Sitemize mesaj gönderen ve yorumlarla rahatsızlıklarını ileten taşra yöneticilerinin beklenti ve huzursuzluklarını özetlemek istiyoruz:
1-Sınavla atanan ve görevde yükseldiği için sevinen yöneticilerin ‘bir gün gelir daha iyi bir yerde görev alırım ve çocuklarıma daha iyi imkanlar sunabilirim’ beklentisi boşa çıkmıştır.
2-İlla ölçüyse – aslında ölçü olmamalıdır, çünkü bu görevler teknik bilgi isteyen uzmanlık görevleridir- ötekileştirilen binlerce idarecinin çoğu zaten mevcut dünya görüşüne yakın insanlardır.
3-Bu kadar siyasetin içine gömülmüş bu görevler, temsil ettiği görevin kapsayıcı olması gereken idarecileri kalıplara sokmakta ve angaje etmektedir.
4-Ne olursa olsun ve ne şekilde çalışırsa çalışsın işin doğası gereği zaman içinde yıpranan yöneticilerin yer değiştirmesi kesinlikle fantezi değil bir zorunluluktur.
5-İki bin nüfuslu mahrum bir ilçede 15 yıl çalışan bir idareci; yine 15 yıldır Kuşadası, Çeşme, Manavgat, Marmaris gibi cennet köşelerinde görev yapan arkadaşlarını kıskanmasalar bile gıpta eder durumdadır. ‘Boynuzlu koyunun boynuzsuzdan hakkını alacağı’ adalet anlayışına mensup olanların bu kadar açık adaletsizliğe gözlerini kapamaları anlaşılır gibi değildir.
6-Sahipsiz idareciler ‘bizden’ olmanın ne demek olduğunu ve nasıl ‘bizden’ olunacağını anlayamıyorlar. Ne yapılırsa ‘öteki’ olmaktan kurtulunacağıyla ilgili yayınlanacak bir kitapçık epeyce ilgi görecektir.
7-Unutulan idareciler dışardan açık imam hatip lisesi ve ilahiyat fakültesinin okunmasının işe yarayıp yaramayacağını çok merak ediyorlar.
8-Bir köşede unutulan taşra yöneticileri okul müdürlüğüne geçişlerinin önünün tıkanmasıyla alternatif olarak sadece öğretmenliğe dönmekle karşı karşıyadırlar. Bunca yıllık idarecilik birikimi ve emeklerini ‘istemiyorsan bırak’ kuru, boş ve anlamsız lerzesine kurban etmek istemeyen idareciler kendilerini fena halde köşeye sıkıştırılmışhissetmektedirler.
9-Aylardan beri ‘bavullarınızı toplayın’, ‘rotasyondan kaçış yok’, ‘herkes yer değiştirecek’ ifadeleri ve peşi sıra çıkan KHK düzenlemeleriyle kendilerini rotasyona şartlayan taşra yöneticileri ‘oturun oturduğunuz yerde’ yaklaşımıyla bir kez daha yıkılmışlardır.
10-Son olarak taşra yöneticileri arasında yaygın kanı şudur: ‘MEB’de adalet olmaz, imtiyazlı ve seçkin grup her zaman galip gelecektir, meclisin koridorlarını aşındırmadan ve diş etlerini göstermeden ne kadar birikimli, öz verili ve çalışkan olsan da boştur.'
Adil Türk
personel.meb