Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, NTV canlı yayınında Funda Görey'in sorularını yanıtladı.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Gökçek'in elinde kaset var, her seçimde aday oluyor" iddiasına değinen Gökçek, "Melih Gökçek'in elinde böyle bir kaset varsa dünyanın en onursuz insanıdır" dedi.
Gökçek, HDP'nin barajı aşamaması gerektiğini belirterek, "Barajı aşarsa Demirtaş bağımsızlığını ilan edecek, Apo filan hikaye" diye konuştu.
Gökçek'e Kılıçdaroğlu ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek arasında polemiğe yol açan CHP'nin seçim vaatleri de soruldu.
Cem Uzan ile CHP'nin seçim propagandalarının benzer olduğunu dile getiren Gökçek, "CHP'nin hedefi insanları kandırarak 2 puan fazla almak" ifadelerini kullandı.
Melih Gökçek'e yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:
Dün yapılan bir açıklama dikkatleri sizin üzerine çekti. Selahattin Demirtaş dün "Gökçek'in elinde arkadaşlarının şantaj kasetleri o nedenle her seçimde aday oluyor" dedi. Bu iddia ile ilgili neler söylersiniz?
Ben 4 günden beri her akşam bir televizyona çıkıyorum ve HDP ile ilgili pek çok şey anlatıyorum. HDP'nin Kobani'yi bahane ederek insanları sokağa döktüğünü, bir yığın insanın ölümüne vesile olduğunu, barış isteyen insanların bunu yapmayacağını ve özellikle Kobani'de tam bir din düşmanlığının ortaya çıktığını söyledim. Bakın bunlar Kobani'nin resimleri. Kur'an-ı Kerim'i böyle yaktılar. 6-7 Ekim olaylarına ait fotoğraflar bunlar. Mardin Kızıltepe'de bütün kuranları yaktılar. Tam bir din düşmanlığı söz konusu. Yani AK Parti'yi suçluyorsun ama biz Kobani'de yaşayan 200 bin insanı kendi ülkemize kabul ettik. Bizim AK Parti olarak bakışımız bu, sizin ki bu. Her yerde aynı hareketin yapılmış olması HDP'nin din düşmanı bir hareketi desteklediğini gösteriyor bu. Barış güvercini olarak gösteriyor kendisini şimdi. PKK'nın ateist bir yapıya, marksist bir yapıya, zerdüşt bir yapıya sahip olduğunu söyleyince bunun kendisine oy kaybettireceğini anlayınca karşı tepki gösterdi. Melih Gökçek eline kasetler geçiriyormuş, bunlarla genel merkezi tehdit ediyormuş ondan dolayı 3 dönemdir belediye başkanı oluyormuş. Melih Gökçek'in elinde böyle bir kaset varsa dünyanın en onursuz insanıdır. Kendisini mahkemeye verdim. Şimdi inşallah barajı aşamayacak, dokunulmazlığı kalmayacak ve mahkemede hesaplaşacağız. Bunların ruhunda insanları tehdit etmek sindirmek var. Sandık başlarında vatandaşa sindiriyorlar. Ben buradan HDP yanlılarına, Kürt kardeşlerime sesleniyorum; böyle bir baskı varsa kaçın gidin oy kullanmayın. Özellikle sağduyulu insanları sandığa davet ediyorum. Bu seçimde biz yüzde 90 oy kullanılmasını istiyoruz.
Siz HDP'nin baraj altında kalması gerektiği görüşünde misiniz?
Kesinlikle.
Siyasi temsil açısından ya da sokağın tansiyonun yükselmesi açısından riskli olabileceği yorumlarına katılmıyorsunuz yani.
