KESK’in Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik itibar saldırısı ve ahlaksızlara psikolojik destek niteliğindeki açıklaması, dünden bugüne KESK cephesinde hiçbir şeyin değişmediğini, inanç ve itikatla kavgalarının devam ettiğini, toplumsal değerlere saldıran herkesle iş birliğini sürdürdüklerini ortaya koyan yeni bir vesikadır.
KESK, dinî değerlere saldırdıkça milletin gözünden düşmeye, ülkemiz normalleştikçe marjinalleşmeye, bu tür konularda ahlaksızlardan yana saf tutarak emekçilerle aralarına duvarlar örmeye saplantılı bir şekilde devam ediyor. KESK’in açıklamasında, dinimizce yasaklanmış cinsel yönelimler hak olarak tanımlanıyor, buna sapkınlık diyen herkes de nefret objesine dönüştürülüyor, hukuk metinleri zorlama yorumlara tabi tutuluyor, haksızlığın ve ahlaksızlığın üzeri örtülmek için her türlü gayretkeşlik gösteriliyor. İnanç ve itikatla başlayan sorun, ahlaksızlıkla iş birliğine kadar varıyor.
Dinin emrettiklerinin yapılması, yasakladıklarından kaçınılması konusunda had bildirmek, özgürlüğün sınırlarını çizmek; emek örgütü kimliğine sığınıp milletin değerlerini öğütmek için gayret edenlerin, seneler önce de Kutsal Kitabımız için cahil cesaretiyle “1400 yıl önceki köhnemiş fikirler” diyen şom ağızlıların, çukur siyasetine her fırsatta destek verenlerin, terör örgütlerini kınamaktan imtina edenlerin, gökkuşağını çirkin emellerine malzeme edenlerin sözcülüğüne soyunanların haddi de hakkı da değildir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hakkı, hukuku ve ahlakı hatırlatan, milletimize tavsiyelerde bulunan sözleri, kaynağını inancımızdan, İslam’dan almaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın milletimize karşı görevi tam da burada başlamaktadır ve insanımızı sapkın eğilimlere karşı uyarması, neslimizin devamı için tavsiyelerde bulunması, toplumsal ahlakın korunmasına yönelik çabaları, sağlığın değerini hatırlatması, gençlerin muhafazası için ikazlarda bulunması, özellikle ailenin korunması için hutbe irat etmesi en temel görevidir, toplumumuzun da ihtiyacına karşılık vermektir.
İnancımızın gereklerine, medeniyetimizin değerlerine ve bunlar üzerinden ortaya çıkan milletimizin hassasiyetlerine dair yok edici, tahrif ve tahrip edici her tür çabaya, çalışmaya, tezgâh ve kumpasa karşı fikrî, hukuki ve insan hak ve özgürlükleri ile insan onuruna halel getirmeme hassasiyetiyle fiilî her tür mücadeleyi yürütme azim ve kararlılığını Memur-Sen’in kuruluş gayelerinden biri olarak görüyoruz.
Bu tür çabaların sonuna kadar karşısında duracağız; doğruyu yapanlara, hakkı ortaya koyanlara ise desteğimizi sürdüreceğiz.
Memur-Sen Yönetim Kurulu