MEM Yönetmeliğinin Uygulanmayan Maddeleri

MEM Yönetmeliğinin Uygulanmayan Maddeleri

Millî Eğitim Bakanlığının il ve ilçe düzeyindeki görev­lerini plânlamak, programlamak, yönetmek, denetlemek, geliştirmek ve değerlendirmek üzere kurulan il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinin teşkilât ve görevlerini belirlemek ve hizmetlerin yürütülmesine ait esas ve usulleri düzenlemek amacıyla il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinin teşkilât ve görevleri ile personelin görev, yetki ve sorumluluklarına ait esas ve usulleri kapsayacak bir Yönetmelik olarak MEB Milli Eğitim Müdürlükleri Yönetmeliği düzenlenmiştir. Bu Yönetmelik, kendisinden önceki 1984 model Yönetmeliği yürürlükten kaldırarak 1995 yılında yürürlüğe girmiştir.

Günümüze kadar sadece 1997 yılında bazı maddelerde değişiklik yapılmış olup; ondan sonra ne durumda olduğunu kimse merak etmemiştir. Bu Yönetmelik öldü mü yoksa yaşıyor mu? Göze batan konuları ikibaşlık altında ele alalım:

Birincisi: MEB Milli Eğitim Müdürlükleri Yönetmeliğin 7. Maddesinde sayılan bölümlerden “İnceleme Soruşturma ve Değerlendirme Bölümü” İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü dışındaki illerde bulunmamaktadır. Mardin Milli Eğitim Müdürlüğü ise henüz yeni kapatmıştır. Neden kapatılmıştır? Bu bölümlere ihtiyaç yok mudur? İl müdürlerinin böyle bir bölümden haberleri yok mudur? Ya da il MEM’leri didik didik ederek denetleyen sayın müfettişlerimiz bu bölümü önemsemiyorlar mı? Mevzuata aykırı her durum tespit edilirken niçin bu durum teğet geçilmektedir.

İnceleme, Soruşturma ve Değerlendirme (İSD) Bölümü il milli eğitim müdürlüklerinin çok önemli bir bölümüdür. Burada yapılacak yanlışlar kurumun disiplinini bozacaktır. Disiplinin bozuk olduğu yerde her şey bozuktur. Her şeyin bozuk olduğu yerde hiçbir başarı beklenemez. Sadece olumsuzluk üretilir.

Bazı arkadaşlar diyecekler ki; “her il milli eğitim müdürlüğü bünyesinde İSD var ve başında da eğitim müfettişleri başkanı bulunmaktadır”. Doğrudur. Fakat, bu durum ne kadar hukukidir. Bu Yönetmelikte eğitim müfettişleri başkanının yeri yoktur ki; İSD Bölümünü ona verelim. Eğitim müfettişleri başkanı, ayrı bir mevzuat olan MEB Eğitim Müfettişleri Başkanlıkları Yönetmeliğine göre çalışmaktadır.

Ayrıca bu Yönetmeliğin çeşitli yerlerinde İlköğretim Müfettişleri Kurulu Başkanlığı olarak geçen ibareler bulunmaktadır ki; MEB Eğitim Müfettişleri Başkanlıkları Yönetmeliğinde de böyle bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla da MEB MEM Yönetmeliğinden de temizlenmesi gerekmektedir.

İkincisi: MEB Milli Eğitim Müdürlükleri Yönetmeliğinin 42. maddesinde Millî Eğitim Müdür Yardımcılarının, 43. Maddesinde ise şube müdürlerinin görevleri düzenlenmiştir. Buna göre, şube müdürleri milli eğitim müdür yardımcılarının sorumluluğunda görev yapması gerekmektedir. Fakat hiçbir il milli eğitim müdürlüğü bu maddelerdeki hükümlere uymaz. Emniyet müdürlüğü gibi diğer kurumlardaki il müdür yardımcısı ve şube müdürünün hiyerarşik durumları nedense milli eğitimlerde Yönetmelikte olmasına rağmen uygulanmamaktadır. Ve yine denetleyen sayın müfettişlerimiz buna da dikkat etmezler. Diğer kurumlardaki şube müdürleri, il müdürünün yapacağı iş bölümüne göre kendilerine verilen şubenin veya şubelerin görevlerini müdür ve müdür yardımcısına karşı sorumlu olarak yürütürler iken; -Milli Eğitim Müdürlüklerinin 43. Maddesindeki düzenleme de böyledir- fakat; ne hikmetse il milli eğitim müdürleri ilgili Yönetmeliği –tabiri caizse- takmıyorlar.

Oysa 657 sayılı Kanun’un 10. ve 11. Maddelerine göre; her Devlet memuru kendi görevi ile ilgili mevzuatı bilmek ve uygulamakla yükümlüdür. Bakanlar Kurulunun imzalarıyla kabul edilen bu Yönetmelik hükümlerini beğenmemek kimsenin haddine değildir.

 Millî Eğitim Bakanlığının il ve ilçe düzeyindeki görev­lerini plânlamak, programlamak, yönetmek, denetlemek, geliştirmek ve değerlendirmek üzere kurulan il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinin teşkilât ve görevlerini belirlemek ve hizmetlerin yürütülmesine ait esas ve usulleri düzenlemek amacıyla il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinin teşkilât ve görevleri ile personelin görev, yetki ve sorumluluklarına ait esas ve usulleri kapsayacak bir Yönetmelik olarak MEB Milli Eğitim Müdürlükleri Yönetmeliği düzenlenmiştir. Bu Yönetmelik, kendisinden önceki 1984 model Yönetmeliği yürürlükten kaldırarak 1995 yılında yürürlüğe girmiştir.

