Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türk Büro-Sen Ankara 13 nolu şube tarafından düzenlenen iftar yemeğinde kamu çalışanlarıyla ve şube başkanlarıyla bir araya geldi.
Genel Başkan İsmail Koncuk, burada yaptığı konuşmada gündemi değerlendirerek önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasına Abdurrahim Karakoç’un , “Ellerin yurdunda çiçek açarken, Bizim İl'e kar geliyor gardaşım. Bu hududu kimler çizmiş gönlüme? Dar geliyor, dar geliyor gardaşım.” dörtlüğü ile başlayan Genel Başkan Doğu Türkistan’da yaşayan soydaşlarımıza yapılan zulmü kınadı.
KONCUK: BM’Yİ ÇİN ZULMÜNE SESSİZ KALDIĞI İÇİN KINIYORUM
“Bugün Doğu Türkistan’da 28 Uygur Türkü hiçbir sebep yokken, zalim Çin tarafından katledildi. Doğu Türkistan’ı tamamen Çinlileştirmek adına, Müslüman kimliğini yok etmek adına soykırım devam ediyor. Ne dünyada bir ses var, ne de İslami referans aldığını söyleyen AKP iktidarından ses var. Söz konusu Türk Milleti olunca sesleri çıkmayanlar, Mısır için ağlıyorlar ama Doğu Türkistan’da da görmeleri gereken bir gerçek var. Geçtiğimiz yıl 4 bine yakın Uygur Türkü katlettiler, ramazan ayında oruç tutma yasağı getirdiler. Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi ve milletimiz adına Doğu Türkistan’da yaşanan zulme seyirci kalan Birleşmiş Milletler teşkilatını, kendilerinden başka hiç bir şey düşünmeyen bütün İslam dünyasını ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini şiddetle kınıyorum. Bu zulüm kabul edilemez. Hele de bu mübarek Ramazan ayında insanların katledilmesini kabul etmek, seyretmek, bırakın Müslüman olmayı, Türk olmayı; insan olana züldür, ezadır” dedi.
KONCUK: TSK BÜNYESİNDE GÖREV YAPAN MEMURLARIN BÜYÜK SIKINTILARI VAR
Askeri iş yerlerinde çalışan sivil memurların yaşadığı sıkıntıları da dile getiren Konfederasyonumuz Genel Başkanı İsmail Koncuk, şunları söyledi:
“Sendikacılık sizin kurumlarınızda daha yeni bir faaliyet. Bütün problemler hemen çözülsün, bütün istekler yerine gelsin anlayışından uzak durun. Sizin yaşadığınız problemleri çok iyi bilen Türkiye Kamu-Sen yeri geldiğinde bu sıkıntıları gündeme de taşıyacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde görev yapan memurlarımızın ciddi sıkıntıları olduğunu biliyorum. Ne yazık ki bu tür kurumlarda asker ya da polis dışında kalan personel, sıkıntılar ve mağduriyetler yaşıyor. Astsubaylara %5 zam yapılıyor, ancak memurlara yapılmıyor. Bu ve bunun gibi bir çok sorun Toplu Sözleşme masasında görüşülmesi gereken konulardır.”
KONCUK: TÜRKİYE KAMU-SEN KIRTASİYECİ VE ZÜCACİYECİ SENDİKAL ANLAYIŞIN DÜŞMANI BİR KONFEDERASYONDUR
Kamu çalışanlarını haklarına sahip çıkmaya davet eden Genel Başkan, “tepki verin ki bir daha kimse kamu çalışanlarını masada satmaya cesaret edemesin” dedi;
“Öncelikli olarak genel problemleri baz alıp bir değerlendirme yapmamız gerekir. Tüm memurlar 2014 yılında 123 lira zam aldı. Adalet çalışanı da, askeri iş yerlerinde çalışan da, içişleri çalışanı da aynı aldı. Demek ki burada genel bir problem var. Bu problemin çözümü için adam gibi bir sendikal faaliyet ortaya koyabilmek lazım. Sizin problemlerinizi tartışabilen, bu cesarette olan bir yapının memurlar tarafından desteklenmesi lazım. 850 bin memur bazı sebeplerle yetkiyi bir konfederasyona verdi. Geçen yıl 123 TL’ye mahkum edilen o memur, maalesef bu sene de bir takım sebeplerle yetkiyi o konfederasyona verdi. 2014 yılının 6 Aralık tarihinden 1 Mayıs 2015 tarihine kadar 3 büyük miting gerçekleştirdik. Talebimiz ise kamu çalışanlarına ek zam verilmesi ve iş güvencelerine dokunulmamasıydı. Ama onlar ne yapıyor, promosyon ürün dağıtıyor. Türkiye Kamu-Sen kırtasiyeci ve zücaciyeci sendikal anlayışın düşmanı bir konfederasyondur. Kimse bizden promosyon dağıtarak sendikacılık yapmamızı beklemesin. Yetkili sendikalara, “mağduriyetimizi Türkiye gündemine taşıyın, ekonomik ve sosyal problemlerimize çözüm bulun, eylemler ve mitingler yapın” deyin. “Memurlar olarak bizim 3 – 5 liralık promosyonlara ihtiyacımız yok. Bizi masada sattınız” şeklinde tepki gösterin ki, bir daha hiçbir sendika, hiçbir konfederasyon memurları masada satmaya cesaret edemesin. Bunu yapmayan memurlar yüzünden, tüm kamu çalışanları birçok hakkını o masada kaybetti. 2 yılınızı kaybettiniz. 123 TL’ye mahkum oldunuz. Enflasyon farkı alamadınız. 2015 yılında %3+3 sefalet ücretine tabi oldunuz. Gelin 2016 ve 2017 yıllarını kaybetmeyelim. 1 Ağustosta masaya yetkili konfederasyon olarak biz oturalım dedik. Ancak imza yetkisi yine onlarda. Kaç lira alacağınızı biz tespit etmeyeceğiz. Bütün memurlar bunları bilsin. Ama o masada bütün memurlar adına talepte bulunacağız. Yetkili konfederasyona “2014 ve 2015 yıllarında memurları sattınız. 2016 ve 2017 de memuru satamazsınız. Adam gibi sendikacılık yapın” diyeceğiz. Bunun aksine memuru satacak bir tavır görürsek, şimdiye kadar yaptığımız gibi bundan sonra da bunların ipliğini pazara çıkarmak boynumuzun borcu olsun.”
