Mehmet AKİF ve Milli Marşımız...

Mehmet AKİF ve Milli Marşımız...

       "Dünya durdukça, Türk milleti vâr oldukça söyleneceğine inandığım, Kıta kıta, mısra mısra, kelime kelime hatta harf harf ruhunu anlamamız gereken İstiklâl Marşı'mızın" kabul edilişinin yıldönümünün coşkusunu  milletçe yaşıyoruz. Bu vesile ile milli şairimizi birkez daha  rahmet ve minnetle anıyorum. 

         İstiklal marşımız, "tek dişi kalmış canavarların" Türk'ü vatansız bırakmak, Anadolu'yu kendi aralarında paylaşmak, Türk Milletini yok etmek istediği bir dönemde, Yüce Türk milletinin Gazi Mustafa Kemal önderliğinde "Ya İstiklal Ya Ölüm" diyerek kurtuluş savaşını başlattığı bir dönemde yazılmıştır… Saldırgan ve yok etmeye kurgulanmış düşmana karşı Anadolu'da tutuşan heyecanı koruyacak; vatan sevgisini ve inancını canlı tutacak bir marşın hazırlanması düşüncesi, Genel Kurmay Başkanı İsmet (İnönü) Paşa'dan geldi. İstiklâl Marşı'nın kabulü öncesinde bir yarışma açılmış, katılanların içinden "marş" olmaya uygun bir şiir bulunamayınca, dönemin Maarif Vekili Hamdullah Suphi Tanrıöver, Mehmet Âkif'ten talepte bulunmuş. Mehmet Akif de bütün ihtiyaçlarına rağmen, "marş" için konulan 500 lira parayı almamış... "Ben müsabakaya girmedim. Bu para benim hakkım değildir ve bana ait değildir" diyerek reddetmiş, 500 lirayı almak zorunda olduğunun söylenmesi üzerine söz konusu 500 lirayı alıp, hastanelerde yatmakta olan gazilerimize bağışlamıştır…

         Milli şairimiz istiklal marşımıza "Korkma" diye başlamıştır… Çünkü o biliyordu ki, Türk'ün "iman dolu göğsü" Garb'ın ve bütün işgalcilerin, uçaklı, zırhlı, ezici silahlarından daha kuvvetlidir… Zira bu iman dolu göğsün zaferi, yedi düvele meydan okuduğumuz ve "kimi hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela olanlara geçilmez kıldığımız Çanakkale'de işaretini vermiştir… Akif Türk milleti için vatan uğrunda "feda" olmanın ne kadar kutsi olduğunun bilincindedir ve "ezelden beri hür yaşamış bir milletin, sonsuza kadar da hür yaşayacağından emindir…"Akif'e göre Türk'e zaferi Allah vaat etmiştir… Ve O'nun vaat ettiği günler mutlaka doğacaktır… Bu milleti "millet" yapan unsurların özeti de İstiklâl Marşı'mızın mısralarında, özünde, bütününde gizlidir…

         İstiklâl Marşı'mızın şairini anarken o marşın kabulünü gözyaşlarıyla, ayakta alkışlayanların en önündeki insana, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e kulak verelim: "Bu marş, bizim inkılâbımızı anlatır, inkılâbımızın ruhunu anlatır. Bunu, ne unutmak ne de unutturmak lazımdır. . İstiklal Marşı'nda, istiklal davamızı anlatması bakımından büyük bir manası olan mısralar vardır. Benim en beğendiğim yeri de burasıdır: 'Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, hakka tapan milletimin istiklal.' Benim, bu milletten asla unutmamasını istediğim mısralar, işte bunlardır. Hürriyet ve istiklal aşkı bu milletin ruhudur. Tarihe bakın, bütün milletlerin bir esaret ve hürriyetsizlik devri geçirdikleri bir hakikattir. Dünya tarihinde, fasılasız, hürriyet ve istiklalini muhafaza ve müdafaa etmiş bir millet vardır; Türkler… Asırlar boyunca söylenmeli ve bütün yar ve ağyar anlamalıdır ki, Türk'ün, Mete hikâyesinde olduğu gibi her şeyi, hatta en mahrem hisleri bile tehlikeye girebilir; fakat hürriyeti asla. Bu pasajı her vakit tekrar ettirmek, bunun için lâzımdır. Bu demektir ki efendiler, Türkün hürriyetine dokunulamaz."

            Yazıma Milli Şairimiz M. Akif'in sözleriyle son vermek istiyorum;

"ALLAH BİR DAHA BU MİLLETE İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN…

Zülküf SARITEPE

Türk Eğitim-Sen Kalecik Temsilcisi