2015 yılı enflasyon farkı zammı ödenmesi maddesini tekrar aleyhte düzenlemişler
2015 yılı toplu sözleşmesinde 2013 yılında düzenlenen 2015 yılı enflasyon farkı ödenmesi maddesi aleyhte değiştirilerek tekrar düzenlenmiş.
2013 yılı toplu sözleşmesinde 2015 yılı enflasyon farkı ödenmesi maddesinin, 2015 yılı toplu sözleşmesinde Memur Sen ve Hükümet tarafından tekrar düzenlenmesi nedeniyle kamu çalışanları ve emekliler enflasyon mağduru olacaklar.
Çünkü; 2013 yılı enflasyon zammına ilişkin olarak 2014-2015 yılına yönelik yapılan toplu sözleşmesinin 7. maddesine göre; 2015 yılı toplam enflasyon miktarının, memura o yıl yapılan zam oranını geçmesi halinde, aradaki fark kadar zam yapılır. Bu hükme göre memurlar 2016 yılı Ocak ayında 2015 yılı enflasyon farkını zam olarak alacaklardı.
Fakat; 2013 yılında imzalanan bu toplu sözleşme maddesi 2015 yılı toplu sözleşmesinde Memur Sen ve Hükümet tarafından2016 yılı ocak ayında memurlara ödenecek 2015 yılı enflasyon farkı ödemesi memurların ve emeklilerin aleyhine tekrar düzenlenmiştir. Yani 2013 de anlaşılan bir konu 2015 yılında sonradan aleyhte değiştirilmiştir.
Bir sendikanın hukuken 2013 yılında imzalamış olduğu toplu sözleşme hükümlerini, 2015 yılında yapılan toplu sözleşmeyle değiştirme hakkı yoktur.
Peki, bu hüküm değiştirilince ne oluyor?
Şöyle ki; 2015 yılı enflasyon farkı zammına ilişkin olarak 2016-2017 yılına yönelik yapılan toplu sözleşmesinin 8. maddesine göre; 2015 yılı toplam enflasyon miktarının, memura o yıl yapılan enflasyon farkı ve zam oranının toplamını geçmesi halinde, aradaki fark kadar zam yapılır. Bu hükme göre memurlar 2016 yılı Ocak ayında 2015 yılı enflasyon farkını zam olarak alacaklardır.
Görüldüğü üzere, Memur Sen ve Hükümet tarafından tekrar yapılan düzenlemede yıl içinde verilen enflasyon farkı zammı da yılsonunda verilecek olan enflasyon farkı zammından düşülmektedir.
Eğer 2013 yılında imzalanan toplu sözleşmenin bu maddesi, Memur-Sen ve Hükümet tarafından 2015 yılı toplu sözleşmesinde değiştirilmemiş olsaydı 2015 yılında enflasyonun; alınan zam olan % 3 + % 3 yani toplam yüzde % 6'yı geçmesi durumunda 2016 yılı Ocak ayında enflasyon farkı zammı alacaktık.
Enflasyon % 7,9 oranını aşmaz ise enflasyon farkını alamayacağız
Şöyle ki; 2015 yılında olan % 3 + % 3 yani toplam yüzde % 6 zam Kümülatif artışta bu % 6,09'a denk gelmektedir. 2015 yılı temmuz ayında1,76'lık enflasyon farkı alarak toplamda % 7,76 oranında zam aldık. Kümülatif artışta bu % 7,9'a denk gelmektedir.
Dolayısıyla bu yeni aleyhe olan düzenlemeden dolayı, 2015 yılı toplam enflasyonu yüzde 6,09'u değil, yüzde 7,9'u aşması halinde enflasyon farkı alınabilecektir.
Yani, 2016 yılı ocak ayında memurlara ödenecek enflasyon farkının verilmesi için 2015 yılının enflasyonunun; 2015 yılında memurlara verilen tüm zamların ve temmuz ayında verilen enflasyon farkının toplamını, yani yüzde 3+3 ve 2015 yılı temmuz ayında alınan yüzde 1,76'lık enflasyon farkının kümülatif toplamını geçmesi gerekiyor.
Yetkili konfederasyon Memur Sen'in imza attığı maddede yapılan değişiklik sadece 2015 yılı için geçerli. 2016 ve 2017 yılları için bu madde yok. Yani 2016 yılında bize yapılan yüzde 6'lık zammı fiilen yüzde 4,2'ye düşürmüşler. 2015 zammını bizden çalmış, 2016 yılının birinci altı ayına eklemişler.
Şu ana kadar gerçekleşen enflasyon yüzde 7,95 iken aldığımız zam yüzde 7,9 olarak görülüyor. 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle enflasyonun, yüzde 9 çıktığını düşünürsek, eski maddenin geçerli olması durumunda bütün kamu çalışanları ve emeklilerimiz yüzde 2,9 oranında enflasyon farkı alacaktı. Ancak, madde değiştiği için, enflasyon yüzde 9 çıksa bile, yüzde 7,9'dan çıkarınca kamu çalışanları ve emeklilerimiz yüzde 1,1 enflasyon farkına mahkûm edilmiştir. Yani yüzde 1,8 zam oranımız elimizden alınmıştır.