KONCUK, MEMURUN İŞ GÜVENCESİNE GÖZ DİKENLER KANUN ÇIKARMA GÜÇLERİNİ KAYBETTİ
Hiçbir kamu çalışanını ezdirmeyeceklerini belirten Genel Başkan Koncuk,” mücadelemiz artarak devam edecektir” dedi ve konuşmasında şunları ifade etti:
“Yeni bir dönem başlıyor ülkemizde. Diktatörlük heveslilerinin dili boğazına kaçmış durumdadır. 13 yıldır memur düşmanlığı yapanların, artık kanun çıkarma hakkı da gücü de bitmiştir. Bundan sonra “yüksek makamlarda oturup, memur işçi ayrımını kaldıracağım. Onların iş güvencesini ellerinden alacağım” diyen baba yiğitler, ahkam kesemeyecekler. Türkiye’de nasıl bir koalisyon kurulursa kurulsun; memurlara eziyet eden bürokrat kılıklı soytarılara sesleniyorum; adam olacaksınız, memurlara mahiyetinizdeki insanlara saygı duymayı öğreneceksiniz. Yetkileriniz kanunların verdiği kadardır. Bu güne kadar yetkilerinizi de, sınırlarınızı da aştınız. Ancak hepinizi tanıyoruz ve biliyoruz. Bizim fişleme gibi bir alışkanlığımız yok. Kimseyi mezhebine, meşrebine ve etnik kökenine göre fişlemedik. Ama bu zalimleri unutma gafletinde bulunmamızı da kimse bizden beklemesin.
Demokrasinin, insan haklarının, hukukun ve bağımsız yargının yeniden şekillenmesi için Türkiye Kamu-Sen olarak bugüne kadar geri adım atmadık. Bundan sonra da geri adım atmayacağız ve bu kavramların yeniden yeşermesini sağlayacağız. Öyle bir Türkiye istiyoruz ki, insanların mezheplerinden ve meşreplerinden ya da siyasi görüşlerinden dolayı fişlendiği bir ülke olmasın. Her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının saygı gördüğü, baş tacı yapıldığı bir ülke istiyoruz. Bunu sağlamak adına da her türlü mücadeleyi vereceğimizi bir kez daha ifade etmek isterim. Kimseden korkmadık, çekinmedik, kimseye eyvallah etmedik. Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmedik, doğruları savunduk. Dimdik bu günlere geldik. Alnımız ak, hiç bükülmedik, bundan sonra da bükülmeyeceğiz. Kimse makamını kullanarak memurları ezmesin diye mücadele verdik. Bunu yapanları ister siyasi iktidar olsun, ister sivil toplum kuruluşu olsun uyardık. Ecdadımızdan aldığımız mirası, evlatlarımıza teslim etmek boynumuzun borcudur, şereftir. Hepimiz taşın altına elimizi koyacağız. Hakkı tutup kaldıracağız. Ezmeyeceğiz, kimsenin de ezilmesine müsaade etmeyeceğiz.
Askeri iş yerlerimizde çalışan memurlarımız, tıpkı diğer kurumlardaki memurlarımız gibi değerli ve kıymetlidir. Onlar için mücadelemizi sürdüreceğiz.” Dedi.
Konfederasyonumuz Genel Başkanı İsmail Koncuk konuşmasını Mustafa Öztürk’ün “Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz, Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpe gündüz. Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür, Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür. Tevekkül Allah'adır zillete katlanılmaz! Ya hayat ya ölüm! Bunun ötesi olmaz.” Şiirinden alıntıyla tamamladı.