Çelik, AK Parti'nin kuruluş sürecinde yaşadığı zor dönemlere de değinerek, "Bir ülke düşünününki bir partinin genel başkanı esas kimliğini saklamak ihtiyaçında hissediyor. Ben Kültür Bakanıyken Sefa Kaplan benimle röportaj yaptı. Bir Türkiye tablosu çizip kültürel meseleler hakkında konuşutuk, kendimden örnek verdim. Babamla ninem evde arapça konuşuyor, babamın esas dili Arapça, annem kürt, benim ilk öğrendiğim dil kürtçedir. Ben 7 yaşında okula gittikten sonra Türkçe öğrendim. Benim eşim Türk, çocuklarım Türkçe'den başka dil bilmiyor. Ben bunu dile getirdim diye, herhalde vefat etti, Necdet Sevinç Ortadoğu gazetesinde günlerce benim aleyhimde yayın yaparak, annem Kürttür diye söyleyen birisi. Türkiye'nin Kültür Bakanılığı'nın başında olamaz dedi. Şaşırmaya gerek yok Kemal Kılıçdaroğlu ya ben Konyalıyım Türkmen'im oradan geliyorum demesi bile içinde bulunduğu ulusalcı veya başka gruplara karşı falan niye böyle bir ifade de bulunuyor ki, niye bir ihtiyaçta bulunuyor ki? Baskı bir toplumu münafıklaştırır. Sultan Abdulhamit dönemine karşı çıkan İslamcı aydınlar, Sultan Abdulhamit'e sen münafık bir toplum oluşturdun diye kızıyorlar. Mehmet Akif, Said Nursi, Elmalı Hamdi Yazır gibi birçok aydın var" açıklamasını yaptı.
Ak Parti'nın yeni kurulduğunda Grup başkan vekilleri adına yaptığı bir konuşmaya dikkat çeken Çelik şunları dile getirdi:
"Arkadaşlar biz iktidarı kazandık 363 milletvekili ile ve Lenin'in bir sözünü söyledim. Lenin Komünist devrimi yaptığında kurmaylarıyla birlikte yaptığı ilk toplantıda ilk cümlesi, beyler unutmayın biz şuan güçlüyüz ve bütün alçaklar bizimle beraberdir. Ben de arkadaşlar dedim ki biz şuanda güçlüyüz, bütün alçaklar bize yanaşacaklar. Eğer tatlı bir nesnenin olduğu yere bal arıları da gelir, ama eşek arıları da gelir sineklerde gelir, bunları eleyecek bir mekanizma olmazsa bunlar bizi boğar dedim. Şimdi AK Partinin bahsettiğimiz hasbi adamları hasbi ekip, sonradan gelen alçak taife tarafından yerin dibine batırıldı. Abdullah Gül hain, şu hain bu hain herkes hain... niye bunlar çıkıp şöyle olmasın böyle olsun demişler. AK Partini kendi içinde bile bu hiyanet sistemini işlettiğiniz zaman, diğer partilere hain demek sesini çıkartana terörist demek, sesini yükseltene anarşist demek çok daha kolay oldu. Meclis Taburunun girişinde şöyle bir söz yazıyordu: Hiç bir mazeret başarının yerini tutamaz. Mazeret üretmeye bırakalım, biz şu fakirin ekmeğin küçülmesine müsaade etmeyelim tedbirimizi alalım, biraz daha ortamı yumuşatalım, muhalefetle rekabet düzeyinde bir rekabet yapalım bu daha hayırlıdır. Siz yasakladınız mı bastırdınız mı, engellediniz mi o karşınıza büyük çığ olarak gelir."