TES İstanbul 8 No'lu Şube Başkanı Remzi Özmen, son dönemde yaşanan olayları değerlendirdi. Gelişmeleri sert bir dille eleştirdi. İşte o açıklama:
Milli Eğitim Bakanı diyor ki on altı bin okul müdürü kanunla görevinden alındı. Görevden alınıp atanamayanlar mahkemeye gidiyor, mahkemenin verdiği karar göreve iade değildir. Komisyonların kararlarına itiraz ediyorlar, mahkeme haklı bulduklarını yeniden değerlendiriyoruz.
Görevden alınıp atanamayanlar mahkemeye gidiyor, mahkemenin verdiği karar göreve iade değildir. Komisyonların kararlarına itiraz ediyorlar, mahkeme haklı bulduklarını yeniden değerlendiriyoruz. Yani özetle istediğiniz kadar mahkeme kazanın. Değerlendirir yeniden kapının önüne koyarız. Mahkemeler vız gelir tırıs gider. Biz bildiğimizi okumaya devam edeceğiz. Aslında bu hukuka meydan okumaktır ve hukuku bu ülkede yok saymaktır. Şimdi Sayın Bakan a şu soruları sormak zorundayız.
1-Neden kurduğunuz komisyonlarda hep yandaş sendikanızın müdürleri mülakatı kazanıyor da diğer sendika mensupları kazanamıyor?
2-Neden hukuk bu değerlendirme kriterleri objektif değildir dediği halde yeniden aynı kriterlerle değerlendirme yaptınız?
3-Neden yürütmeyi durdurma kararlarını uygulamadınız? Bölge idareye itiraz ettiğiniz bu dairede sizin iptal taleplerinize ret verdiği halde neden yürütmeyi durdurma kararlarını uygulamadınız?
4-Bir değil üç kez mahkeme kazandıkları halde siz yeniden aynı komisyonlarla değerlendirme yaptırıyorsunuz. Oysa diyorsun ki mahkeme komisyonların verdiği puanları ret ediyor. Buna rağmen şimdiye kadar neden hep aynı komisyonlarla değerlendirme yapıyorsunuz?
5-Anayasa Mahkemesinin dershanelerle ilgili verdiği kararı neden uygulamadınız? Danıştay mahkemesi de sizi haksız buldu peki buna uydunuz mu?
6-Şube Müdürlükleri için verilen kararı neden uygulamadınız?
Bakan Bey ve ekibi hukuk kararlarını uygulamıyor çünkü uygularsa kim stajyer öğretmenleri korkutup yandaş sendikaya üye yapacak. Kim İHH nın kumbaralarını sınıflara koyup öğrencilerin cep harçlıklarını hiç edecek. Ensar Vakfının kurduğu sigorta reklamını kim yapacak. Bu emir eri okul müdürleri olmasa kim siyasilerin yönetmelikte kanunda olmayan taleplerini harfiyen yerine getirecek?
Aslında Milli Eğitim Bakanlığı yalnız hukuka meydan okumuyor. Aslında aynı zamanda devlete de meydan okumaktadır. Milli Eğitimi başta Eğitim Birsen,Ensar Vakfı ve İHH nın çiftliğine dönüştürmüş bulunmaktadır. Bir yandan devlete paralel olarak etlenen, semiren, hükümran olan cemaatlerden şikayetçi olacaksınız, öbür yandan devlet işleyişini kendi kurduğunuz paralel dernek ve sendikalara emanet edeceksiniz. Bu nemenem çelişkidir.Artık Bakan Bey Bakanlığını İl Ve İlçe Müdürleri görevlerini bilip gereğinin yapmalıdırlar.
Milli Eğitim Bakanlığını istediğiniz kadar devlet ciddiyetine davet edin hiçbir anlam ifade etmez. Çünkü devleti AKP nin ve ona biat eden oy toplayan dernek vakıf ve sendikaların arka bahçesi olarak görmekteler. Bu ülkede yalnızca bunlar vergi veriyor, askerliği yalnızca bunlar yapıyor, yalnızca bunların yakınları şehit oluyor. İşte sakat bakış bunları görmemekte yatmaktadır.
Diyorlar ki; vergiyi sizler vereceksiniz bölüşümü biz dilediğimiz gibi yapacağız. Askerliği sizler yapacaksınız biz çocukları askere göndermeyeceğiz, yaşları gelince patlatırız bir bedelli veririz parayı alırız tezkereyi. Şehitlik size yakışır, gider vatan için ölürsünüz biz sizin geride kalan yakınlarınıza kıyak geçeriz.Tehlikeler karşısında, tehditler karşısında birlik ve beraberlikten bahsedince bizi onaylayacaksınız. Aksi davranır ve konuşursanız vatan haini olursunuz. Ancak vatanseverlik bize yakışır. Devlet bize yakışır. Sizlere ise marabalık yakışır.
Sonuç olarakher şeye rağmen şimdilik istediğinizi alıyorsunuz. Çünkü vatan sevdamız makamla mevkiyle, parayla pulla ölçülemeyecek kadar yücedir. Ancak bu nereye kadar sürer; nekadar daha kölelik yaparız işte orası meçhul.
Remzi ÖZMEN
TES İstanbul 8 Şube Başkanı