Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı`na gönderilen metin:
Eğitim Sen olarak kamusal, nitelikli, ücretsiz, anadilinde, bilimsel ve laik eğitim mücadelesi vermekte; 127 bin eğitim ve bilim emekçisini temsil etmekteyiz. Biz Eğitim Enternasyonali`nin Türkiye`deki tek temsilcisi olarak toplumdaki eşitsizliklere karşı mücadelemizi sürdürmekteyiz. Bu bağlamda cinsiyet eşitsizliğini temel bir sorun olarak değerlendirerek kadınların ikincil konumlarını yeniden üreten eğitim politikalarına karşı çıkmaktayız. Ne yazık ki hem Milli Eğitim Bakanlığı hem de Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, kadınlara ve kız çocuklarına tek seçenek olarak şiddet, taciz, tecavüz ve cinayeti sunan uygulamalara imza atmaya devam etmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu`nun 2011 tarihli kararıyla 2012-2013 eğitim-öğretim yılından itibaren 5 yıl süreyle ‘ders kitabı‘ olarak kabul edilen ve Pasifik Yayınları`na ait olan Sosyal Bilgiler Öğretmen Kılavuz kitabı‘nın "Adım Adım Türkiye" başlıklı ünitesinde, "Kınanın gelin olacak kızın yeni evine bağlı kalacağını sembolize etmek üzere yakıldığını, gelinin evinin ve kocasının yoluna gerekirse kurban olacağının vurgulandığını söyleyiniz` ifadesi ve aynı kitabın 2. ünitesinde ‘Kültürümüz Zenginliğimizdir` etkinliğinde yapılması önerilen etkinlikler olarak "Kız öğrencilerinizden birine gelin rolü veriniz. Diğer kız öğrencileriniz, bölgenize ait ya da ders kitabındaki (s.40) kına türküsünü seslendirsinler", "Gelin olan öğrencinizin başına kırmızı yazma örtünüz. Öğrencilerinizden kına türküsü söylenirken gelinin eline kına yakılmasını canlandırılmasını isteyiniz", "Kına gecelerinin genellikle gelin olacak kızın evinde kaldığı son gece yapıldığını, bu gecelerde yöresel kıyafetler giyildiğini belirtiniz", "Erkek evinde de erkek kınası yakıldığını söyleyiniz", "Öğrencilerinize, kınanın gelin olacak kızın yeni evine bağlı kalacağını sembolize etmek üzere yakıldığını, gelinin evinin ve kocasının yoluna gerekirse kurban olacağının vurgulandığını söyleyiniz", "Öğrencilerinizden katıldıkları kına geceleri hakkında bilgi vermelerini isteyiniz", "Etkinliği yöresel kıyafetler, gerçek kına vb. kullanarak da gerçekleştirebilirsiniz" gibi ifadeler yer almaktadır. Bu ifadelerin pedagoji ve bilimsellikle ilgili olmadığı ortadayken bir öğretmen kılavuz kitabında yer almasının mantıki hiçbir gerekçesinin olmadığı aşikardır.
Bizler Milli Eğitim Bakanlığı`nın attığı her adımda başta çocuklar ve eğitim ve bilim emekçileri olmak üzere tüm bir toplumu daha fazla karanlığa ittiğini belirtmek isteriz. Daha önce 4+4+4 modeli ile çocuk evlilikleri ve çocuk işçiliğinin önünün açılacağını söylemiş; bu konuyla ilgili tüm ülkede yaygın eylemler düzenlemiştik. Demokratik tepkilerini ortaya koyan emekçilerin sesine kulak vermek yerine ceza, sürgün ve işten atma politikalarına hız veren Milli Eğitim Bakanlığı, resmi istatistiklerle kanıtlanan çocuk işçiliği ve çocuk evlilikleri artışından sorumludur. Üstüne üstlük, hazırladığı kaynak kitaplarla kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesini meşrulaştırması, özendirilmesi ve evlenen kız çocuklarının evinin, kocasının yoluna ölmesi gerektiğini, diğer taraftan da bunu yapmayan gelinlerin şiddete uğramasını ve katledilmesini meşrulaştırması kabul edilemezdir.
Milli Eğitim Bakanlığı`ndan eğitimde cinsiyet ayrımcılığını derinleştireceğinden dolayı tüm bu ifadelerin kaldırılmasını ve eğitimde cinsiyet eşitliği ilkesine uygun davranılmasını ve sözü geçen kitabın eğitim materyali olarak kaldırılmasını talep ediyoruz. Cinsiyet ayrımcılığına karşı imzalanan uluslararası sözleşmeleri hatırlatır; Türkiye`de giderek artan taciz, istismar, tecavüz, şiddet ve cinayetlere karşı Bakanlığı sorumluluğa davet ederiz.