Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, müdür yardımcılığı sınavında İnkılap tarihi konusunun olmaması nedeniyle yargının yürütmeyi durdurma kararı verdiğini hatırlatarak, konuyla ilgili MEB yetkilileri ile görüşme yaptığını kaydetti.
MEB’in nasıl bir yol takip edeceğini anlatan Koncuk, “Yetkililer üst mahkemeye itiraz edeceklerini, üst mahkemenin kararı bozması halinde görevlendirmeleri yapacaklarını, o zamana kadar bir işlem yapmayacaklarını ifade etmişlerdir. Şayet üst mahkeme verilen kararı uygun görürse, sınavı yenilemekten başka yol olmadığını söylemişlerdir” dedi.
Genel Başkan Koncuk, “Şayet MEB verilecek yargı kararı karşısında haksız bir yol takip ederse, bunu düzeltmek için gayret ve tepki göstermek bizim işimizdir. Yaşananların tüm sorumluluğu da tabi ki MEB'e aittir. Olacakları hiç hesap etmeden, uyarılara kulak tıkayarak yapılan işler bu kadar oluyor” diye konuştu.
Koncuk sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Bilindiği üzere müdür yardımcılığı sınavında TC İnkılap tarihi konusunun olmaması sebebiyle yargı yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Bu karar sınav kazanan adayların haklı endişesine yol açmıştır. Bu karar karşısında MEB'in nasıl bir yol takip edeceği merak konusudur.
MEB yetkilileri ile nasıl bir yol takip edeceklerini konuştum. Açıklamaları şu şekilde olmuştur. Yetkililer üst mahkemeye itiraz edeceklerini, üst mahkemenin kararı bozması halinde görevlendirmeleri yapacaklarını, o zamana kadar bir işlem yapmayacaklarını ifade etmişlerdir. Şayet üst mahkeme verilen kararı uygun görürse, sınavı yenilemekten başka yol olmadığını söylemişlerdir.
Üst mahkeme karar vermeden yapılacak yönetici görevlendirmelerinin açılacak muhtemel davalar sebebiyle iptal edilebileceği düşünülmektedir. MEB yetkililerin yeni durum karşısında görüşleri bu şekildedir. Bu durumda üst mahkeme kararını beklemekten başka bir yol görünmemektedir. Yeni yol haritası üst mahkeme kararına bağlı olarak oluşturulacaktır. Bu görüşler tamamen MEB yetkililerine aittir.
Türk Eğitim Sen olarak bize göre de, yargı kararlarının beklenmesi yanlış değildir. Yoksa görevlendirilecek kişiler de sıkıntı yaşayacaktır. Mevcut karar ortada dururken, bizim ne olursa olsun yönetici görevlendirmelerini yapın, yargı kararlarını boşverin dememiz mümkün değildir.
Bizim yargı kararlarını ortadan kaldıracak bir gücümüz de, misyonumuz da yoktur. Yapılacak her şey verilecek üst mahkeme kararına bağlıdır. Şayet MEB verilecek yargı kararı karşısında haksız bir yol takip ederse, bunu düzeltmek için gayret ve tepki göstermek bizim işimizdir. Yaşananların tüm sorumluluğu da tabi ki MEB'e aittir. Olacakları hiç hesap etmeden, uyarılara kulak tıkayarak yapılan işler bu kadar oluyor.”