Bazı haber siteleri okulların açılışının ertelendiğini yazdılar ve bakanlık en yetkili ağızdan böyle bir planımız yok dedi. Okulları zamanında açacağız açıklamasını yaptı.
Okulların açılışının ertelenmesi için ortaya konulan gerekçe açığa alınan öğretmenler olarak gösterildi fakat öğretmen açığının bu noktada sorun olması söz konusu bile değil.
Çünkü Şubat 2016 da ataması yapılan 30bin öğretmen Eylül'de göreve başlayacaklar.
Ayrıca MEB darbe/terör nedeniyle görevine son verilecek öğretmenlerin yerine atama yapacağını açıkladı. Bu atamalar için yapılacak KPSS Özel Alan Bilgisi Sınavı 20 Ağustos 2016 tarihine ertelendi.
ÖSYM'nin son dönem hızına bakıldığında sonuçların açıklanmasının çok sürmeyeceğini söyleyebiliriz.
Bu nedenle okullar açılmadan atama süreci başlatılabilir. Fakat en büyük sorun MEB'in alımları mülakatla yapmasına yönelik tavrıdır.
Bu; daha önce Memurlar.net'te "Mülakatlı alım, FETÖ'ye hizmet eder. Birlik ve beraberliği sağlamaz" başlığıyla yayımlanan haberde de açıklandığı gibi yanlış bir adım olur.
Bu adım atama sürecini uzatacağı gibi;
Devlete güveni de zedeleyecektir.
Bu sıkıntılı dönemde bunu yapmak birlik beraberlik çağrılarına, "Millet Olarak Tek Yürek" anlayışına da aykırıdır.
Özellikle bu süreçte mülakatları ne kadar adaletli yaparsanız yapın (ki bunun ölçüsü yok...) mağduru mutlaka olacaktır. Bu da tartışmalara yol açacak,
- Partililer seçildi
- Ben KPSS ye göre birinci idim atanamadım,
- Paralelci atandı ben atanamadım,
...
Gibi onlarca durumla, şikayetle karşı karşıya kalınacaktır.
Biraz empati yapalım:
Atama bekleyen öğretmensiniz üniversiteyi başarı ile tamamladınız. KPSS den de çok başarılı oldunuz ve mülakatta elendiniz. Nasıl hissedersiniz?
Atama bekleyen öğretmensiniz üniversiteyi başarı ile tamamladınız. KPSS den de çok başarılı oldunuz ve mülakattan da çok yüksek aldınız ve atandınız. İnsanlar size ne sorar biliyor musunuz? Mülakattan kaç aldın diye sorarlar ve verdiğiniz cevap sonunda haa bu da torpillilerden diyeceklerdir. Yani başarınız bile hiç olacak.
Bu yaklaşım darbe sürecinden sonra tüm vatandaşların birinci sınıf olduğu, liyakatin ön plana alınması gerektiği, FETÖ/PDY yapılanmasının yok ettiği hak, hukuk, hakkaniyetin yeniden inşası... söylemlerini de samimiyetsiz kılacaktır.
Millet olarak güven sorunu yaşanırken bir de darbe ile gerçek darbe yiyenlere bir darbenin de devlet eliyle yeniden vurulması kabul edilemez.
Kaldı ki;
Atanan öğretmen 1 yıl içerisinde 3 kez performans değerlendirmesine tabi tutulmakta ardından da yazılı/sözlü sınav süreçlerinden geçirilmektedir.
Bir kişiyi 10 dakikalık mülakatla değerlendirmek yerine Adaylık sürecinde değerlendirmek daha mantıklı değil mi?
MEB'i tekrar uyarıyoruz ki;
MEB bu işin altından kalkamaz bu nedenle altında kalacağı bu girişimden yol yakınken dönülsün.
Böylece eğitim öğretime daha az öğretmen açığı ile kafalarda soru işareti olmadan başlanabilsin...
Maksut BALMUK
www.memurlar.net