Kimse üzülmesin!
Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ömer DİNÇER, 7 Eylül 2011 günü gazetelerde çıkan haberlere göre yöneticilere hitaben “vatandaşı üzerseniz, ben de sizi üzerim” demiştir.
Sayın bakandan şunu bilmesini istiyoruz, eğitim yöneticileri vatandaşı üzmek için değil çocuklarımızın en iyi ortamlarda eğitim almaları için bu görevleri üstlenmişlerdir. Okulun bütün yükünü sırtında taşıyan yöneticilerimiz üzülmeyi değil sevinmeyi hak etmektedirler.
Sayın bakan konuşmasında ayrıca “fiziki mekanlarımızın en güzel yerlerini kendinize ayırmayın. Okulda en iyi ve en temiz yer derslikler olmalı, öğretmenlerin odası olmalı.” Demiştir. Okulların temiz ve iyi durumda olması bilinmelidir ki, devlet memuru hizmetli ya da ücretli hizmetliler var olduğu takdirde sağlanabilecektir. Ancak okullarımızın ödeneği, kadrolu hizmetlisi olmadığından bu sorun ancak okul-aile birliğine yapılacak bağışlarla parası ödenen ücretli hizmetlilerle çözülebilmektedir. Fiziki mekanlarda ise derslikler yetmediğinden çoğu okul müdürü kendi odasını sınıf yaparak, daha küçük odalara yerleşmişlerdir.
Göreve başladığında yayınladığı ilk genelge ile okul-aile birliğine bağış ve para toplamak yasaklandığı için yöneticilerimiz şu an kara kara düşünmektedirler. Okullar açıldığında başta temizlik olmak üzere birçok sorun yöneticileri beklemektedir.
Baskıcı bir yönetim anlayışına sahip olduğunu gördüğümüz sayın bakan neden okul müdürlerine “bir derdiniz var mı” diye sormuyor da, hep tehdit edici şekilde konuşuyor.
Sayın bakana önerimiz; temizlik, öğretmen açığı, kalabalık sınıflar, yapılması gereken boya badana işleri, vb. sorunlarla açılması muhtemel olan okullarımızın önce bütün ihtiyaçları giderilmeli, sonra hesap sormaya geçirilmelidir. Ancak sayın bakan testi kırılmadan tokat attığından bu sorunlar da devam edecektir.
Kısacası birbirimizi üzmek yerine sevindirmeye yönelik adımlar atılırsa sayıları yüz bini geçen eğitim yöneticileri de hem vatandaşı hem de sayın bakanı mutlu edecektir.
Saygılarımla….
Sencer KAYA
Eğitim Yöneticisi
YAZARIN DİĞER YAZILARINDAN BAZILARI
Bir Yılan Hikayesi: Kariyer Basamakları
Eğitim çalışanları “eşit işe, eşit ücret”in neresinde?