Göçmen kuşlar bizim kültürümüzde önemli yer tutar.Onlarla birilerine selam söyler türküleriyle Türk Milleti…”Allı turnam selam götür benden o yare” diye seslenir ozan…Bir başkası “Sarı turnam sinen yaralandı mı?Yoksa ciğerlerin parelendi mi?” diye sorar, kuşlarla adeta dertleşir...
Bir başka göçmen kuş ise Türk kültüründe Leyleklerdir.Hani söylentilere göre ezan duyulmayan,minaresi olmayan yere yuva yapmayan uzun bacaklı,uzun gagalı,haşarat düşmanı leylekler.Leyleklerin bilinmeyen bir başka özelliği ise kendi yavrusunu yuvadan atması olarak anlatılır.
İşte o leylekler yılda bir kez kuluçkaya yatar,birkaç yavru çıkarır,onları olanca gücü ile beslemeye çalışır..Yavrularını hayata tutundurabilmek için adeta canhıraş bir şekilde çalışır,her şeye rağmen,bir türlü kendine gelemeyen ve hayatından hayvani bir içgüdü ile şüphe ettiği yavrusunun birisini yuvadan atarmış…Çocukluğumuzda bu olaya ilgi duymuş,takibini yapmıştık … Gerçekten Leylek hayatından şüphe ettiği zayıf yavruyu yuvadan atıyor ve böylece ölüme terk ediyor.Yuvadan attığı yavrunun artık hiçbir şeyi ile de asla ve kat’a ilgilenmiyor.
İşte Leyleğin bu hareketini doğruluğunu yanlışlığını tartışmadan gören Anadolu İnsanı,anne-babasının,yakın akrabasının ilgilenmediği,kendi dertleri ile baş başa bırakılan insanlar için”LEYLEĞİN YUVADAN ATTIĞI” deyimi kullanılır.
Bu günlerde bu deyim bana Milli Eğitim Bakanlığının Taşra Teşkilatında çalışan yöneticilerini çağrıştırır oldu.MEB’NIN YUVADAN ATTIKLARI=TAŞRANIN GENEL İDARİ HİZMETLERİNDE ÇALIŞAN YÖNETİCİLERİ’ni çağrıştırıyor.
*14 Eylül 2011.. 652 sayılı KHK çıktı.Ortalık toz duman….
*Teşkilat yasası her şeyi hallaç pamuğu gibi attı.
*Genel idari Hizmetleri zaten yuvadan atılan Leylek Yavrusu gibi gören MEB ek ders ücretlerini kesti.
*Yorgan kısaldı,masraflar aynı…
*Ek ödeme rakamını bekliyoruz….Bu gün Ekim 12…Ekim ayı maaşları saymanlıklara teslim edildi.
*Maliye Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığının arası meğer ne kadar uzak mış?
*Ne belirlenemez bir rakammış bunlar Allah ,lillah aşkına…Allah’tan korkun…Bu gün itibarıyla KHK yayınlanalı 28 gün doldu.Sakın Maliye Bürokratları sizin(meb bürokratlarının) iş yapma şeklinize bakıp bizimle dalgalarını geçiyor olmasınlar…
Padişahın ihtişamlı ,şaşaalı hayata alışmış oğlu babasına sormuş:
-Baba senin bu fakir dediğin insanların bir tenekede mi altını yok?
Buradan Milli Eğitim Bakanlığı ve Maliye Bürokratlarına sesleniyoruz.Biz Genel Müdür, bakan,müşteşar maaşı almıyoruz.
Taşrada çalışan Müdürlerin yıllardır budayarak kuşa çevirdiğiniz mali hakları ile inanın bir teneke değil,bir tane bile altınları yok…Sadece verdiklerinizle hayatlarını idame ettirebilmenin derdindeler…
Bunların çoğu yaşlı başlı insanlar…Toplumda saygınlığı olan,statüsü olan insanlar.Kimseden borç para alabilecek,isteyebilecek halleri de yok.Orta öğretimde,Üniversitede öğrencileri var.Geciktirdiğiniz her ödeme yırtığı da yamayı da büyütüp,işleri içinden çıkılmaz hale getiriyor.Bizleri bankalara köle yapıyor.
Bakanlıkta sevilmediğimizi,gereksiz görüldüğümüzü,yan bakıldığımızı,gale alınmadığımızı biliyorduk ama bu kadar “yuvadan atılan”olarak görüldüğümüzü de bilmiyorduk.Onu da sayenizde öğrenmiş olduk.
Bütün bu olanlar,bir ayda açıklanamayan ek ödeme rakamları gösteriyor ki ,tüm işleri rastlantısal olarak yapmış ve tedbir almamışsınız.Milli Eğitim Bakanlığını iş görmesi ile ilgili halkın diline adeta pelesenk olmuş bir deyim vardı.”Yörük göçü yolda düzelirmiş.”derlerdi.Sizinki yolda da düzeleceği yok.Bilginin,teknolojinin bu kadar yaygınlaştığı bir çağda hangi mazeretin arkasına sığınacağınızı gerçekten merak ediyoruz.Yoksa bu insanların toplanıp Ankara’ya’bakanlığa gelmelerini bekliyorsunuz.
Sözün özünü,devasa MEB ‘nın çalışanlarına reva gördüğü görüntünüzü tam özetleyen bir atasözü söylesin:”TEDBİRSİZ TAHARETE GİDEN TAŞI DİZ ÜSTÜ ARARMIŞ…”
Umarım siz sürünerek aramazsınız…
Mehmet MAARİFOĞLU
Eğitim Yöneticisi