Türk Eğitim Sen olarak açtığımız davada; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 2015/963 Y.D. İtiraz Nolu kararı ile; Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin, 16/08/2014 günlü, 29090 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesi ile değişik 11. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Hizmet gereği başka bir hizmet alanına veya bölgesine atanan memurlar, kurumların özel yönetmeliklerinde belirlenecek istisnalar dışında ayrıldığı hizmet alanına yeniden atanamaz.” Hükmü ile 3. maddesi ile değişik 13. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite hastanesinden" ibaresinin yürütmesi durdurulmuştur.
Kararın gerekçesinde ise; “..Hizmet gereği görev yeri değiştirilen kamu görevlisinin, belirli ve makul bir süre öngörülmek suretiyle eski görev yerine atanamaması, yürütülen hizmetin gereği olarak kabul edilebilir ise de, dava konusu düzenlemede olduğu gibi, kamu görevlisinin belirli bir hizmet alanına memuriyet yaşantısı boyunca bir daha atanamaması durumu ölçülülük ilkesine aykırı olup, hizmet gereğini aşan bir sonuç doğurmaktadır. Bu nedenle, kamu görevlisinin ömür boyu yasaklılığı sonucunu doğuran ve hukuki dayanağı bulunmayan dava konusu düzenlemede, kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka uyarlık görülmemiştir..”
“..İdare her ne kadar, kamu görevlilerinin, eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite hastaneleri dışındaki sağlık kuruluşlarınca düzenlenen raporlarla sağlık durumlarını belgelendirebilmesinin suistimallere yol açacağı savunmasını yapsa da, yukarıda yer verilen düzenlemelere göre, tereddüt hasıl olması halinde gerekli denetim mekanizmalarını işletebilecektir. İdarenin, ortada herhangi bir tereddüt bulunmadığı hallerde dahi, bu hastaneler dışındaki kuruluşlarca verilen sağlık raporlarının gerçeği yansıtmayabileceği ön kabulüyle düzenlemeler yapması, toplumda her an herkesin hukuka aykırı hareket ettiği varsayımına dayanmaktadır ki, bu durum hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz.
Bunun yanı sıra, her ilde bulunmaması sebebiyle, kamu görevlisinin eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite hastanesine kolaylıkla ulaşamayacağı hususu da göz önüne alındığında, idarenin, iş ve işlemleri kendi gözetim ve denetimi altında bulunan sağlık kuruluşlarının düzenleyeceği raporlar arasında ayrım yapması sonucunu doğuran dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir…” ibarelerine yer verilmiştir.