Katılmıyorum. Önce demokrat olmayı öğrenecekler ondan sonra parlamentoya gelecekler. Önce silahı bırakacaklar. Ağrı olayların zeytinyağı gibi yukarıya çıktı. Bu olayı düzenleyen AK Parti iktidarıdır dedi. Orada 10 bin mermi bulundu, 15 saat çatışma sürdü. Sen kalkıp oradaki eğlenceye geliyorsun hem olay çıkartıyorsun hemde suçu AK Parti'ye atıyorsun. Bir takım medyada bunu aldı neredeyse adamı masum hale getireceklerdi. İğne ucu kadar düşünme yeteneği olan kişi der ki; bu adamlar burada 10 bin mermi sarf etti, tesadüfen geçen bir PKK grubu değil askere tuzak kurduğu belli. PKK'nın içinde şu anda üç grup var. Apo yanlıları, Demirtaş yanlıları ve Kandil yanlıları.
Milletvekili adaylarından mı bahsediyorsunuz?
Adaylar. Kandil burada tasfiye edildi, büyük ihtimal ve buna kızan Kandil bu tip olayları çıkartarak ortalık karıştırıyor. Demirtaş'a gaz veriyor Amerika'da özellikle ve Apo'yu tasfiye etmek istiyor. Bunlar bilgiye dayalıdır. Ben ne dersem çıkar. Barajı aşarsa Demirtaş bağımsızlığını ilan edecek Apo filan hikaye. Ama inşallah barajı aşamayacaklar.
Çözüm sürecini etkiler mi bu?
Ben etkileyeceğini sanmıyorum hatta çok daha iyi olur çözüm süreci için. Parlamentoda temsilcileri olmadığı için tek yolları oturup anlaşmak olur.
Sayın başbakan Cumhuriyet Halk Partisi'ni bu noktada Maliye Bakanı ve Melih Gökçek'e havale ediyorum dedi. Maliye Bakanı'nı anlıyoruz ama neden Melih Gökçek'e havale etti?
Çünkü Melih Gökçek artık Cumhuriyet Halk Partisi uzmanı. Cumhuriyet Halk Partililer bile kendi içlerindeki olayları benden takip ederler. Aylin Nazlıaka'ı tanırsınız, onu ben milletevekili yaptım, bilinçli olarak. Bak şimdi hiç uğraşıyor muyum? Gayem onu milletvekili yapmaktı. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri içinde suyu çalan kaçak su kullanan, karı koca hem iş yerinde hem evlerinde kullanan kim var? Biz Aylin'i davet edeceğiz kaçak su nasıl kullanılır bunu öğretsin.
Bu seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nin vaatleri çok tartışıldı hatta seçim süreci öncesindeki gündemi de bu vaatler belirledi şeklinde yorumlar var.
Türkiye'de Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve HDP'nin hatta Milliyetçi Hareket Partisi'nin politikasını üst akıl dediğimiz yurtdışı akıl düzenliyor. Üst akıl Türkiye'de bir dizayn yapmak istedi. AK Parti'yi bu seçimlerde uzaklaştıralım Türkiye'yi koalisyona mahkum edelim dediler. Tek ihtimalle olabilecek bu da HDP barajı aşacak Milliyetçi Hareket Partisi ile üçlü koalisyon ilan edeceksiniz. Milliyetçi Hareket Partisi nasıl gelecek peki? Ekmeleddin İhsanoğlu'nu Milliyetçi Hareket Partisi'ne monte edelim. Üst akıla göre koalisyonun başbakanı İhsanoğlu. Üst akıl beynelmilel güçlerin bir araya geldiği ve Türkiye'de özellikle bu işleri tatbik etmek isteyen bir grup ülkeler. Bu üst akıl cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de yine Ekmeleddin İhsanoğlu'nu getirdi. Peki Milliyetçi Hareket Partisi ile bunlar koalisyon yapar mı yapmaz mı? Herkes yapmaz diye düşünüyor. TBMM'de bir tartışma oldu. Bir kanun çıkartılmak istendi İç Güvenlik Kanunu. Kafanı örtemezsin, anarşi yapamazsın, Molotof atamazsın, sapan atamazsın, havai fişekle polislere saldıramazsın; cezası içeri girersin. Buna Cumhuriyet Halk Partisi karşı çıktı çünkü TKP ile iç içe, HDP karşı çıktı PKK ile iç içe peki Milliyetçi Hareket Partisi niye karşı çıktı?