Öngörülen enflasyonun yüzde 8,25 oranda olacağı hesaplanıyor. Bu oran eğer gerçekleşirse, o toplu sözleşme maddesi değişmemiş olsaydı, kamu çalışanları ve emeklilerimiz 31 Aralık tarihinde yüzde 2,15 oranında zam alacaktı. Değiştirilen madde üzerinden bir enflasyon hesabı yapılacağı için 31 Aralık tarihinde yüzde 8,25 oranında bir enflasyon olsa bile yüzde 1,8 oranında kaybımız olacaktır.
Cebemizdeki parayı alıp, 2016 yılına zam olarak yamamışlar.
31 Aralık 2015 tarihi itibariyle enflasyon, yüzde 9 çıktığını düşünelim, eski madde geçerli olsaydı yüzde 2,9 oranında bütün kamu çalışanları ve emeklilerimiz enflasyon farkı alacaktı ama madde değiştiği için, enflasyon yüzde 9 çıksa bile, yüzde 7,9'dan çıkarınca yüzde 1,1 enflasyon farkı alacağız. Yani yüzde 1,8 zam oranımızı yürütmüş, cebemizdeki parayı alıp, 2016 yılına zam olarak yamamışlar.
Sonra Sayın Başbakan "biz memura 6+5 verdik" diyor. Sayın Davutoğlu'na buradan sesleniyoruz; 2015 yılında 1,8 puanımız çalınmış. Üç kuruşla geçinemeyen memurun emeklinin yüzde 1,8 oranını göz göre göre çalınmasına göz yumuyorsunuz. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e de soruyoruz; bu kirli tezgâh bütün kamu çalışanlarına ve emeklilere kurulurken ne yapıyorsunuz?
Memur ve emekliler her şartta yüzde 1,8 zarar uğratıldı.
2013 yılında imza atılan toplu sözleşme maddesi değişmemiş olsaydı, kamu çalışanları ve emeklilerimiz 31 Aralık tarihinde yüzde 2,15 oranında zam alacaktı. Değiştirilen madde üzerinden bir enflasyon hesabı yapılacağı için 31 Aralık tarihinde yüzde 8,25 oranında bir enflasyon olsa bile yüzde 1,8 oranında kaybımız olacaktır.
Skandal İmzayı Yargıya Taşıdık!
Memurlarımızı ve emeklilerimizi yüzde 1,8 puan kayba uğratan bu imzanın 2015 yılı toplu sözleşme kapsamı dışında kaldığı ve daha önce imzalanmış olan bir toplu sözleşmenin memurlar aleyhine değiştirilmesinin hukuka aykırı olduğundan hareketle bunu düzeltmek için hem Türkiye Kamu-Sen olarak, hem de Türk Eğitim-Sen olarak dava açtık.
İnşallah bu davayı kazanacağız, o zaman da biz " Memur-Sen bozar, Türkiye Kamu-Sen yapar" diyeceğiz. Sözde sendikalar kamu çalışanlarını kaybettiredursun, biz onları yeniden kazanmak için çaba sarf edeceğiz.
Memur Sen memurları aylık 50 lira zarara uğrattı
Kaybettiğimiz yüzde 1,8'lik oranı Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın mı karşılayacak? Hatta bu şahıs, toplu sözleşme masasında Türkiye Kamu-Sen'in olmaması gerektiği yönünde açıklama yapmıştır. Hatta önceki günlerde, Türkiye Kamu-Sen'i toplu sözleşme masasından sildiğini açıklıyor. Bir sendikanın görevi, diğer bir sendikayı toplu sözleşme masasından silmek midir? Memuru ve emekliyi zarara uğratan yaptıkları tarihi skandalı ortaya çıkarınca, bizi neden masada görmek istemedikleri de ortaya çıkıyor. Yaptıkları tarihi skandal, memurların ve emeklilerin aylık ortalama 50 lira zarara uğramasına neden olmuştur.
Bunlar 2014 yılında enflasyon farkı zammını da unutmuşlardı.
2013 yılı toplu sözleşmesinde 2014 yılı enflasyon farkı ödenmesi maddesi yetkili konfederasyon Memur Sen tarafından unutulunca memur ve emekliler ilk defa bir yıl enflasyon farkı zammı alamadılar. Yanimemurlar 2015 yılı Ocak ayında 2014 yılı enflasyon farkını zam olarak alamamışlardır.
Bu nedenle eğer yetkili konfederasyon Memur Sen, 123 TL'ye imza atarak, enflasyon farkını unutmasaydı hükümetin verdiği teklif olan % 3 +% 3 zam alınması durumunda, 2015 yılı ocak ayında memur maaşlarına % 2,17 daha enflasyon farkı eklenecekti.
