CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, "Eğitim-Sen ve Eğitim-İş Sendikası, MEB'in nitelikli okullar sıralamasının yürütmesinin durdurulması için mahkemeye gidiyor." dedi.
Balbay, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) liselere geçiş yönergesine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Son bir hafta içinde eğitim alanındaki gelişmelerin, Türkiye'nin şu anda karşı karşıya kaldığı tablonun bir özeti olarak gördüğünü ifade eden Balbay, 1 milyon 200 bin lise öğrencisi adayının nasıl bir okula yerleşeceğinin, hangi kriterlerle yerleşeceğinin belirlendiği bir haftada olduklarını söyledi.
Her şeyin iktidar eliyle karmakarışık hale getirildiği bir hafta içinde olunduğunu savunan Balbay, şunları söyledi:
"TEOG'un kaldırılmasından sonra yerine ne koyacaklarını bilemediler. Sonuç olarak bir grup okulu nitelikli, bir çoğunu niteliksiz hale getirdiler ve bütün okulları masaya yatırıp 'yüzde 10'unu sınavla alacağız.' açıklamasını yaptılar. Açıklanan tabloya baktığımızda MEB adeta uzaydan gelmiş, ülkenin kentlerini, okullarını tanımayan bir iktidar havasında. İzmir Karşıyaka'da 480 puanla öğrenci alan bir okulu liste dışı bırakmış, 280 puanla öğrenci almış bir imam hatip lisesini listeye almış. Bunun birçok örneği mevcut. Karadeniz Bölgesinde Rize'den Sinop'a kadar bir tek Samsun'da nitelikli okul deyip bir okulu listeye almışlar. Anadolu'nun pek çok ilinde asırlık okullar liste dışı bırakılmış."
Mustafa Balbay, MEB'in hangi kriterlere göre okulları nitelikli olarak belirlediğini merak ettiklerini dile getirdi.
Gelinen noktada MEB'in sıraladığı okulların listesiyle bir asırlık gelenekleri yerleşmiş okulları "nitelikli saymıyorum" dediğini öne süren Balbay, şöyle devam etti:
"Bakandan bir açıklama bekliyoruz. Bakanın iki gündür yaptığı açıklamalar çaresizliğin itirafıdır. Artık iş başa düşmüştür. 1 milyon 200 bin öğrencinin velisi çocuklarının kaderini rastgele bir sürece bırakamaz. Buradan velileri, çocuklarının geleceğine sahip çıkmaya çağırıyorum. Anadolu tabiriyle bu iş karakolda bitecek. Eğitim-Sen ve Eğitim-İş Sendikası MEB'in nitelikle okullar sıralamasının yürütmesinin durdurulması için mahkemeye gidiyor. Bunun yerine öğrencilerin daha sağlıklı bir seçme ile olabildiğince istedikleri okula gideceği bir sistem istiyor. Öyle tahmin ediyorum ki MEB'in niteliksiz sıralaması eğer vicdan varsa mahkemeden dönecek."
Balbay, AK Parti iktidarları döneminde orta öğretim kurumlarına giriş koşullarının 6 kez değiştirildiğini, insanlarda daha şimdiden "seneye bu uygulanmaz" duygusunun hakim olduğunu belirtti.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın "Abdülhamid'den sonraki duraklama devri bitti" ifadelerini kullandığını anlatan Balbay, "Eğer Kahraman'ın kafasına göre Cumhuriyet duraklama dönemiyse bugün çökmüş, bitmiş günleri yaşıyoruz. Cumhuriyet devrimleri şuurundan yoksun bir Meclis başkanı olursa eğitim de bu hale gelir." görüşünü dile getirdi.
- "Şuanda 5 gençten biri 'ben deistim' diyor"
Mustafa Balbay, "Eğitim dinselleştikçe halk Müslümanlıktan uzaklaşıyor." iddiasında bulunarak, bu durumun kendisinin iddiası olmadığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önüne koyulan araştırmanın sonucu olduğunu savundu. Balbay, şöyle konuştu:
"Gençler 'Deizme' sapıyor. Bunu bir sapkınlık olarak değerlendirmiyorum, o da bir inançtır. Bu işin ayrıntılı tarifini uzmanlara bırakıyorum. Şu anda 5 gençten biri 'ben deistim' diyor. 'Bana öğretilen bu dini kabul etmiyorum' diyor. Bunun Türkçesi, MEB imam hatip liselerinin sayısını artırdıkça, eğitimi dinselleştirdikçe toplumun dinden, İslam'dan uzaklaşmasıdır. Bu en yüksek katlarda da bir kaygı uyandırmış olmalı ki Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, grup toplantısında Milli Eğitim Bakanını da yanına çağırıp 'bu nedir' diyor. Görünen bu durumu kabul etmek istemiyorlar. 'Acaba daha mı fazla dinselleştirsek' diyorlar. Ama toplum da bunu kusuyor. 'Bize bunu dayatmayın' diyor. Gelinen nokta bu. Öylesine kabul etmeme durumu var ki Erdoğan, şaşkın."
Bir gazetecinin, CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek'in "HDP terörle arasına mesafe koyarsa onlarla birlikte milletvekili listesi de hazırlayabiliriz" sözleri karşısında düşüncelerini sorduğu Balbay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve öncesinde de Demokrat Parti Genel Başkanı ile görüştüğünü anımsattı.
Önümüzdeki dönem benzer görüşmelerin devam edeceğini aktaran Balbay, "Bizim önümüzdeki döneme bakışımız; 'demokrasi' diyen, 'parlamenter sistem güçlenmeli' diyen herkesle bir araya gelebiliriz. Bu anlamda benim en büyük umudum, AK Parti tabanıdır. Yıllarca Ankara siyasetini yeri geldiğinde sizin sıralarınızdan koklamış, şimdi ise siyasetin içinden koklamış biri olarak söylüyorum; Erdoğan, seçim iklimini oluşturabilmiş olsaydı yarın seçime giderdi. İklimi kendi lehine oluşturamıyor." değerlendirmesinde bulundu.