Milliyetçi Hareket Partisi polise gözaltı ve arama yetkisinin artırılmasına ve bunların hakim kararı olmadan yapılabilmesi bölümüne karşı çıktı.
Eğer Milliyetçi Hareket Partisi'nin niyeti bu olsaydı AK Parti'ye 'gelin bu kısmı çıkartalım' diğer kısım kalsın derdi.
Dediler.
Demediler. Doğrudan doğruya biz bu kanuna karşıyız dediler. Demek ki bir araya gelebiliyorlar. Mesela Iğdır'daydı galiba, 3 parti birleşti olduğu gibi belediye meclisindeki görevleri kendi aralarında dağıttılar. Yani sıkışıldığı zaman bir araya geliniyor. Üst akıl diyor ki; yarın siz üçünüz bir araya geldiniz Ekmeleddin'i de başbakan yaptık. Milliyetçi Hareket Partisi diyecek ki en güzel HDP'yi ben disipline ederim bir arada olursak kıpırdayamaz diyecek koalisyonun gerekçesi olacak. Yarın HDP koalisyonun ortağı olsa, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı veya Milli Eğitim Bakanlığı her zaman bölüşülür koalisyonlar ve birisi bunlara geçecek. O zaman biz PKK'lı polislerle PKK'lı öğretmenlerle, hakimlerle mi çalışacağız? Veya Cumhuriyet Halk Partisi bunlardan birisini aldı DHKP-C'li hakimlerle, polislerle, öğretmenlerle mi Türkiye'yi yöneteceğiz?
Cumhuriyet Halk Partisi'nden çıkacak bir milletvekili ya da bakanı DHKP-C'li olarak mı görüyorsunuz?
Hayır, tamamen kontrolüne girecekler. Biliyorsunuz 9 avukat gözaltına alındı DHKP-C'li sonra da içeri atıldı. Cumhuriyet Halk Partisi liderinin operasyonlar sırasında çağdaş hukukçular derneği üyesi 9 avukatın tutuklanmasına; Türkiye'de bir sürek avı başlattılar, Kenan Evren bile bunları yapmadı, hukuk ayaklar altına alındı dedi. Elif Sultan Kalsen savcımızın İstanbul'da şehit edilmesinde sonra polise saldırı sırasında öldürülen bir militan. Buna devamlı canlı bomba denildi. Sonra içeri girdi bir ara hapse. Cumhuriyet Halk Partisi insan hakları ihlal raporu yayınlıyor kendi sitesinde sürekli ve bunu oradan aldık ve siteden kaldırıldı daha sonra. Burada diyor ki; Bakırköy İstanbul kadın cezaevinde kalan Aysun Akdağ ile Elif Sultan Kalsen gönderilen bazı kitapların cezaevi yönetimi tarafından yasak olduğu gerekçesi ile cezaevine alınmadığı öğrenildi diyor. Bu özellikle hapishanede bile nasıl sahip çıkıldığının en önemli örneği. Cumhuriyet Halk Partisi'nin milletvekili adaylarından biri İstanbul 3.bölge 12.sıra adayı. Erkan Bolaç. DHKP-C olaylarına ilişkin soruşturmada gözaltına alınmış ve 15 yıl hapis sistemi ile yargılanıyor.
Yargılanıyor ama hakkında kesin bir hüküm yok DHKP-C'li diyebilir miyiz yargılaması devam ederken.
Kendisi inkar etmez merak etmeyin. Hukuk önünde 15 yılla yargılanıyor.
Şu an milletvekili adayı ve adaylığı YSK tarafından kabul edildi.
