Memur-Sen'den Çalışma Bakanlığı'na tepki geldi. Memur-Sen Ankara İl Başkanı Mustafa Kır, AYM kararı gereği 30 yıldan fazla görev yapan emeklilerle ilgili, mahkemeye gitmeden çözüm istedi. İşte o açıklama:
MEMUR-SEN ANKARA İL BAŞKANI MUSTAFA KIR: "ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANIMIZI UYARIYORUZ." 2015 AYM KARARINDAN ÖNCE EMEKLİ OLAN KAMU GÖREVLİLERİNİN İKRAMİYE MAĞDURİYETİ DERHAL GİDERİLMELİDİR."DEDİ
Emeklilik yaşının 65'e yükseltilmesine rağmen emeklilik ikramiyesinin hesaplanmasında 30 fiili hizmet yılından fazla sürelerin dikkate alınmaması bir haksızlık olarak karşımızda duruyordu. 30 yıldan fazla fiili hizmeti bulunan fakat emekli ikramiyesinin hesaplanmasında 30 Fiili hizmet yılından fazlası dikkate alınmayan bir davacının başvurusu üzerine Yüksek Mahkeme tarafından emekli ikramiyesinin hesaplanmasına dayanak teşkil eden yasa iptal edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi tarafından Emekli ikramiyesinin hesaplanmasında 30 fiili hizmet yılından fazla sürelerin dikkate alınmayacağına dair 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nun 89. maddesinin 4. fıkrasını 25.12.2014 Tarih ve E: 2013/111, K: 2014/195 Sayılı Kararı ile iptal edilmesi suretiyle bu haksız uygulamanın önüne geçilmiştir. Kararın 7 Ocak 2015 Tarihli ve 29229 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanmasından itibaren de emekli olanlara 30 yılın üzerindeki fiili hizmet sürelerinin emekli ikramiyesine yansıtılmasının yolu açılmıştır.
AYM Kararları Geriye İşlemez mi?
Ne yazık ki Anayasa Mahkemesinin bu kararının genele yansımadığı ve geriye dönük işlemediği gerekçesiyle idare tarafından7 Ocak 2015 Ocak tarihinden önce emekli olan ve 30 yılın üzerinde hizmeti bulunan kamu görevlilerinin fiili ek hizmet süreleri emekli ikramiyesinin hesaplanmasında dikkate alınmamak suretiyle yeni bir mağduriyet kapısı açılmıştır. Bireysel davalarla geriye ,işletilen AYM kararları neden dava açmadan işletilemiyor. Bu haksızlığın önüne geçilmelidir.
Fiili Hizmet Sürelerinin Yok Sayılması Bir Hakkın Gaspıdır.
Kanun Koyucu tarafından Emeklilik yaşının 65'e yükseltilip, 30 yılın üzerindeki fiili hizmet sürelerini emeklilik ikramiyesinin hesaplanmasında kazanılmış hak olmaktan çıkarılması hem bireysel, hem de hukuksal anlamda bir hakkın gaspı anlamını taşımaktadır. Ancak Anayasa Mahkemesi mezkur kararı ile ; "kişinin bulunduğu statüden doğan, tahakkuk etmiş ve kendisi yönünden kesinleşmiş ve kişisel alacak niteliğine dönüşmüş hakkı kazanılmış hak olarak tanımlamak suretiyle bu gaspın önüne geçmiştir. Kazanılmış hakların tanınmasının ve korunmasının hukuk devletlerinde benimsenen bir ana kural olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında bu kuralı ortadan kaldıracak hiçbir hükmün bulunmadığı" gerçeğini verdiği kararla ortaya konmuştur.
Kazanılmış Haklara Saygı Hukuki Zorunluluktur
Diğer taraftan demokratik hak ve özgürlüklere saygı duyulan Hukukun üstünlüğüne inanılan ülkelerde kazanılmış haklara saygı evrensel hukukun genel ilkesi olarak ta kabul edilmiştir. Öyleyse kazanılmış haklara saygı hukuka göre uyulması gereken mutlak bir zorunluluk ise Devlet ve idareciler için de uyulması gereken mutlak bir yükümlülüktür.
Anayasa Mahkemesi hukuk devletini, insan haklarına saygılı ve bu hakları koruyucu, adil bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmekle kendisini yükümlü sayan bütün işlem ve eylemleri yargı denetimine bağlı olan devlet olarak tanımlamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 2. Maddesinde ifadesini bulduğu halde Türkiye Cumhuriyeti Devleti de kendisini "sosyal bir hukuk devleti" olarak tanımlamaktadır.
Devlet Hakların Gasp Etmekle Değil, Korunmakla Yükümlüdür.
Fiilen çalışılmış olduğu halde karşılığı ödenmeyen bir durum karşısında mağdurun korunması hukukun gereği olduğu kadar kendisini insan haklarına saygılı olmakla ve bu hakları korumakla yükümlü kılan devletin asli görevidir.
