MEB'de Başörtüsü Skandalında Zor Sorular

EBS: Mücadele Etmesi Gerekenler Neden Müdahale Etmedi?

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan başörtülü öğretmene Danıştay kararına rağmen eziyet skandalında her gün yeni gelişmeler yaşanıyor. 11 yıldır hukuk mücadelesi veren Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Gülsen Demir’in yalnız olmadığı anlaşıldı. Gülsen Demir’in avukatı Yusuf Çağlayan Eski Savcı Yaşar Petek’e yazdığı mektupta benzer bir sürü olay yaşandığını anlattı. Milli Eğitim Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinde rutin iş olarak görülen hukuk skandallarından Ak Parti’li bakan ve müsteşarların bilgisi var mıydı? Şimdi Bu merak ediliyor.

Skandalın sorumlularını istifaya davet eden açıklaması ile olayın kamuoyuna yayılmasını sağlayan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın’ın, 4 Hukuk Müşavirinin daha görevden el çektirilmesinin ardından twitter’dan paylaştıkları sıra kimde dedirtti.

Bakan Nabi Avcı ve Müsteşar Yusuf Tekin’in olaydan haberlerinin olmadığı ama haberdar olduklarında gereğini yaptığı anlaşılıyor. Ali Yalçıneski Bakan Dinçer’in ve Eski Müsteşar Emin Zararsız’ın haberi var mıydı diye sordu. Din Öğretimi Genel Müdürü’nün neden topu taca attığını ve sorumlu davranmadığını sorgulayan Yalçın, “Ben olaydan haberdar olup mücadele etmesi gerekirken müdahale bile etmeyen Genel Müdürün "kararı siz verin" diye yazı yazmasını da yadırgadım. Biz öğrendiğimizde konuluyorsak, Din Öğretimi Genel Müdürü öğrendiğinde neden susuyor?” diye sordu.

Emekliliğini isteyen 1. Hukuk Müşaviri Osman Çelik’in kamuoyuna yansıyan açıklamalarından hareketle “Biz emir kuluyuz diyenler konuşmalı. Emir kuluyuz diyerek Sisi'lik yapılıyorsa onu bilmeliyiz. Yok, eğer emir verenler varsa onu da bilmeliyiz. Herkes bu olayda kendi vebalini öder. Biz  kimsenin vebaline girmek istemeyiz. Mazlumun vebaline girenlere de asla sessiz kalmayız. 659 sayılı KHK'da verilen yetkiyi kullanmayan Hukuk Müşavirleri, bu davalarda ne gibi hukuki fayda mülahaza etmişler onu da merak ediyorum. Yetkisini kullanmayanlar "biz ne yapalım, biz emir kuluyuz" demek yerine eğer yetkiyi kullanma diyen ve emir veren varsa onu söylesinler” diye yazan Yalçın, “Emir vereni söylediklerinde eğer tepki vermez ve sessiz kalırsak o zaman biz susalım, onlar konuşsunlar. Bunlar samimi değiller desinler.” dedi. Eğer aksi söz konusuysa, “659 sayılı KHK'daki yetkiyi ve ruhsatı kullanmayanlar, tabiri caizse gözyaşlarını ve milleti kullanmaya çalışıyorlar" diye yazdı.

Eğitim Bir Sen ve Memur Sen ailesi olarak 12 Milyon 300 bin imzayı spor olsun diye toplamadık. Sivil itaatsizliği de artislik için yapmıyoruz” şeklinde twit atan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, konuya ilişkin twitlerini “Devlet ne başörtülüye ne de başı açığa dayatma yapmamalı. Tanımlama aymazlığını bırakıp tanıma erdemini kuşanmalı. Kamusal alan yalanına hayır!” diye bitirdi.

 

İşte O Twitler:

 

Başörtülü öğretmene 11 yıl sonra geçit veren Danıştay kararına itiraz eden MEB hukuk müşavirliğinde deprem domino etkisi yaptı. Sıradaki kim?

Merak ettiğim şu. Olay bir öğretmenle sinirli değilmiş. Bu skandal nasıl bu kadar gizli kaldı. Sendika üyesi olmayanlar bir kez daha düşünmeli

Sendika üyesi olanların bu durumunun gizli kalması imkânsız. Bizde bir tane bile yok. Bireysel mücadelede kol kırılmış yen içinde kalmış yani

Sorun örgütsüz mücadelenin ne kadar isabetsiz olduğudur. En ufak bilgimiz olsa bu gune kalır mıydı?

Bizde bırakın Danıştay kararını İdari Mahkeme kararı bile kamuoyuna yansıtılır. Hukuksak kılıf giydirilen ideolojik dayatmalar deşifre edilir

Ben olaydan haberdar olup mücadele etmesi gerekirken müdahale bile etmeyen Genel Müdürün "kararı siz verin" diye yazı yazmasını da yadırgadım

Biz öğrendiğimizde konuluyorsak, Din Öğretimi Genel Müdürü öğrendiğinde neden susuyor? Dincer ve Emin Zararsız’ın haberi var miydi?

Sayın Nabi Avcı ve Müsteşar Yusuf Tekin Bey'in haberinin olmadığı bilgisi kamuoyuna yansıdı. Öğrendiklerinde müdahale ettikleri görülüyor

Eğer bu Bakanlar ve Müsteşarların bilgisi dâhilinde yapıldıysa bunlar ortaya çıkması lazım. Suç sadece müşavirlerin değildir herhalde?

Biz emir kuluyuz diyenler konuşmalı. Emir kuluyuz diyerek Sisi'lik yapılıyorsa onu bilmeliyiz.Yok eğer emir verenler varsa onu da bilmeliyiz

Herkes bu olayda kendi vebalini öder. Biz  kimsenin vebaline girmek istemeyiz. Mazlumun vebaline girenlere de asla sessiz kalmayız

659 sayılı KHK'da verilen yetkiyi kullanmayan Hukuk Müşavirleri, bu davalarda ne gibi hukuki fayda mülahaza etmişler onu da merak ediyorum

Yetkisini kullanmayanlar "biz ne yapalım, biz emir kuluyuz" demek yerine eğer yetkiyi kullanma diyen ve emir veren varsa onu söylesinler

Emir vereni söylediklerinde eğer tepki vermez ve sessiz kalırsak o zaman biz susalım, onlar konuşsunlar. Bunlar samimi değiller desinler.

Fakat gördüğüm o ki; 659 sayılı KHK'daki yetkiyi ve ruhsatı kullanmayanlar, tabiri caizse gözyaşlarını ve milleti kullanmaya çalışıyorlar

Devlet ne başörtülüye ne de başı açığa dayatma yapmamalı. Tanımlama aymazlığını bırakıp tanıma erdemini kuşanmalı. Kamusal alan yalanına hayır!

Eğitim Bir Sen ve Memur Sen ailesi olarak 12 Milyon 300 bin imzayı spor olsun diye toplamadık. Sivil itaatsizliği de artislik için yapmıyoruz

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

MEB PERSONEL Haberleri