DHKP-C'li olmak suç değil ki eylem yapmak suç. Ama eylem yapmıyor diyorsunuz bombacı dendi kadına hayır dediler yıllarca ama sonradan çıktı. Şimdi bu arkadaşımızda DHKP-C'nimn mensubu. Hadi çıksın beni dava etsin. Mesela Grup Yorum var, açıkça ilan eden DHKP-C şarkıları söyleyen bir grup. O grup TBMM'de Cumhuriyet Halk Partililer tarafından solisti Hatay 1.sıradan. Yani Cumhuriyet Halk Partisi'ne geldiği zaman DHKP-C orada hakim olacak. Cumhuriyet Halk Partisi demek doğrudan doğruya bu demek. Vatandaşlarımızın da aynı zaman oy verirken DHKP-C'lilerin orada olduğu bilerek oy vermeleri lazım.
Evet ama YSK tarafından adaylıklarının onaylandığını hatırlatmak lazım.
Gürsel Tekin kendisi ilk milletvekili adayı oldu�unda mahkum olmuştu ve milletvekili olamamıştı. Yargıtay'daydı dosyası ve 465 günde bir türlü işleme girmedi. Seçime girdikten sonra ancak evraklar tamamlanabildi. Evraklar tamamlansa karar tescile dilecek ve Gürsel Tekin aday olamayacak. Şimdi Gürsel Tekin suçsuz birisi mi?
Kendisine bunu sormak gerekiyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin ekonomik vaatleri ile ilgili AKP'nin yaptığı genel hesaplama ile Cumhuriyet Halk Partisi'nin yaptığı arasında da fark var. Cumhuriyet Halk Partisi bu kaynağın bütçenin kendisinden ve harcama yöntemlerini değiştirerek sağlanabileceğini söylüyor. Siz ve partiniz diyorsunuz ki böyle bir kaynak yok ve ülkeyi zora sokar.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin seçim stratejisini doğrudan doğruya Amerikalı firmalar yapıyor. Diyor ki Bekaroğlu bu stratejiyi tespit edecek ondan sonra yerli birisiyle anlaşacağız ve propaganda formatlarına uygulayacak. O da Ali Taran. Ali Taran klasik olan Cem Uzan'ın bütün seçim propagandasını hazırladı. Dış güç diyor ki; bugüne kadar siz propaganda yaparken laiklik dediniz, demokrasi dediniz, faşist Recep Tayyip Erdoğan dediniz bunların hepsini unutacaksınız diyor. Ama bunun karşılığında milletin cebine ve midesine hitap edeceksiniz. Biz zamanında Ali Taran'la Cem Uzan'ın propagandalarını yaptık 7 puan oy aldık diyor. Mutlaka sana kanan birileri olur 26'yı 28'e çıkarırsın diyor. Bu arada bir sıkıntı yaşadı Cumhuriyet Halk Partisi. O da Avrupa'da Alevi dernekleri başkanlarından birisi HDP'den aday oldu ve HDP'yi destekleyeceğini söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu şimdi telaşa düştü. Şu andaki Cumhuriyet Halk Partisi'nin seçilecek yerde Alevi vatandaşlarımız. Biz mezhep partisi haline gelmeyi tercih ettiler kendi kararları. İkinci önlemi de bol bol atarak insanları kandırarak en az iki puan almak. Cem Uzan ne diyordu mazot 1 lira. Kemal Kılıçdaroğlu ne diyor mazot 1 buçuk lira diyor. İşsizlere 350 lira maaş ediyor Cem Uzan, Kemal Kılıçdaroğlu her haneye 750 lira gelir diyor. KDV sıfıra indirilecek diyor Cem Uzan vergiler düşürülecek diyor. Sadece bir ifade değiştiriyor senede iki maaş ikramiye diyor Cem Uzan, yılda iki kez ikramiye diyor. Asgari ücrete sıfır vergi diyor Cem Uzan, sıfır vergi ve asgari ücret 1500'e çıkacak diyor. 