Son yıllarda memurlar ile hükümet arasında uzlaşmaya ve istişareye dayalı bir çalışma yöntemi belirlendiği görülmektedir.
Yıllarca hükümet ile memur sendikaları hemen hiçbir konuda anlaşamazdı ve daha görüşme başlamadan restleşmeler başlardır. Mücadele sokaklara taşar, kaldırım taşları sökülür, cam çerçeve indirilir, polis memurlara müdahale eder ve bu hengame içerisinde kamu oyu birkaç gün meşgul edilir ve sonunda herkes kendi alanına çekilirdi.
SENDİKACILIĞIN ÖZÜNDE MUHALİF OLMAK VARDIR
Sendikacılığın özünde muhalif olmak vardır. Memurlar, isteyecek, hem de fazlasını isteyecek ve mücadelesinin sonucunu almaya çalışacaktır. Bu mücadele memurların ve sendikaların doğasında olan bir mücadele şeklidir. Enflasyonun yüzde seksenlerde seyrettiği günleri genç nesil memurlar hatırlamazlar. Verilen zamlar enflasyonun altında kalır ve fiyat istikrarsızlığı tüm çalışanları ve memurları zor durumda bırakırdı.
Siyasal iktidar ile memur sendikalarının yetkili olma dönemleri şöyle bir gerçeği gözler önüne sermektedir. Hangi iktidar görevde olursa, o sosyolojik tabana ve ideolojiye yakın sendika yetkili olmaktadır. Bu durum doğal kabul edilebilir.
2011 yılında Memur Sen Türkiye’de yetkili sendika olmuştur. Daha önce milliyetçi söylemleri ile ön plana çıkan Kamu Sen, Kamu Sen’den önce ise sol söylemlerle mücadelesini sürdüren KESK yetkili sendika olarak hükümet ile pazarlık masasına oturmuştur.
KAZANIMLAR NÖBET ÜCRETİYLE BAŞLADI
2015 yılında hükümet ile Memur Sen Toplu görüşmeleri mutabakatla sonuçlandırdı. Özellikle tüm memurları ilgilendiren önemli kazanımlar elde edildi. Eğitim Bir Sen öğretmenlere kazanımlarını anlatmaya başladı ve okul ziyaretlerinde öğretmenlere özlük ve özgürlük alanında elde ettiklerini anlatmaya başladılar. Bu kazanımlar, nöbet ücreti ile başladı.
Nöbet tutan öğretmenlere haftada iki saat nöbet ücreti verilmesi öğretmenleri memnun ederken müdür yardımcıları ve okul müdürleri ile ilgili bu anlamda bir gelişme olmamıştır. Müdürler ve müdür yardımcıları nöbet ücretlerinden kendilerinin de faydalanmaları gerektiğini her ortamda ifade etmektedirler.
Yine öğretmenleri ilgilendiren başka bir konu, hafta sonu yapılan sınavlarla ilgilidir. Sınav ücretleri kırk beş liradan yüz yirmi liraya çıkarıldı, müjdeleri verildi yetkili sendika tarafından. Bu haber tüm eğitim camiasında tatlı bir heyecan oluşturdu derken ilk sınavla birlikte bu alanda da pürüzler yaşanmaya başlandı. Bazı ilçeler sınav ücretlerini yatırmadı, zamlı yatıran bazı ilçe milli eğitim müdürlükleri fazla yatırılan ücretleri geri istedi. Ve belirsizlik hala devam etmektedir.
Aday öğretmenlerin eğitime hazırlık ödeneği konusunda da ülke çapında sıkıntılar yaşanmakta ve bazı ilçeler ödemeyi yaparken bazı ilçeler bu ödemeyi yapmamaktadır. Bu ve buna benzer farklı uygulamalar, insanların zihinlerini karıştırmaktadır. Sanki farklı ülkelerde yaşanıyormuş gibi aynı ilin ilçeleri arasında bile çok önemli uygulama farklılıkları gözlenmektedir.
MEMUR-SEN İLE HÜKÜMETİ BİRBİRİNE Mİ DÜŞÜRMEK İSTEDİLER?
Acaba tüm bu uygulama farklılıkları, idareye karşı bürokrasi içerisinde bir mukavemet mi var, sorusunu akıllara getirmektedir. Acaba paralel yapının bakanlıklardaki elemanları ipe un sererek Yetkili sendika olan Memur Sen ile hükümeti birbirine mi düşürmek istemektedir? Devletin maliye bürokratlarıyla Milli Eğitim bürokratları neden bir araya gelemiyor ve bu problemleri çözemiyor?
2015 yılında hükümet ile Memur Sen Toplu görüşmeleri mutabakatla sonuçlandırdı. Özellikle tüm memurları ilgilendiren önemli kazanımlar elde edildi. Eğitim Bir Sen öğretmenlere kazanımlarını anlatmaya başladı ve okul ziyaretlerinde öğretmenlere özlük ve özgürlük alanında elde ettiklerini anlatmaya başladılar. Bu kazanımlar, nöbet ücreti ile başladı.
Acaba memurların tepkisini çekerek üye oldukları ve halen yetkili sendika olan Memur Sen’i zor duruma düşürmek ve üye sayısını azaltmak mı istiyorlar, sorusu memurlar arasında sorulmaktadır. Devlet geleneği bizim kültürümüzde çok önemlidir. Devleti idare edenler keyfi davranarak, işlerini ihmal ederek ya da ivedi davranmayarak kurumlar ve kişiler arasında güven kaybına sebep olacak davranışlardan kaçınmalıdır.
Öğretmenler ve tüm memurlar toplu görüşmelerde mutabık kalınan ve ilan edilen konuların bir an önce uygulamaya geçirilmesini, idareler arasındaki farklı uygulamaların memurların lehine olacak şekilde ortadan kaldırılmasını ve dedikoduya sebebiyet verecek durumların önlenmesini beklemektedir.
Hacı Sarı