Günümüze kadar sadece 1997 yılında bazı maddelerde değişiklik yapılmış olup; ondan sonra ne durumda olduğunu kimse merak etmemiştir. Bu Yönetmelik öldü mü yoksa yaşıyor mu? Göze batan konuları ikibaşlık altında ele alalım:

Birincisi: MEB Milli Eğitim Müdürlükleri Yönetmeliğin 7. Maddesinde sayılan bölümlerden “İnceleme Soruşturma ve Değerlendirme Bölümü” İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü dışındaki illerde bulunmamaktadır. Mardin Milli Eğitim Müdürlüğü ise henüz yeni kapatmıştır. Neden kapatılmıştır? Bu bölümlere ihtiyaç yok mudur? İl müdürlerinin böyle bir bölümden haberleri yok mudur? Ya da il MEM’leri didik didik ederek denetleyen sayın müfettişlerimiz bu bölümü önemsemiyorlar mı? Mevzuata aykırı her durum tespit edilirken niçin bu durum teğet geçilmektedir.

İnceleme, Soruşturma ve Değerlendirme (İSD) Bölümü il milli eğitim müdürlüklerinin çok önemli bir bölümüdür. Burada yapılacak yanlışlar kurumun disiplinini bozacaktır. Disiplinin bozuk olduğu yerde her şey bozuktur. Her şeyin bozuk olduğu yerde hiçbir başarı beklenemez. Sadece olumsuzluk üretilir.

Bazı arkadaşlar diyecekler ki; “her il milli eğitim müdürlüğü bünyesinde İSD var ve başında da eğitim müfettişleri başkanı bulunmaktadır”. Doğrudur. Fakat, bu durum ne kadar hukukidir. Bu Yönetmelikte eğitim müfettişleri başkanının yeri yoktur ki; İSD Bölümünü ona verelim. Eğitim müfettişleri başkanı, ayrı bir mevzuat olan MEB Eğitim Müfettişleri Başkanlıkları Yönetmeliğine göre çalışmaktadır.

Ayrıca bu Yönetmeliğin çeşitli yerlerinde İlköğretim Müfettişleri Kurulu Başkanlığı olarak geçen ibareler bulunmaktadır ki; MEB Eğitim Müfettişleri Başkanlıkları Yönetmeliğinde de böyle bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla da MEB MEM Yönetmeliğinden de temizlenmesi gerekmektedir.

İkincisi: MEB Milli Eğitim Müdürlükleri Yönetmeliğinin 42. maddesinde Millî Eğitim Müdür Yardımcılarının, 43. Maddesinde ise şube müdürlerinin görevleri düzenlenmiştir. Buna göre, şube müdürleri milli eğitim müdür yardımcılarının sorumluluğunda görev yapması gerekmektedir. Fakat hiçbir il milli eğitim müdürlüğü bu maddelerdeki hükümlere uymaz. Emniyet müdürlüğü gibi diğer kurumlardaki il müdür yardımcısı ve şube müdürünün hiyerarşik durumları nedense milli eğitimlerde Yönetmelikte olmasına rağmen uygulanmamaktadır. Ve yine denetleyen sayın müfettişlerimiz buna da dikkat etmezler. Diğer kurumlardaki şube müdürleri, il müdürünün yapacağı iş bölümüne göre kendilerine verilen şubenin veya şubelerin görevlerini müdür ve müdür yardımcısına karşı sorumlu olarak yürütürler iken; -Milli Eğitim Müdürlüklerinin 43. Maddesindeki düzenleme de böyledir- fakat; ne hikmetse il milli eğitim müdürleri ilgili Yönetmeliği –tabiri caizse- takmıyorlar.

Oysa 657 sayılı Kanun’un 10. ve 11. Maddelerine göre; her Devlet memuru kendi görevi ile ilgili mevzuatı bilmek ve uygulamakla yükümlüdür. Bakanlar Kurulunun imzalarıyla kabul edilen bu Yönetmelik hükümlerini beğenmemek kimsenin haddine değildir.

 

Uygulamada da bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi devlet işleyişine egemen olması gereken disiplini ve güveni yok eder. Yasa ve yönteme uymak devlet işleyişinin selameti ve hukuka uygunluğu açısından zorunludur. Aksi halde her işlem Yargıdan dönecektir. Yargıdan dönen her işlem Kamu kurumuna yani Devlete olan güveni sarsacaktır. Devlet sistemi ile çalışanları karşı karşıya getirmek zamanla devlet hayatında hukuki, iktisadi ve sosyal çöküntülere sebep olacaktır.

İşte bu yüzden memurlar, Devletin itibarı ve kamu idaresine duyulan güveni korumak zorundadır. Bunu yapmayarak Yönetmelik hükümlerini çiğneyenler ne kadar büyük adam olduklarını gösterdiklerini samasınlar.

Devlet demek; bir kurallar manzumesi demektir. İşte bu kuralları takmayanlar, uymayanlar, uygulamayanlar ve yıkmaya çalışanlar Devlete ihanet etmiş sayılırlar.

Şimdi burada Yönetmeliğe uyulmuyorsa ortada büyük bir disiplinsizlik sorunu ve dolayısıyla da suç var demektir. Bu suçu işleyenler hakkında gereği yapılmalı. Mevzuatla iştigal eden Bakanlığımız mensuplarının da derhal bunun nedenini araştırması gerektiği kanaatindeyim. Ya Yönetmelik ortadaki fiili duruma uydurulmalı ya da ortadaki fiili durum Yönetmeliğe uygun yapılmalı. Yanlış neredeyse ya da kimdeyse düzeltilmeli. Devlet ciddiyeti mutlaka sağlanmalıdır.

 

 

 

Ali COŞKUNER

Eğitim Yöneticisi

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EĞİTİM Haberleri