Meclis komisyonunda MEB bütçesi görüşülüyor, dışarıda mülakat mağdurlarının çığlığı derken birden laiklik tartışmaları gündemi esir alıyor. Günün sonunda kim ne kazandı diye bakacak olursak ortama tam anlamıyla bir sinir harbi, kargaşa hâkim ve kazananı olmayan bir haftayı geride bırakıyoruz.
Bütçe görüşmelerinde bütçeden başka her şey konuşuluyor. Üniversite yıllarım hariç on bir yıl öğrencilik otuz yıl meslek (öğretmenlik ve sendikacılık) toplam kırk bir yıldır okullardayım, devletimizin bütün sınıf seviyelerinde öğrencilere yemek verebildiğini ne gördüm ne de duydum.
Dersine çalışmış bir muhalefet buradan gidince, belediyelerinin astronomik konser harcamalarının yüzlerine çarpılacağını tahmin edebilir ve gündeme okulların bütçe problemini getirebilirdi.
MEB’in mülakat konusundaki performansı, diğer alanlarda yaptığı başarılı çalışmalara gölge düşürmüştür. MEB, mülakat mağdurlarına bir an önce çözüm üretip, kamuoyunu bilgilendirerek yeniden, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, ÖMK ve bağlı yönetmelikler, akademi ve öğretmen yetiştirme gibi konulara yönelmelidir.
Ülkemizde ne zaman laiklik konuşulsa içim kararır, aklıma karanlık günler gelir ve gerildikçe gerilirim. Eğitimi, müfredatı, eğitim tarihini, gençliği vs. konuşamayan kim varsa, atılan her adıma laikliğe aykırı olduğu gerekçesiyle karşı dururlar. Çünkü tabu haline getirmişlerdir, konuşulması teklif dahi edilemez ve uygulanması milyonlarca insanın hayatından daha önem arz etmektedir!
Bu siyahlar ülkesindeki beyazlara(!) hatırlatmak lazım, meslek liselerini bitirdiğiniz laiklik uygulamasının hasarını eğitim sistemimiz daha tamir edemedi. İhraç ettiğiniz öğretmenlerin hakkı hala teslim edilemedi. Buradan üzerimize gelirseniz, bizim size söyleyeceklerimiz, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in nezaketle söylediklerinin çok ötesinde olacaktır. Ülkemizin en büyük talihsizliği, ayıbınızla yüzleşmek yerine karşı saldırıya geçen tavrınız olmuştur.
Demem odur ki eğitim ortamı bu kadar stresi kaldırmaz. Hani eskiden bize derdiniz ya camiye ve okula siyaset sokmayalım diye. Ne oldu şimdi, bütün mahalle okullardasınız? Kolay sinirlenen bir imam hatip müdürü bulsak da linç etsek, sapkınlıkları desteklesek ama ÇEDES’e saldırsak diye kırmızı görmüş boğalar gibi saldırıyorsunuz. Sahi siz ne acayip adamlar oldunuz?
Bursa’da çevirdiğiniz filmin sonu erken geldi. Merak etmeyin yakında mülakat sakızı da kalmayacak elinizde ve o ekranlara çıkardığınız öğretmenlerimizin mağduriyetini de biz gidereceğiz.
Kim ne kadar organize olur sosyal medyadan kampanya yürütürse yürütsün, bu üslup ve tavırla gelindiği müddetçe, durduğumuz yerden zerre kadar kıpırdamayız. Üretemediğiniz, kendinizi güncelleyemediğiniz için, toplumun yıllar içinde çözerek aştığı, kabuk bağlamış yaralar üzerinden giderek gündemde kalmaya çalışıyorsunuz. Dönüp sizin bu eski takıntılarınızla kaybedecek zamanımız yok. Siz heykel yapın, konser düzenleyin, eski günlerinizi yâd edin, bizim yapacak çok işimiz var.
Talat YAVUZ
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri
yavuztlt@hotmail.com