MEB Hukuk Müşavirliğinin okul müdürleri ile ilgili İDDK kararı sonrası göreve iadeleri hakkındaki görüşünü paylaşmıştık.
Yazıdan hemen sonra gelen dönütler göstermiştir ki konu tam olarak anlaşılamamıştır. İlgi yazının içeriği incelendiğinde açıklamanın görevden alınan tüm okul müdürlerini kapsamayacağı açıktır.
Yazının içeriği ve son bölümünde yer alan;
"Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 18/02/2015 tarihli ve YD. İtiraz No;2014/1151 sayılı Karan uyarınca İlgililerin dilekçelerinde belirtikleri taleplere ilişkin olarak idarece herhangi bir işlem yapılmasının mümkün olmadığıdeğerlendirilmektedir."
cümlelerine dikkat ettiğimizde dilekçe içeriklerinin ön plana çıktığı görülecektir.
Dilekçe içeriklerinin 75 altında alan ama 6 ay çalışmadığı İlçe müdürü/ Şube müdürü tarafından değerlendirilmemiş olan ya da 6 aydan ayda az çalışanlar olduğu halde onların puanları silinip yeniden değerlendirme yapılmış olsa dahi 75 barajını aşamayacak olanların taleplerine ilişkindir.
Yani ben müdürlükten alındım. İDDK'nın bir kararı var göreve iade edilmeyi talep ediyorum şeklindeki dilekçelere verilen cevaptır.
İDDK kararı incelendiğinde de tümden bir iptalin söz konusu olmadığı görülecektir. İleride olası bir davaya istinaden Ek-1 değerlendirme formunun, ya da sistemin tamamının iptaline yönelik bir karar olursa bu taleplere verilecek cevaplar da böyle olmayacaktır.
İDDK kararı kapsamında olanlar için:
İDDK kararı kapsamında olan yani ilgili şube müdürü ya da ilçe müdürü 6 ay çalışmadığı halde değerlendirme yapmışsa bu durumda olan okul müdürleri ile ilgili yeni bir görüş yazısı yayımlanması gerektiği açıktır.
Bakanlık hukuk müşavirliği bu noktadaki görüş yazısında da hiçbir işleme gerek yoktur derse o zaman Hukuk Müşavirliği adının da Hükümet Müşavirliği olarak değişmesi gerekir.
Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün açıklama yapması, yargı kararının nasıl uygulanacağını açıklaması gerekmektedir. Bunun için idarenin 30 günlük süresi 23 Ağustos'ta dolacaktır.
Ümit ediyoruz ki hukuk hakim kılınır ve yapılan yanlıştan dönülür. Aksi halde her geçen gün eleştiri odağına oturmaktan usanmayan MEB yeni bir skandala imza atmış olur.
Bu noktada yeniden puan değerlendirmesi yapılması ya da şube müdürünün yerine ilçe müdürünün değerlendirme yapması hukuken mümkün değildir. Çünkü yargı kararı işlemin hiç tesis edilmediği döneme dönmeye hükmeder.
Aynı durum müdür yardımcıları için de geçerli olup müdür inhası ile görevlendirilen Müdür yardımcılarının görevleri hukuken sona ermiştir.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen dilekçelerine red cevabı alanlar olursa yapacakları iş konuyu yeniden yargıya taşımak olmalıdır. Elbet ki zor ve uzun bir süreç fakat mücadeleden vaz geçmemek, haksızlık karşısında susmamak gerekir.
MEB'in böyle bir adım atacağını sanmıyoruz. Bu kadarına de pes dedirtmez diye düşünüyoruz. Çünkü insanları İDDK kararından sonra sonucu belli olan davalara zorlamak bakanlığa hem maddi olarak hem de manevi olarak kaybettirecektir.
Bunu göze alacak bürokratlar da gerek vicdanlarda gerekse yargı önünde hesap vermekten kurtulamazlar. Çünkü bu işin takipçisi olan onlarca sendika, binlerce eğitimci vardır.
Konu ile ilgili olarak bir süre daha bakanlığın açıklamalarını beklemekte fayda var diye düşünüyoruz.
Maksut BALMUK