara can suyu olacak su kuyuları açan milletimiz ve bizler ise, o ekmeği kursakta bırakmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.






En az 100 TIR yola çıkacak

Hendek terörünün devreye sokulmasıyla neredeyse eş zamanlı olarak, Suriye’deki çatışma alanının kapsamına Bayırbucak, Türkmen Dağı’nın da aralarında bulunduğu yoğunlukla Türkmenlerin yaşadığı bölgelerin de dâhil edildiğine dikkat çeken Yalçın, “Cani Esed’in karadan misket bombalarıyla ölüm kustuğu Bayırbucak’a, vahşi Putin yönetimindeki Rusya da doğrudan sivilleri hedef alan saldırılara başladı. Zulüm bombaları yüklenen Rus uçaklarının cinnet sortileriyle hedef aldığı Bayırbucaklı Türkmen kardeşlerimizi yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Yardım TIR’larımızla, Türkmen Dağı’na, Bayırbucak’a merhamet sortileri yapacağız, yardım çıkarması, kardeşlik ve dayanışma taarruzu gerçekleştireceğiz. Türkmen Dağı’nı Esed’in zulmüne, Putin’in vahşetine terk etmeyeceğiz. Türkmen kardeşlerimize yönelik yardımlarımızın kapsamını bu kampanyamızla daha da genişletiyoruz. Yardım kampanyamız, yorulmadan sürdürdüğümüz insan ve insanlık odaklı maratonumuzun yeni etabıdır. Kampanyamızı 100 bin TL’lik yardım çeki ile başlatıyoruz. Hedefimiz 81 ilden, yiyecek ve giyecek malzemeleriyle merhamet TIR’larını doldurmak ve bunun sayısını en kısa sürede 100’e ulaştırmaktır. Büyükşehirlerimizden daha yüksek düzeyde katkı ve destek bekliyoruz. Kampanyamız hem ayni hem de nakdi yardım olarak gerçekleşecek. Bu noktada, yakın zamanda daha da ağırlaşacak kış mevsimi şartlarını ve özellikle de yardım bekleyen çocuklarımızın durumu gözetilerek kışlık giyecek konusunda yüksek hassasiyet bekliyoruz. Bu noktada eski ve yeni ayrımı yapmadan bütün vatandaşlarımızdan, özelikle de teşkilatımızın öncülerinden azami gayret bekliyoruz. Giyecek yardımlarının dağıtımı konusunda başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, çadırlar oluşturmak için de bir çalışma yapacağız” diye konuştu.

Çağın erdemliler hareketi olmanın sorumluluğu yanında insanlığın merhamet hareketi olmanın gayretiyle toplumsal vicdanın seslendiricisi, milletimizin vicdani hassasiyetinin temsilcisi olarak bütün dünyayı, merhamet duruşlarının, mağdura el uzatma anlayışlarının coğrafyası kabul ettiklerini dile getiren Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı:

“Mazlumun diline, dinine, ırk ve mezhebine, kimliğine ve meşrebine bakmadık. Biz, derde düşenin yakınında, darda kalanın yanında olduk. Zulüm hendeklerine düşürülmek istenenlerin, vahşet çukurlarında canına kast edilenlerin yardımına koştuk. Şiddet ve terör mimarlarının, taşeronlarının hedef aldığı insanların aman çağrısına, yardım çağrısına cevap vermekten, onlara destek olmaktan, insanlık için insanlığın irfan merkezi olmaktan yorulmadık, yorulmayacağız. Bu duygu ve düşüncelerle; işçi sendikacılığında insani yardım faaliyetlerinin zirvesi olan Hak-İş, insani yardım faaliyetlerinde sadece ülkemizin değil, medeniyet perspektifimizin küresel markası olan İHH ve insan merkezli devlet anlayışının ve insanlık değerlerine yönelik kaliteli ve etkili kamu hizmetinin patentini almayı her çalışmasıyla hak eden Türk Kızılayı ile birlikte başlattığımız ve yürüteceğimiz ‘Merhamet TIR’ları Yola Çıkacak, Hendekleri Aşacak, Bayırbucak’a Ulaşacak’  yardım kampanyamızın milletimizin büyük desteğine mazhar olacağına inanıyor, yardımların bereketle artması konusunda Yüce Allah’ın hepimizin yar ve yardımcısı olmasını niyaz ediyorum.”



 

Arslan: Dayanışma içinde bu kampanyayı başlatıyoruz

Kampanyanın tanıtıldığı basın toplantısında konuşan Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Şırnak, Mardin ve ilçelerde terör örgütünün baskılarından bunalan vatandaşlar evleri terk etmek durumunda kaldı. Diğer tarafta Esed ve Rusya zulmü altında olan Bayırbucak Türkmenleri işgali ve zulmü yaşıyor. Bu kampanya ile hem Doğu illerimize hem de Bayırbucak’a yardımlarımızı yapacağız. Baskılara Güneydoğu’da dayanamayıp evlerini terk etmek zorunda kalanlara hem de Suriye Türkmenleri ile de bir dayanışma içinde bu kampanyayı başlatıyoruz. Kampanyayı bütün illerdeki Memur-Sen ve Hak-İş temsilcileriyle birlikte bu kampanyaya dahil olmaya davet ediyoruz” dedi.




 

Dede: Tüm insanlara ulaşma gayesi taşıyoruz

İHH Genel Başkan Vekili Yavuz Dede, vakıf olarak yollarının Arakan’dan Mısır’a, Filistin’den Doğu Türkistan’a, Suriye’ye; Kafkasya’dan Balkanlar’a, Afrika’dan Orta Doğu’ya mazlum ve mağdur bütün coğrafyalara uğradıklarını belirterek, “Bu yolculuğumuzda sıkıntıya düşmüş, felakete uğramış, zulüm görmüş, aç ve açıkta kalmış tüm insanlara ulaşma gayesi taşıyoruz. Amacımız, mazlumların yanında olmaktır” şeklinde konuştu.



 

Selvi: Teşekkür ediyorum

Türk Kızılay’ı Göç ve Mülteci Hizmetleri Müdürü Bayram Selvi ise, Suriyelilere yaptığı yardımlar nedeniyle Türkiye’ye karşı olağanüstü bir sempati olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları nerede bir mazlum varsa el uzatıyor. Suriye meselesinde de aynı tavrı görüyoruz. Bunun için Türkiye her zaman iyi ve güzel olarak yâd edilecek. Sivil toplum kuruluşlarımıza ve vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum.” 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

MEB PERSONEL Haberleri