Bu ayrım yapılırken kanunen tercih edilmesi gereken yöntem İlkokulların ayrı ortaokulların ayrı binalarda olması şeklindedir.
Dönüşümlerle ilgili genelge yayımlayan bakan DİNÇER genelgede de bu duruma açıkça değinmiştir.
Uygulamalara baktığımızda genelgelerden çok kişilerin etkilerinin olduğu görülmektedir.
Bazı bölgelerde İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinin dahi içinde yer almadığı komisyonlar marifetiyle bu düzenlemeler yapılmakta,
Bazılarında keyfi olarak kurum müdürünün kişisel ilişkileriyle okulun kaderi belirlenmekte,
Bazılarında siyasetçiler,
Bazılarında belediyeler,
Bazılarında da bazı sendikaların etkinliği görülmektedir. Örneğin İstanbul’un bir ilçesinde sendika yöneticisinin bulunduğu okul ile ilgili planlama İmam Hatip Ortaokulu olması şeklindedir. Bu ilçede tek İmam Hatip Ortaokulu açılması planlanırken başka bir ilçede 4 tane İmam Hatip Ortaokulu bir tane bağımsız ortaokul açılacaktır.
Bakanlığın talimatından önce kanunun zorunluluk gösterdiği Ortaokul ve İlkokulların ayrı binalarda olmasının esas alınmasına ise neredeyse hiç uyulmamaktadır. Birbirine çok yakın okullarda dahi ayrım yapılmayarak İlkokul ve Ortaokulun bir arada olduğu görülmektedir.
Bakanlığın en büyük hatası İmam Hatip Ortaokullarını belirlerken veli talebini gözetmemesidir. Bakanlık bu yıl 4.sınıfta okuyanların taleplerini okullar kapanmadan yazılı olarak almış olsa ve buna göre planlama yapsa konu daha sağlıklı işleyecektir. Velinin mağdur olmadan kendi mahallesinde okul açılması dahi söz konusu olabilecektir.
Bize gelen bilgiler göstermektedir ki eğitimle ilgili ve ilgisiz herkes bu konuya müdahil olmakta ve geleceğe yöne vermektedirler.
Bakanlığın konuyu daha net çizgilerle ayırması ve emirlere uyulup uyulmadığının incelenmesi kişilerden çok eğitimle ilgili paydaşların yer aldığı bağımsız komisyonlar marifetiyle planlama yapması hem veli, hem öğrenci hem de eğitim süreci açısından daha sağlıklı olacaktır.
Saygılarımla…
Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi
Memurlar.net