Memur zammı konusunda, hükümet yetkilileri baştan beri "zam verirsek, vergileri artırmak zorunda kalırız" türünden açıklamalar yapıyorlar.
İlk açıklamalar maliye bakanı Mehmet Şimkek'ten geliyordu. Sonrasında bizzat sayın Başbakan açıkladı: "... Yunanistan gibi oluruz"
En son Ali Babacan, "3 milyon kişiye zam için 75 milyona vergi getiremeyiz" dedi.
Bu söylemlerle bazı hükümet yetkilileri, memur zammı konusunda artan kamuoyu baskısı karşısında; "memurlar ve diğerleri" şeklinde bir kamplaşma oluşturarak, direnci kırmak istiyor.
Ancak bu hesap daha başlagıçta yanlış kurgulanmıştır.
Çünkü, mevcut yapıda 3 milyon memur yanında emekli memurlarla birlikte sayı 4 milyonun üzerinde.
4 milyonluk bir memur kabaca bir hesapla; bir aileyi ortalama 5 kişi olarak kabul edersek 20 milyon rakamını bulacaktır. Dolayısıyla "memura zam verirsek 75 milyon olumsuz etkilenir" sözü yanlış bir sözdür. Bu 20 milyonluk kitle zaten 75 milyonun ta kendisidir.
Burada memurlarla, memur olmayanları karşı karşıya getirmek yanlış hesap olacaktır.
23 mayıs eylemleri göstermiştir ki, uzun bir zamandan beri sokaklar bu kadar kalabalıklaşmıştır. Bu eylemlere başta işçiler olmak üzere toplumun çok önemli kısmı destek vermektedir.
Hükümet yetkililerinin görevi; "yüzde 1 verirsek şu kadar paraya ihtiyaç var" söylemleri değildir.
Hükümet mercii şikayet değil, çözüm merciidir.
Dolayısıyla, memur zammına ilişkin yukarıdaki türden açıklamalar artık bayatlamıştır.
Teoman Yalçın / Turkiyeegitim.com