Bu sebepledir ki, Anayasa Mahkemesi, "Emekli Sandığı Kanunu'nun, Emekli ikramiyesinin hesaplanmasında 30 fiili hizmet yılından fazla sürelerin dikkate alınmayacağına ilişkin 5434 sayılı Kanunun 89. maddesinin 4. fıkrasını 25.12.2014 Tarih ve E: 2013/111, K: 2014/195 Sayılı Kararı ile iptal etmek suretiyle bu haksız uygulamanın önüne geçmiştir. 7 Ocak 2015 Tarihli ve 29229 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanmasından itibaren de emekli olanlara 30 yılın üzerindeki fiili hizmet sürelerinin emekli ikramiyesine yansıtılmasının yolunu açmıştır.
Yüksek Mahkemenin yerinde kararı doğrultusunda 15 Ocak 2015 tarihinden önce 65 yaş sebebiyle 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu kapsamında emekli olmak zorunda kalan ve emekli maaşı almaya hak kazanan mağdurların 30 hizmet yılından fazla geçen sürelerin de emekli ikramiyesi ödenmesi istemiyle Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuruları reddedildiği için Anayasa Mahkemesinin mezkur kararına istinaden 30 yıl üzeri fiili hizmetlerinin emekli ikramiyesinin hesaplanmasında dikkate alınması ve mağduriyetlerinin giderilmesi için son çare olarak idareye karşı dava açmak zorunda bırakılmışlardır.
Açılan bireysel davalarda Ankara 10. İdare Mahk. E.2013/111, K.2015/65, Ankara 12. İdare Mahk. E.2015/484, K.2015/1025, Ankara 17. İdare Mahk. E.2011/759, K.2012/1806 sayılı kararlarının, ikramiyenin hesap edilmesinde güncel göstergenin esas alınması doğrultusunda karar verdikleri halde yine bazı idare Mahkemelerinin ise Yüksek Mahkemenin mezkur kanunu iptal kararına rağmen, 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu 89. maddesinin 4. fıkrasına istinaden Emekli ikramiyesinin hesaplanmasında 30 fiili hizmet yılından fazla sürelerin dikkate alınamayacağı doğrultusunda kararlar verdikleri haberleri internet sayfalarında dolaşmaktadır.
Hukukta Çift Başlılık Hukuka Güvensizliği Doğurur.
Bu durum hukukta çift başlılığı ortaya çıkardığı gibi vatandaşın hukuka olan güvenini de sarsmaktadır. Aynı konuda AYM' nin kararı doğrultusunda bir kısım emekliler mağduriyetlerini zor şartlarda dava açmak suretiyle mahkeme kararıyla giderebildikleri halde bir kısım emekliler de mahkeme kararıyla hüsrana uğratılmaktadır..
Yüksek Mahkeme 30 yılın üzerindeki fiili hizmetlerinde kazanılmış bir hak olarak saydığı ve mağduriyet yasasının yürürlüğünü durdurduğu halde, çalışırken aldığı Aile yardımı, Çocuk yardımı, Ek ödeme ve Döner sermaye gibi tazminatlarının emekli olduklarında kesilmesi sureti ile maaşının % 50 ye yakınını kaybeden emeklilerin kazanılmış haklarını yasal bir zorunluluk olarak ödenmesi yerine, gasp edilen haklarının alınabilmesi için mahkeme yolunun gösterilmesi emeğe saygısızlık olduğu kadar Yüksek Mahkemenin kararını tanımama anlamı da taşımaktadır. "AYM kararları geriye dönük işlemez" diyerek sorunu çözecek düzenlemeyi yapmak varken, kendileri açısından işin kolayına kaçmak,mağdurlar açısından işi zorlaştırma yolunu seçmek sosyal hukuk devletinde eşine ender rastlanan bir durumdur.
Mağdurlara Mahkeme Yolunu Göstermek Yorgunu Yokuşa Sürmektir
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızı uyarıyoruz. Yasal hakları olduğu halde mağdur emeklilerimizi mahkeme kapılarında hak aramak zorunda bırakmak, yorgunu yokuşa sürmektir. Bu konuda mağdurların mağduriyetlerinin giderilmesi, İdare Mahkemelerinin farklı kararlarının önüne geçilmesi için daha fazla vakit geçirilmeden büyük bir adaletsizlik yaratan uygulamanın önüne geçilmelidir.
7 Ocak 2015 tarihinden itibaren emekli olanlara olduğu gibi bu tarihten önce emekliye ayrılmış olan kamu çalışanlarına da Emeklilik İkramiyesinin hesaplanmasında 30 fiili hizmet yılından fazla sürelerin hesap edilerek hak sahiplerine ödenmesi konusunda 1 Kasım 2015 Milletvekilliği Genel seçimlerinde ezici bir çoğunlukla iş başına gelecek olan ve emeklilerin mağduriyetlerinin giderileceğine dair vaatleri bulunan kurulacak 64. Davutoğlu Hükümetinden ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığından mağduriyetin giderilmesi ivedilikle beklentimizdir. Konunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Mustafa Kır
Memur-Sen Ankara İl Başkanı