Kamu çalışanları ceplere yansımayan maaş artışlarını protesto etmek için yurt genelinde bordrolarını yaktı. Türkiye Kamu-Sen Genel Başakanı Önder Kahveci de Ankara'da sendika genel başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve çalışanların yoğun katılımıyla Ulus Meydanı’nda basın açıklaması yaparak tepkisini dile getirdi ve ardından bordrolar yakıldı.
ZAM YERİNE 'GÜNCELLEME' İSTEDİLER
Kamu çalışanlarının yaptığı eylemde dikkat çeken noktalar vardı. Zam talepleri toplu sözleşme masasında yüzde 4+4 şeklinde açıklanan enflasyonun da gerisinde kalan memurlar ellerindeki pankartlara 'Zam değil güncelleme' yazdılar.
MEMURLAR ENFLASYONU DA UNUTMADI
Kamu-Sen'in eyleminde TÜİK ve enflasyonda unutulmadı. Kamu çalışanları ellerindeki pankarata 'Yüzde 8,5 enflasyon sadece TÜİK'de var' yazdı. Kahveci başta gıda olmak üzere doğalgaz, elektirik fiyatlarındaki artışları da açıkladı.
Kamu-Sen Genel Başakanı Önder Kahveci kamu çalışanlarının sorunları ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte dün kamu çalışanlarının bordro yakma protestosundan dikkat çeken detaylar....
KAHVECİ: TÜİK RAKAMLARI GERÇEKSE HANGİ MARKETTEN FİYAT ALIYORLAR AÇIKLASINLAR, BİZ DE ORADAN ALIŞVERİŞ YAPALIM!
Eylem öncesinde basın açıklaması yapan Önder Kahveci, zorunlu harcama kalemlerinde meydana gelen fahiş artışlara dikkat çekerek, “Yetkililer hedef enflasyonu bilinçli olarak düşük göstererek memurlarımızı düşük ücret artışına mahkûm ederken, milletimizi zorunlu harcamalarında dahi enflasyon canavarına teslim etmektedir. İktidar 2019’daki ilk enflasyon hedefine göre maaşlara toplam %9,2 zam yapmıştır. 2019 yılında gerçekleşen resmi enflasyon ise %11,84 olmuştur. Buna göre memur maaşları enflasyonun gerisinden gelmektedir” dedi ve yeniden değerleme oranlarına yapılan %22’lik artışa tepki gösterdi:
'ÇİLELİ GEÇİM MÜCADELESİ BAŞLAMIŞTIR'
“3 milyon kamu görevlisi ve 2 milyon emeklinin 2 yıl sürecek çileli geçim mücadelesi başlamıştır. Kamu görevlileri bugün, ağustos ayındaki toplu satış sözleşmesinden beri ifade ettiğimiz acı gerçekle yüz yüze kalmıştır. Buna göre memurlar ortalama 160 TL, emekliler ise 100 TL zamla 6 ay boyunca idare etmek zorunda kalacaklardır. TÜİK’in resmi rakamlarına göre geçtiğimiz yıl gıda fiyatları ortalama %10,9; mutfak tüpü %17,6, doğalgaz %22, elektrik %18,3 zamlanmışken maaşlara %4 zam yapmak, adeta memur ve emeklilerle alay etmek demektir.
Ekonomi iyi yolda, istikrar sürüyor, enflasyon düşüyor masalı, çarşı pazardaki gerçek fiyatlarla kâbusa dönüşmüştür. Yetkililer hedef enflasyonu bilinçli olarak düşük göstererek memurlarımızı düşük ücret artışına mahkûm ederken, milletimizi zorunlu harcamalarında dahi enflasyon canavarına teslim etmektedir. İktidar 2019’daki ilk enflasyon hedefine göre maaşlara toplam %9,2 zam yapmıştır. 2019 yılında gerçekleşen resmi enflasyon ise %11,84 olmuştur. Buna göre memur maaşları enflasyonun gerisinden gelmektedir. Kaldı ki, bu oran TÜİK’in enflasyon sepetindeki, çoğunu halkın tüketmediği 418 madde 895 çeşit ürünün ortalama artışını göstermektedir. Milletimizin tüketmek zorunda olduğu gıda, temizlik, sağlık, ulaşım, haberleşme, ısınma, kira gibi ürünlerdeki fiyat artışları ise 2019’da gerçekleştiği ilan edilen, resmi enflasyonun kat be kat üzerindedir. Eğitim, sağlık, ulaşım gibi harcamalar enflasyonun üzerinde zamlanmıştır.
KAHVECİ: MEMURLARIN HAKLARININ BUDANMASINA SEYİRCİ KALAN HATTA PASİF TUTUMUYLA ÜSTÜ ÖRTÜLÜ ŞEKİLDE DESTEK OLAN MALUM KONFEDERASYON VE YETKİLİLER, BUGÜN NEREDELER?