Memur ve emekli ilk defa 2014 yılında enflasyon farkını zam olarak alamamışlardır.
Başka bir deyişle 2014 yılının Ocak ayında 123 TL zam alan ve bir yıl boyunca maaşına bir daha artış yapılmayan memurlar, 2014 sonu itibarı ile ortalama % 5,2 yerine en az % 8,17 zam alacaklardı. Bu durum 2014 yılında Memurun 42 TL ve Hizmetlinin 24 TL zararına neden oldu.
Yani yetkili konfederasyon Memur Sen tarafından 2013 yılı toplu sözleşmesinde 2014 yılı enflasyon farkı ödenmesi unutulmuyor iken 2015 yılı enflasyon farkı ödenmesi unutulmamıştır.
Bu konuda getirilen eleştiriye zamanın Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu; "Şimdi 2015'te enflasyon farkını koyanların 2014'ü unutması olabilir mi? Olamaz. Bu unutulmuş bir şey değil."açıklamasında bulunmuştu.
Bu nedenle Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın'a sesleniyorum: Polemiği bırak da, şu sorularımıza cevap ver:
-2013 yılında imzalanan toplu sözleşmedeki 2015 yılına ilişkin enflasyon farkı hesabını, bu yılki toplu sözleşmede neden değiştirttin?
-Bu değişiklikle memur ve emeklilerinin maaşlarından aylık ortalama 50 lira çalınmasına neden oldun mu, olmadın mı?
-4/C'li personele ek ödeme aldım diyerek, 4/C'li personelin mahkeme yoluyla hak ettiği aylık 550 lira tutarındaki ek ödemeyi 150 liraya düşürttün mü, düşürtmedin mi? Bu şekilde 4/C'li personeli 440 lira zarara uğrattın mı uğratmadın mı?
-Bu toplu sözleşmeyi imzalarken, memurların, emeklilerin ve 4/C'lilerin kazanılmış haklarını elinden alan bu maddelerden haberin var mıydı, yok muydu?
-Kanun hükmündeki toplu sözleşme metninde, "Çalışma yapılacak" diye bir ibare olur mu, çalışma yapılmasının sorun çözmedeki bağlayıcılığı nedir?
-Bu garabete imza atmak için bir yerlerden emir aldın mı, almadın mı?
Bu sorulara cevap verecek cesaretinin olmadığını biliyoruz. Borç batağında kıvranan, ay sonunu getiremeyen, farkr-u zaruret içindeki memurun, emeklinin, 4/C'linin sofrasından çalınmasına müsaade ettiğin 50 TL'nin açıklamasını yap.
Böyle bir toplu sözleşmeye imza atanlar dünyanın neresinde olursa olsun en hafif tabiriyle acemidirler. Evet, Ali Yalçın, bir kere daha söylüyoruz, sen 3 milyon kamu görevlisini, 2 milyon dolayındaki emekliyi ve aileleriyle birlikte toplamda 20 milyonluk bir kitleyi zarara uğratmış, haklarının elinden alınmasına neden olmuş, attığı imzaya sahip çıkıp, açıklamasını dahi yapabilecek basiretten yoksun, acemi bir sendikacısın.
Son söz olarak; sendikacılıkta iyi bir yere gelebilmek elbette bilgi, tecrübe, zekâ ve kararlılık meselesidir. Gerekli erdemlere sahip olup, hak düsturu ile yola çıkanlar, dürüst oldukları, iyi niyetlerini korudukları, mücadeleden taviz vermedikleri ve kendisine bel bağlayanları satmadıkları takdirde bir baltaya sap olabilirler. Ama sendikacılık yaptıklarını iddia edip, imza attıkları metinden haberi olmayanların, şahsi menfaatlerini toplumun menfaatlerinin üzerinde tutanların, sahiplerinden aldıkları bir emirle, toplu sözleşme metinlerini değiştirerek memurların, emeklilerin gelecekleriyle oynayabilenlerin, bu yolda bir baltaya sap olmak yerine başkalarının tuttuğu sapın ucundaki kazma olma potansiyelleri yüksektir. Biz bu sapını başkalarının tutup, kullandığı kazmaların kim olduğunu çok iyi biliyoruz.
Memur-Sen'in imza attığı bu madde tam anlamıyla bir skandaldır. Bir sendikanın toplu sözleşmede kabul edilen bir maddeyi böylesine sorumsuzca, kamu çalışanlarını ve emeklileri zarara uğratmak pahasına değiştirme hakkı yoktur.
Bunu düzeltmek için Türkiye Kamu-Sen konuyu yargıya taşımış ve kamu çalışanları ile emeklilerden alınan bu hakkın verilmesi için hukuk mücadelesini başlatmıştır.
Türkiye Kamu-Sen her zaman olduğu gibi memur ve emeklilerimize yapılan bu haksızlığın takipçisi olacak, yaşanan bu adaletsizliği ortadan kaldırılması için her türlü platformda mücadelesini sürdürecektir.
Ahmet KANDEMİR
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen Osmaniye İl Başkanı