3 yıl bedava tohum verilecek diyor, faizlerin yüzde 80 silinecek diyor. Hepsi Cem Uzan'ın yaptığı sloganların devamı. Cem Uzan demiş ki; biz bunları veriyor iyi güzelde yarın ben bunları nasıl yerine getireceğim. Onlarda; sen tek başına iktidara gelebilir misin? Hayır. Koalisyonda yapamıyorum diyeceksin diyorlar. Yapar mı yapmaz mı? İstanbul'da belediye başkan adayı oldu bir takım vaatlerde bulundu. Yoksullara doğalgaz dedi. Bunu dedi İzmir, Eskişehir, Aydın belediyeleri neden yapmadı? Şimdi genel başkan. Her evde bir sigortalı olacak. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin bir tanesinde bunu yatı mı? Yapmadı. Ucuz ulaşım dedi. 1 lira olması mümkün mü? Biz Ankara'da 2 lira olmasına rağmen 30 trilyon ayda zarar ediyoruz. İzmir belediye başkanı niye yakındı sayın Melih Gökçek'te söylüyor dedi bu otobüsler başımızın derdi dedi. Olmayacak şeyi söylüyor yani. En önemlisi başbakanımız bu konuda rezil etmişti her aileye 600 lira vereceğim. Bunlar tamamen palavra. SSK genel müdürü olduğu dönemde bugün söylediğinin yüzde yüz zıttı. Bugün yaş kararlarıyla erken emekliliği kaybedenlerin erken emeklilik getireceğim diyor. Maliyeti 204 katrilyon lira. SSK'yı geç emeklilik kurtarır diyor SSK genel müdürüyken.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin ekonomik işlerden sorunlu genel başkan yardımcısının hesabıyla söylüyorum çünkü bu vaatlerin toplam hesabının yapılamaması gerektiğini söylüyorlar. Biz bir kısmını 4 yıl içinde bir kısmını 100 gün içinde yapacağız tamamı üzerinde bire hesap yapmak doğru değildir diyorlar. Bütçe gereksinimi iki kere emeklilere maaş verildiği zaman 60 milyarlık bir rakama denk geliyor. Bu da Türkiye'nin gelirinin ve üretiminin yaklaşık yüzde 2 buçuğu.
1 Haziran 1992 Hürriyet gazetesi, işçi emeklisine para yok demiş genel müdür Kılıçdaroğlu. Bakın kendi sözü emeklilik yaşı 80'de olsa SSK kurtulmaz.
Ama o dönemde SSK genel müdürüydü, bir bürokrattı ve ülkeyi yöneten başka bir iktidar vardı. Şimdi iktidara talip olan bir partinin seçim öncesi vaatlerinden bahsediyoruz ve bütçeden yeni kaynaklar yaratabiliriz diye. 10 madde sıralıyorlar.
Kendi bir ifadesi var biz kaynak bulacağız diyor. Mesela fonları direk bu bölüme aktaracağız diyor. Benim bildiğim 4 fon var. Toplu konut fonu, yapmayacak mısın toplu konut? Savunma sanayiyle ilgili bir fon var. Ondan da mı vazgeçeceksiniz? Üçüncü fonda fakire fukaraya verdiğimiz fakir fukara fonu diye halk arasında bilinen sosyal güvenlik fonu. Bu fondan vaz mı geçeceğiz? Neyle yapacak peki? Emeklilik yaşı 80'de olsa kurtulmaz diyen kendisi, batıran kendisi şimdi ben hesaptan anlarım emekliye para bulurum diyor. Kendisinin bir twiti var bir de Haluk Koç'un bir twiti var. Haluk Koç diyor ki; 79 yılda 57 farklı hükümet geçti 779 milyar dolar vergiden para topladı. AK Parti iktidarı 13 yıl diyor 1 Trilyon 869 milyar dolar topladı diyor. Aynı şeyi Kemal Kılıçdaroğlu diyor. Bu hükümet 13 yılda 1 trilyon 869 milyar dolar kaynak kullandı, bu para bundan önceki 57 hükümetin kullandığından fazladır diyor. Demek ki AK Parti bu işi biliyor diyor biz bilmiyoruz diyor. Biz bu paralarla neler yaptık. Sen bu işi beceremedin ve beceremezsin.
NTV