Hormonlu sendikaların kamu görevlilerinin ekonomik durumuyla ilgili kaçacak yer aradıklarını vurgulayan Kahveci, “Memur maaşına yapılan %4 zam ortalama maaşlara 160,6 lira zam demek. Bir yılda ailenin zorunlu harcamaları ortalama 730 lira, oransal olarak da %12,3 artmışken, %4 zamma yani 160 liraya tek kelime edemeyenler memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar” diye sorarak konuşmasına devam etti:
“Bugün memurlarımız maaşlarını aldılar ve acı gerçekle yüzleştiler. Biz, Türkiye Kamu-Sen olarak sürekli gerçekleri dile getiriyor, maaş zamlarının yetersiz olduğunu, verilen sözlerin tutulmadığını ifade ediyor, acil çözüm bekleyen sorunlar için bir memur paketi hazırlanmasını istiyoruz. Malum konfederasyon ise durumdan hoşnut olacak ki, eriyen maaşlara, unutulan 3600 ek gösterge vaadine, yardımcı hizmetlilere, haksızlıkların kaynağı mülakata, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesine, gelir vergisi mağduriyetine, bayram ikramiyesine ve emekli maaşlarına dair tek bir kelime etmiyor. Bugün, memurlar maaşlarını aldılar. Yani takke düştü, kel göründü. Türkiye Kamu-Sen dün de meydanlardaydı; bugün de meydanlarda. Dün ne dediyse, bugün de aynısını söylüyor. Memurların haklarının budanmasına seyirci kalan hatta pasif tutumuyla üstü örtülü şekilde destek olan malum konfederasyon ve yetkililer, bugün neredeler? Bugün, hormonlu sendikalar, gerçekler karşısında saklanacak delik arıyorlar. Memur maaşına yapılan %4 zam ortalama maaşlara 160,6 lira zam demek. Bir yılda ailenin zorunlu harcamaları ortalama 730 lira, oransal olarak da %12,3 artmışken, %4 zamma yani 160 liraya tek kelime edemeyenler memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?
'SÖZLEŞMELİYİ, HİZMETLİYİ YOK SAYANLAR..'
Sözleşmeliyi, hizmetlileri yok sayanlar, vekil ebe, hemşire, imam ve aile sağlığı elemanlarına üvey evlat muamelesi yapıp kadroya geçirmeyenler, öğretmeni, akademisyeni, sağlık çalışanını, maliyeciyi, adliye çalışanını unutanlar, Postacıya, ormancıya, belediye çalışanına, diyanet çalışanına kör bakanlar, Emeklileri, ek gösterge sorunlarını, ek ödeme sorunlarını, fazla mesaileri, döner sermayeleri bir kenara bırakıp, tek bir konuyu dahi müzakere etmeden 1 ayı heba edenler bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?”
KAHVECİ: MEMUR VE EMEKLİLERİN 730 GÜNÜ DAHA HEBA OLMUŞTUR
Çalışanların refahı yolunda verilen hak mücadelesinin kutlu bir mücadele olduğunun altını çizen Kahveci, “Biz, yalnızca memurlarımız ve emeklilerimiz için değil, gelecek nesillerimiz, beşikteki bebeklerimiz, genç kuşaklarımız için de mücadele yürütüyoruz” şeklinde açıklamasını sürdürdü:
“Memurlardan aldıkları yetkiyi kötüye kullananlar, bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar? Kış soğuğunun bastırdığı günlerde oduna, kömüre, doğalgaza gelen zamları bile karşılamayan maaş artışına seyirci kalan bir eli yağda, bir eli balda tatlı su sendikacıları, soğuktan donan memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar? Elbette, sendikacılığın yüz karaları bir deliğe gizlenecek ve Türkiye Kamu-Sen’in mücadele etmesini bekleyecek. Gördük ki, memur ve emeklilerin bir 730 günü daha heba olmuştur. Kamu çalışanları ve emekliler bu 2 yılı da bin bir güçlük içinde, biraz daha borç batağına saplanarak, kredi kartına yüklenerek, yediğinden, içtiğinden keserek, çocuğunun harçlığından kısarak, soğukta üşüyerek geçirmesinler. Geçtiğimiz yıl, bizleri %4+5’e mahkûm edenler, bu yıl da %4+4’e mahkûm ediyorlar. Memurları, emeklileri enflasyonun altında ezdiniz; biliniz ki, memurlar bir darbeyi daha kaldıramaz. Hak mücadelesi kutlu bir mücadeledir. Biz, yalnızca memurlarımız ve emeklilerimiz için değil, gelecek nesillerimiz, beşikteki bebeklerimiz, genç kuşaklarımız için de mücadele yürütüyoruz.
Türlü menfaatler için bu kutsal hedeften uzaklaşan çakma sendikacılara, şu dizeleri hatırlatmak istiyorum: Karacoğlan der ki her sözüm haktır. Yiğit olmayanın yalanı çoktur. Cehennem yerinde hiç ateş yoktur, Herkes ateşini burdan götürür.”Bu dizelerde olduğu gibi, milyonlarca memurun, emeklinin, masumun hakkının yenmesine göz yumanlar da kendi ateşlerini, milyonlarca memurun bordrolarında göreceklerdir. Memurun bordrosunun ateşi tüm vicdanları yakacaktır.”